70. Bölüm

31.8K 1.6K 1.4K
                                    




Merhaba okurcanlarım🎈

Bu bölümü kalbinin güzelliğine aşık olduğum sevgili okurum @FundaSahin3 e armağan ediyorum🙏🏻 İyiliğin, güzelliğin hep var olduğuna, olacağına olan inancımı artırıyorsun Fundacım, iyi ki varsın😍 Rabbim iyi insanlarla karşılaştırsın seni♥️

Hepinizi, hepimizi inşallah🙏🏻

Yorumlarda buluşalım♥️

Eylem

Ekstra güvenlik tedbirleri altında çiftliğin kapısından içeri girdiğimizde uyumak üzereydim. Karasu Limanı'na yanaşan yattan ayrıldıktan sonra limanda bizi bekleyen çok sayıda koruma eşliğinde Fırat'ın arabasına geçmiş, yarım saatlik bir araba yolculuğunun ardından da çiftliğe ulaşmıştık. Yol boyunca Fırat huzursuz bir sessizliğe gömülmüştü. Her ne kadar dahil olmak istemese de, Şule ve Büyük Menderes arasındaki mevzunun canını sıktığı muhakkaktı.

Korumalardan biri kapımı açtığında omuzlarımdan aşağı düşen hırkayı düzelterek dışarı çıktım. Yat yolculuğumuz uzayınca Fırat insafa gelip gardırobundaki hırkalardan birini vermişti giymem için.

Etrafımızı saran kalabalığı görmezden gelerek yorgun adımlarla Fırat'ın yanına doğru ilerledim. Çiftlik evinin kapısında bekleyen Serkan Fırat'a durum bildirimi yapıyordu. "Şule Hanım az önce geldi Fırat Bey. Mehmet Bey de gelmek üzeredir."

"Restorana geçsin Şule" dedi Fırat buyurgan bir tınıda "üst kattaki ofiste beklesin."

Asla olmazdı.

Bakışları gözlerimi bulduğunda Serkan hızlı adımlarla uzaklaştı. "Sen eve geç" dedi Fırat yorgun sesiyle "Uykunu kaçırma, yat bir an önce." Mecburiyetlerinin verdiği bıkkınlık sesinden taşıyordu.

"Restorana gitmenize gerek yok" dedim tüm iyi niyetimle "evde konuşun, ben rahatsız olmam."

Asla olmazdım.

Bezgin bir soluk bıraktı geceye "Haklı olduğunu düşünen bir Şule'den rahatsız olmamak mümkün değil maalesef. Keşke ben de kaçabilseydim."

O kadar çaresiz görünüyordu ki, sırtımı dönmek olmazdı şimdi. İtiraz etmesine fırsat vermeden koluna girdim ve eve doğru adımladım. "Yok yok rahatsız olmam ben, uyurum hemen. Rahat rahat konuşun siz."

Sinirden sanırım, gülmeye başladı "Bu gece ikinizi birden kaldırabileceğimi hiç sanmıyorum Eylem. Yormasan mı?"

"Aşk olsun Fırat ya. Aile meselesi bu sonuçta, karışacağımı düşünmüyorsun herhalde?"

"Aynen öyle düşünüyorum!"

Dudaklarıma hayali bir fermuar çektim "Ağzımı bile açmam, söz veriyorum."

Fırat 'Yalanını sikeyim' dercesine başını sallarken verandayı geçmiş içeri giriyorduk. Şule'yle konuşmak için çabalayan Serkan'a dışarı çıkmasını işaret etti Fırat. Ve üçümüz baş başa kaldık.

"Sen geç, ben mutfaktayım" dedim rahat rahat konuşabilsinler diye. Parmaklarım üzerinde su gibi akarak mutfağa yöneldim.

İSYAN ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin