BÖLÜM 5: VEDALARI SEVMEM

2.8K 161 29
                                    

Hey selam!
Biliyorum bölüm geç geldi ama inanın bayram zaten bir ton misafirle geçti .
Bu bölümü bile zor yazdım.
Bayramınız mübarek olsun bu arada.
Keyifli okumalar. 🌈🔥

_____________

Gözlerini açtığında yeni bir güne başlamanın heyecanı yoktu genç kızda.
Geceyi zor etmiş doğru düzgün uyuyamamıştı bile.
Dün uyandığı evden bu gün temeli gidiyordu?
İçinde olan burukluğun sebebi neydi peki?
Bu eve bu kadar çabuk mu alışmıştı?

Hayır belli ki içindeki kişiye çok alışmıştı.

Saçmalık!

Düşüncelerinde boğulurken başını yasladığı yastıktan kaldırdı genç kız.
Bu düşünceler çok saçmaydı?
Nasıl 2 gündür tanıdığı birine bu denli bir yakınlık hissedebilirdi?
Etkilenmişti Onurdan kabul ediyordu ama bu duygunun etkilenmekten öte olduğundan korkuyordu.
Kendisi daha bir kaç gün önce ilk aşkım dediği kişiden kolayca vazgeçmişken şimdi hemen başka birinden mi hoşlanmaya başlamıştı?

Hem de gitmek istemiycek kadar?
Aşk bu kadar kolay vazgeçilen bir şey olamazdı.

Birden gözlerinin önüne babası geldi.
Babasının annesine olan aşkına her zaman hayrandı Yazgı.
Babasının aşkına aşıktı aslında . Babası her daim annesinin fotoğraflarını yanında taşır bazı geceler sarılarak ağlardı.
İşkolik adamın teki olmasına rağmen ofisinde, arabasında, arka cebinde, her yerde annesinin fotoğrafı olduğunu biliyordu Yazgı.

Kendisi de böyle bir adam bulmak istiyordu.
Böyle aşık, böyle sadakati...
Atakanı belki de bu yüzden o zamanlar sevmişti.
Atakan her daim Yazgıyı korur kollar, okulda ve mahallede en büyük destekçisi olurdu.
Ama yanlış kişide babasını görmüştü Yazgı.
Atakan doğru kişi değildi ki...

Kapının çalması ile düşüncelerinden çıktı ve gözünden damlayan bir damla yaşı hızla elinin tersi ile sildi.
Boğazını düzeltmek için iki kere öksürüp seslendi kapıyı çalan kişiye hitaben.
"Girebilirsiniz."

Söylediği kelime ardından elinde bir sürü alışveriş torbası ile içeri giren kadın ile kaşları çatıldı.

"Yazgı hanım bunu benden almamı Onur bey rica etmişti de."

Yazgının aklına dün Onurun söylediği kadın geldi birde.

"Ha evet Fatma abla değil mi? Yazgı demeniz yeter bu arada. Teşşekürler."

Fatma hanım samimi çıkan ses ile karşısında yatakta uzanmış kızı süzdü istemsizce.
Karşısında Onur beyin tishirtini giyen çok güzel bir kız vardı.
Duru güzeliği, kıvırcık saçları ile genç ve güzledi.
Ama Fatma hanımın dikkatini çeken tshirtin açıkta bırakılan kısımda görülen yaralar ve morluklardı.
Onur bey anlatmıştı olanları daha çok yüzünden geçtiğini biliyordu ama yine de bu kadar çok olacağını tahmin bile etmemişti.

Bir de bu sadece görünen yüzü diye düşündü. Peki bu kızın ruhuna bırakılan yaralar nasıl iyileşilecekti?

Düşüncelerinde boğulmamak adına kafasını salladı ve adımlarını çıkış kapısına doğru attı.

Yazgı giden kadın ile yataktan kalktı ve kendisine getirilen torbalara baktı.
İçimdekilere göz gezdirirken yüzü düştü genç kızın.
Bunları Onura ödemesi gerekiyordu yoksa asla rahat edemezdi. Ama Onur da kabul etmezdi.

Sıkıntı ile torbaları karıştırıp eline aldığı iki parça eşya ile banyoya adımladı.

İç çamaşırları dahil her şeyi çıkarırken soğuk duşun altına girdi ve bir süre yıkanıp hemen çıktı. Dün aldığı havlu ile kendini kurularken Fatma ablanın getirdiği en kapalı iç çamaşırların baktı.

YARALIWhere stories live. Discover now