73. Bölüm

30.5K 1.7K 1.9K
                                    




Selam okurcanlarım♥️

Duygu yoğunluğu fazlasıyla yüksek olan bu bölümü sevgili okurum ozlmyasarr a ithaf ediyorum. Sana olan sevgimi nasıl anlatsam bilmiyorum Özlem. Eylem'i bağrına basıp her bölüm Fırat'a saydırıyorsun, sonra kıyamayıp Fırat'ı da göğsüne bastırıyorsun ya, işte öyle bir şey. Gecenin bir vakti özlemekten özüm tükendi diye mesaj atıyorsun ya hani, işte öyle bir şey. İyi ki varsın canım benim, hep var ol♥️

Gecikme için üzgünüm ama çıkamadım bölümden okurcanlar, beynim yandı. Sizin bölüm hakkındaki fikirlerinizi çok merak ediyorum, satır aralarında bekliyor olacağım♥️


Eylem

Yeryüzünün en iğrenç gecesinin hemen ertesinde, güneşli bir ilkbahar sabahında, dün gece koynunda uyuduğum adamla, kocamla tanışmak üzere randevulaşıyor ve bunu yaparken deli gibi heyecanlanıyordum. Şu saatten sonra başka zamanlarda, çok başka şartlar altında, çok çok başka şekillerde tanışmak elbette mümkün değildi fakat mümkünmüş gibi yapmak mümkündü.

Fırat'ın gözlerini yıkık, viran olmuş bir şehre çeviren kederi yok sayarak "Gidelim mi artık?" dedim sabırsızca. Asi'nin ayaklarımı bastığım toprağın altında olduğunu bilmek içimi ürpertiyordu. Hepimiz er ya da geç ölecektik fakat öldükten sonra toprağın altına girecek olmak korkutuyordu beni. Soğuk, karanlık, ıssız.

Kollarını belimden çözerek "Gidelim" dedi Fırat. Sessiz bir soluk verdi sonra, kör kuyuları andıran bakışları Asi'yi içine hapseden toprak yığınına çevrildi. Göğsümden yukarı doğru tırmanan feryat figan ağlama isteğimi güçlükle bastırdım ve eline uzandım. Parmakları sorgusuzca parmaklarıma kenetlendi. Diğer elimi koluna yerleştirip başımı omzuna yasladım. Varlığım acısını hafifletmeye yeter miydi bilmiyordum fakat yanında olduğumu hissetsin istiyordum. Tıpkı yanımda olduğunu hissetmek istediğim gibi.

Genzimi yakan gözyaşlarımı sessizce yutkunurken Oğuz ve Serkan'ın ayakları girdi görüş alanıma. Başımı yerden kaldıramadım. Boğazıma dizilen hıçkırıkları yok saymak her geçen dakika daha da zorlaşıyordu.

"Yeter kendine zulmettiğin" dedi Oğuz "git artık!" Sevgiden olduğu muhakkak bir sitem yerleşmişti ses tonuna.

"Çiftliği boşaltmamız gerek" diye karşılık verdi Fırat "bir an önce!"

Amcasından bahsediyordu.

"Şu aşamada en doğru seçeneğin Bolu'daki ev olduğuna karar verdik fakat Oktay Bey şiddetle karşı çıkıyor" dedi Serkan "İstanbul'da kalacaklarmış."

"Bende kalsınlar birkaç gün" dedi Oğuz "Kadir'in hesabını gördükten sonra sakin kafayla oturur konuşuruz, gerilmeyin şimdi yok yere."

Fırat sessiz kaldı. Bu onayladığı anlamına geliyordu muhtemelen zira Serkan koşar adımlarla yanımızdan uzaklaşmıştı. "Akşam kulüpte olacağız" dedi Fırat uyarı niteliğindeki sesiyle. Bu da demek oluyordu ki, bu gece metrekareye en az 1500 koruma düşecekti.

"Keyfinize bakın" dedi Oğuz. Bakacaktık inşallah. 'Halimiz itten beter, keyfimiz paşada yok' derdi Safiş.

Az bile söylemişti. Bizde bu kafa varken paşa bizim getir götürümüzü yapardı ancak.

'Götü yere yakından korkacaksın' derdi bir de. Korkardım ben de. Yeni tanıştığım kişilere yakın mı diye bakardım hep.

Safiş'i özlemiştim.

İSYAN ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now