14.Bölüm

44.1K 2.6K 765
                                    



Bu bölüm çok çok sevdiğim @mrszekinsan a geliyor🙏🏻 en manyak okurlarımdandır kendisi o nedenle ayrı bir severim😍 çok teşekkür ederim canım ikinci kez yanımda olduğun için, yorumların hikayemi taçlandırıyor♥️

Eylem

Safiye Teyze'nin tokatı abimin suratına indiğinde abim susmuştu. Yeşil gözlerindeki fırtına dinmiş, gözbebekleri gri bir toz bulutunun ardında kalmıştı. Gözyaşlarım görüş alanımı bulanıklaştırıyordu fakat Fırat'ın gözünü kırpmadan bana baktığını görebiliyordum. Acıyarak baktığını da görebiliyordum üstelik.

Acıyacak ne vardı ki? Abimin bakışlarındaki sır perdesi aralamıştı nihayet. Bana baktığında o kadını görüyordu. Bu kadar basitti. O kadına bakar gibi bakıyor, o kadının tüm suçlarını omuzlarıma yüklüyor ve en nihayetinde cezayı da bana kesiyordu. Haklıydı belki de. Benziyordum demek ki... ne kadar çabalasam da damarlarımdaki kanın çekimine karşı koyamıyordum demek ki... o yüzden insanlar beni sevmiyordu, o yüzden değersizdim demek ki...

Abim "Eylem" diye fısıldadığında Fırat abimi ittirip yanıma geldi. "Eylem" dedi abim yine. Fırat göğsünden ittirip "Sakın!" dedi dişlerinin arasından.

Yer mi yarılıyordu? Yarılıyordu da ben içine mi giriyordum? Girmiyorsam içine düştüğüm bu karanlık da neyin nesiydi? O kadının utancı daha ne kadar binenilirdi omuzlarıma? Taşıyamıyordum artık. Gücüm yetmiyordu. Ben seçmemiştim onun kızı olmayı. Neden bedelini ben ödüyordum ki?

Alnıma kazınmıştı sanki onun kızı olduğum. Alnıma kazınmıştı ne kadar değersiz olduğum. En sevdiklerim bile bir çırpıda koparıp atıyordu beni. Vazgeçilir olmak çok ağırdı. Taşıyamıyordum artık. Sevgi dilenmek bir o kadar yorucuydu. Gücüm kalmamıştı artık. Damarlarımdaki tüm kanı boşaltsam değişir miydi ki kaderim?

Değişmezdi.

Babam bile benden vazgeçip gitmişken suçu başkalarına yüklemek haksızlıktı çünkü. Sorun bendeydi.

Fırat elini uzatıp "Eylem" dediğinde bir adım geri çekilip elimi havaya kaldırdım. Safiye Teyze yaşlı gözlerle yüzüme bakıyor fakat yaklaşmaya cesaret edemiyordu. Beni teselli edecek tek bir kelime dahi olmadığını biliyordu çünkü. Yoktu. O kadına benzemek benim başıma gelebilecek en büyük felaketti. Ve gelmişti.

Abim bir kez daha "Eylem" dediğinde arkamı dönüp hızlı adımlarla yürümeye başladım. Gözlerindeki pişmanlığın hiçbir önemi yoktu artık. Dilinden dökülenler anlık bir öfkenin yansıması değildi çünkü. Yıllardır içinde biriktirdiği kurumların ansızın etrafa saçılmasıydı.

Aldığım her nefeste sıkışan kalbime inat hızla ilerliyordum sokakta. İşe gitmeliydim. Gidip Fuat Amca'nın açığını bulmalıydım. Babamın hisselerini geri almalıydım. O zaman mutlu olurdum işte. Selim için vazgeçilir olsam da, abim beni sevmese de, kimse beni sevmese de babamın hisselerini geri alınca mutlu olacaktım. İçimdeki boşluk dolacaktı o zaman. Biliyordum.

Fırat'ın ismimi söylemesiyle olduğum yerde durup derin bir nefes aldım. Adım seslerinden hemen arkamda olduğunu anlamıştım. "Sakin" diye mırıldandım kendi kendime. Sakin olmalıydım. Kolumdan tutup beni kendine doğru çevirdi yavaşça. Gözlerinde ilk defa kederli bir ifade vardı. Acıyordu bana.

İSYAN ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now