32. Bölüm

42.9K 2K 1.8K
                                    




Bu bölüm YKS ye girecek tüm okurcanlarıma geliyor♥️

Moralleriniz yükselsin azıcık😍

Başarılar diliyorum hepinize, her şey gönlünüzce olsun🙏🏻

Eylem


Gün boyunca beynim çevrimdışı olduğu için depresyonun dibine vurmuş ve günün sonunda yaptığım tüm saçmalıkları tek cümleyle özetlemiştim.

"Bugün benim doğum günüm."

Fırat zırdeli olduğumu düşünüyor olmalıydı. Sadece düşünmekle kalmıyor aynı zamanda benden kurtulmanın yollarını arıyor da olabilirdi. Delirtmiştim adamı.

Huyuna gidersem ikinci bir şans verirdi belki. Ben de durduk yere saçmalamıyordum sonuçta. Her şey üst üste gelmişti. Öpüşmüyorduk da zaten. Diyete girince dengem şaşmış olabilirdi belki.

Buradan yürüyebilirdim evet.

"Yani?" dedi Fırat 'Ne alaka?' der gibi.

"Öyle işte" dedim omuz silkip. Bakışlarım hala ellerimdeydi.

"Tüm bu saçmalıklar bugün doğum günün olduğu için mi yani?" diye sordu. Yüzüne bakmıyordum fakat ses tonu yetiyordu utandırmaya.

Sessizce başımı salladım.

Sustu.

Sustum.

Sustukça battığımı hissediyordum.

"İstenmeyen bir çocuktum ben" dedim uzunca bir sürenin sonunda. Sonrası kendiliğinden dökülmeye başladı "Mutsuz bir evliliğin sırtına binen istenmeyen bir yük. Dünyaya gelişimle birlikte beni doğuran kadın için bir mecburiyete sebep olmuştum sanırım. Bilmeden, istemeden onu sevmediği bir adama mahkum etmiştim. Öyle hissettirirdi yani, öyle bakardı gözlerime... Suçlayarak."

O bakışlar gözlerimin önüne gelince acı bir tebessüm yerleşti dudaklarıma. "O yüzden de..." dedim umursamaz bir edayla "benim doğduğum gün öyle çok matah bir gün değildi ailem için. Kutlanacak bir gün hiç değildi. Umurumda da değildi zaten. Sadece bir kez kutlamak istemiştim. 8 yaşındaydım. Arkadaşlarım falan gelmişti anneleriyle. Safiş vardı benim yanımda. Pasta kesmiştik. O geldi sonra..."

Küçük bir es verdim. Nefes almaya çalıştım. "Sarhoştu..." dedim aynı umursamaz tonda "Nefret ediyormuş babamdan da benden de, öyle söyledi. Babam zorla sahip olmuş herhalde, küçüktüm çok anlamamıştım o zaman. Hala anlamıyorum da işte... bir abim var çünkü. Abimin onu seven bir annesi var üstelik."

Tek ihtimal vardı çok sonraları anladığım. Asla dile getirmediğim, ötelediğim, yok saydığım.

"Abimi severdi ama" dedim sesli bir soluk verip "En azından bakışlarıyla belli ederdi sevdiğini. Öyle olmasa karakteri böyle der çıkardım işin içinden ama değildi, bana özeldi nefreti. Kabullendim mecburen. Çok öyle göz önünde dolanmazdım. Büyüdüm sonra. Bir kızı olmuş. Sevdiği adamdan. Doğum gününü kutlamışlar. Abime atmış fotoğrafını. Sevgi dolu, çok güzel bir fotoğraf."

Gerçek bir tebessüm yerleşti dudaklarıma. "Çok üzülmüştüm o fotoğrafı gördüğümde ama sonra geçti" dedim başımı koltuğa yaslayıp "Mutluydu o çocuk. Olması gerektiği gibi. Sevinmiştim onun adına. Dünya üzerindeki hiçbir çocuk annesinin nefret dolu bakışlarına maruz kalmamalıydı çünkü. Ben çocukken... o kadının gözlerine her baktığımda duvara toslamış gibi olurdum. Toslaya toslaya kabullendim gerçeği ama işte biraz geç oldu."

İSYAN ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin