Kelimelerinizin tükendiği bir nokta olmalı . Hani böyle tir tir titrediğiniz, beyninizin bom boş olduğu bir nokta. Hani kalbinizin sanki ağır bir kaldırıyormuşçasına çarptığı nefesinizin kesildiği deliler gibi ağlamak istediğiniz ama sadece gözlerin...
Selam! Baya geç kaldım farkındayım. Telafi edeceğim bu zamanları söz. Az kaldı.
Neyse fazla uzatmak istemiyorum. Keyifli okumalar.
____________
Ateş vücudunu sararken kendi odasına nasıl geldiğini bilememişti Yazgı. Ayık olmak için tekrar bir duş almıştı yoksa vücudunu saran ateşten kurtulamazdı ki?
Onurun öpücüklerinin etkisi üzerindeyken bornozunu üzerine geçirdi ve banyodan çıkıp dolabının önüne geldi.
Ne tuaftı şu sevgi denen şey. Ne iflah olmaz bir duyguydu. Zira az önce kendi üzerinde olan adamı istemesinden anlıyordu Yazgı. Deli gibi istemişti o an Onuru. Dudaklarına konan öpücükler ile kendinden geçerken kanında hissetiği arzu patlamaları bu adama ihtiyacı olduğunu kanıtlıyordu ve bu durum utanmasına sebep oluyordu. Nasıl olurdu da utanmazdı ki?
Boş vermeye çalıştı . Zira düşündükçe tekrar utanıyor ve iflah olmaz duygular bedenini sarıyordu. Düşüncelerini geri itip işine odaklandı.
İlk önce siyah iç çamaşırlarını üzerine geçirirken eline aldığım krem rengi sıfır kol boğazlı kazağı giydi. Altına kumaş kemerli şortunu geçirdiğinde makyaj masasına oturdu. Sade olmak istiyordu bu gün.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Saçlarını ne yapmak konusunda kararsız kalırken önce kurutma makinesini alıp kurutu. Kıvırcık saçları omuzlarımdan dökülürken tam tepeden sıkı bir topuz yapıp yanlardan bir kaç tutam bıraktı. Bu gün çok dolanacaklardı boğazlı giydiği için yanacaktı zaten bir de saçlarını salık bıraksa sıcaktan ölebilirdi.
Eylül olmasına rağmen rüzgar bile esmiyordu.
Saçları ile işlemi bittiğinde gözlerini makyaj malzemelerinin üstünde gezdirdi. Eline aldığı kapatıcı ile ilk önce göz altlarına kapatı ve yüzüne renk vermek amacıyla hafifçe yanaklarını renklendirdi. Gür kirpiklerini de rimeli çok uygulamadan kaldırdı ve eline aldığı kırmızı ruj ile çok hafif dudaklarını renklendirdi. Bir kaç bileklik koluna taktı ve boş kolunu doldurdu. Ardından ojesiz tırnaklarına bakıp burun kıvırdı. Uzun zaman olmuştu bakım yapmayalı ve bu gün Onurun yanında olacağı gerçeği vardı. Onur bu gün onunla olacaksa ona yakışmak istiyordu açıkçası. Gerçi Yazgı normalde de bakımlıydı. Sağolsun büyüdüğü dadılar ve hocaları onun kafasına sokmuştu bunları.
Omuz silkip 2. çekmeceyi açtı. Göz gezdirdiği ojelere bakarken mor olanı eline aldı ve tırnaklarına sürdü. Taşan kısımları silip kuruduğuna emin olana kadar bekledi.
Evet sanırım tamamen hazırdı. Bu haline gülümseyip ayağa kalktı. Ayağında da krem rengi topuklu ayakkabılarını geçirip saatine baktı. Bütün bu işlemleri 1 saat içinde yapmanın gururunu yaşarken odasının kapısı çalındı.
"Yazgı hazır mısın?"
Onurun sesini duyması ile heyecan yaparken derin bir nefes verdi ve kapıya adımladı genç kız. Topuklu ayakkabılarının tıkırtısı tahta zeminde duyulurken çıkacakmış gibi atan kalbini umursamamamaya çalışıp kapıyı açtı.
