Korku Okulu - 67.Bölüm - Tüm Gerçekler

6K 345 52
                                    

Babamın, Aysun Abla'nın ve Burak'ın yanlarındaki eşyalarını şeffaf bir poşette elime verdiler.

Üzüntüden onları yere atıp ağlamaya başladım. Bir anda rüzgarın çıkmasıyla eşyalar savrulmaya başladı. Daha fazla dağılmadan tekrar toplamaya çalıştım. Babam ile benim fotoğrafımı gördüm. Cebime iyice sakladım. Babamdan bana kalan tek şeydi.

Hâla olay yerinde olayın şoku ile ne yapacağımı bilmiyordum. Dedem -Necat Bey - arkamdan çaresizce beni izliyordu.

1 Hafta Sonra

Tüm cenaze işlemi bitmişti. Her gün mezarlığa gidip geliyordum. Artık kimsem kalmamıştı arkadaşlarımdan başka. Cenaze evine bile birkaç akrabadan başka kimse gelmedi. Onlar da hemen gelip gitmişledi.

Konağa doğru yavaşca gittiğimde aklıma Kaan gelmişti. Son günlerde bizimle uğraşmadığını fark ettim. Belki de artık vazgeçmiştir.

Konağa varmış kapıdan içeri girecekken arkamdan Melis'in sesini duydum.

"Selinnn! Selin! Selin! Gel buraya!"

Neden bağırdığını galiba anlamıştım. Gerçeği öğrenmiş olmalıydı. Melis'in bağırışlarını duyan konaktaki herkes bahçeye indi.

Melis yanıma yaklaşıp tokat attı.

"Melis ne yaptığını zannediyorsun sen ?" diye bağırdım.

"Sen arkadaş değil, hainsin! Nasıl böyle bir kalleşlik yapabildin bana Selin! Nasıl ? Nasıl böyle bir şeyi benden sakladın ? Söyle hadi!"

"Ne diyorsun Melis ? Hiçbir şey anlamadım."

"Anlamamış gibi yapma, ne dediğimi çok iyi biliyorsun. Hayatımı çaldın hain!"

Konaktaki herkes bana bakıyordu. Bir anda Efsun ve Tülin'in de konağa girdiğini gördüm. Tülin, Melis'e "Neden hemen gelmemizi istedin ? Ne oldu ?" diye sordu. Melis cevap olarak "Selin daha iyi biliyor, belki size bir şey anlatır." dedi.

"Kimden öğrendin ?" diye kısık sesle bir soru sordum.

"Yani kabul ediyorsun suçunu, pislik!" diyip bir tokat daha attı. Tülin ve Efsun şaşkın saşkın Melis'e bakıyorlardı.

"Çok üzgünüm Melis, çok özür dilerim." dememle beraber beni itti ve herkesin ortasında konuşmaya başladı.

"Bu konak, eşyalar, her şey benim. Necat Bey sizin gerçek torununuz benim!" dedi.

Banu Hanım bana bakarak "Selin, Melis doğru mu söylüyor ?" diye sordu. Sorusunu cevapsız bıraktığımda herkes Melis'in doğru söylediğini anlamıştı.

Efsun bana bakarak "Cidden böyle bir alçaklık yaptıysan yazıklar olsun." dedi. Tülin bir şey demeyerek sessiz kaldı. Herkes bana gözünü dikmiş küçümser bir şekilde baktı.

Melis cebimden sarkan fotoğrafı görmüş olmalı ki gözünü oraya kestirip fotoğrafı cebimden aldı. Babamı göstererek "İşte senin gerçek ailen!" dedi. Daha fazla dayanamadığım için konaktan hızlıca çıkmaya başladım.

Konaktan çıkarken polis arabalarının konağa doğru girdiğini gördüm. Melis arkamdan "Yaptığın cezasız kalacak sanmadın heralde. Pisliğinde boğul!" dedi. Polisler yanıma gelirken hapise gireceğimi düşündüm. Kimsesiz kalmışken bir de hapise giremezdim.

Birden son sürat yan taraftaki ağaçlık alana doğru kaçmaya çalıştım. Polisler arkamdan "Kaçma, gel buraya!" diye bağırıyordu. Son sürat koşmaya devam ettim. Hemen pes edemezdim. Arkamdan bir sürü polisin geldiğini gördüm. En sonunda önüme uçurum çıktı. Polisler arkamdan bana doğru gelmeye başladılar. Gittikçe uçurumun kenarına doğru ilerlemeye başladım.

Aşağı baktığımda çokta yüksek sayılmayacak bir yer gibi duruyordu ama gözümü korkutmaya yetti.

Polis bana bakarak "Saçmalama, gel şuraya!" diye bağırdı.

Bir uçuruma bir polislere bakıyordum. Ya bu uçurumdan atlayacaktım, ya da polislere teslim olacaktım.

Ömrümü hapiste geçiremezdim. Uçurumdan aşağıya doğru bakarak "Anne, baba yanınıza geliyorum!" diye bağırarak kendimi uçurumdan atlayıp boşluğa bıraktım...

- Bölümü nasıl buldunuz ? -

Korku Okulu Where stories live. Discover now