BÖLÜM 34: CEHENNEMDEN SIZAN ŞEYTAN

1.9K 104 182
                                    

5 ay sonra

Yerde olan topa kaşlarını çatılarak bakarken yanına yakalaşan hocaya döndü genç kız.

"Yazgı hanım sizin de üzerine oturmanız gerek."

Diyip plates merkezinde topun üstünde derin nefes alıp veren kadınları gösterdiğinde ellerini şişmiş karnına koydu Yazgı ve yerde yorgunluktan bayılan Onuru gösterdi.

"Benim yerime kocam yapsın."
"Ama yazgı hanım her şeyi kocanız yaptırıyorsunuz aylardır hem de. Adam yorgunluktan bayılmış"

Diyip acıyan gözlerle yerde yatan adama bakması üzerine kaşları çatıldı Yazgının. Ayağını hızla onurun dizlerine vururken irkilerek uyandı Onur. Şaşkın bakışları etrafta dolanırken kendisinin tepesinde olan sevdiğini gördü. Yorgunlukla ayağa kalkarken" Bir şey mi oldu? "

Diye mırıldandı esneyerek.

" Onur avm uyunacak yer mi? Akşamları uyumuyor musun sen kocacım? "
" İzin vermiyorsun ki? "
" Anlamadım... "
" İçim geçmiş diyorum içim. "

Diye mırıldandı Onur. Kendisine sinirle bakan karısı şu an gözüne o kadar tatlı geliyordu ki kızmasını umursamıyordu bile.

" Onur bey aylardır buradasınız ama yazgı hanım top bile kaldırmıyor. Bence platesi boş verin siz. "

Diyen kadınla omzu silkti Yazgı.

"İstemediğim yerde durmam."
Diyip hızla kapıya ilerlediğinde arkasından şaşkına baktı Onur. Uyurken bir şey mi kaçırmıştı.

"Hocam kusura bakmayın. Yazgı biraz..."
"Onur bey Allah size sabır versin."

Kesilen sözüyle iç çekerek başını salladı ve çıkan sevdiğinin peşine takıldı. Merkezden çıktığı gibi bakışları avm ortasında dolanırken kendisini köşede bekleyen Yazgıyı gördü. Gülümseyerek yaklaşırken sanki her gün süzmüyormuş gibi bir kez daha süzdü sevdiğini.
7 aylık olmuştu bebekleri. Bu günden itibaren 7 aylık olmuş ve Yazgının karnında olan 2 bebek büyümüştü. Bu durum genç kadına da yansımıştı. Zayıf bedeni şişmiş karnı büyümüştü. Yüzü hafif tombulaşmıştı. Ve nedensizce hayranlıkla izliyordu bunu Onur. Her geçen gün daha bir aşık oluyordu sanki Yazgısına. Dünyanın en güzel görüntüsü buydu belki de.

"Yazgım."
"Onur ben seni çok mu yoruyorum?"

Gelir gelmez adama kafasına takılan soruyu sormadan yapamadı Yazgı. Elleri alıştığı gibi karnına giderken dudakları büküldü. Biliyordu. Geçen 5 ayda çok yormuştu Onuru. Her gece bir yeri ağrısa Onuru da uyandırırı, her gittiği yere Onurur da götürürdü. Canı bir şey istese sadece Onurdan isterdi. Canı sıkılsa ya da aklına doğum ile ilgili korkunç senaryolar gelse Onura bulaşırdı. Plates, yürüyüş, yüzme vb. bütün aktivitelerde Onur yanındaydı.
Dışardan bakan biri Onura üzülürdü. Kendisine de üzülüyordu ama bazen bunun farkında olamıyordu Yazgı. Üstelik Onur bir kere bile şikayet etmezken, bir kere bile off demezken düşünemiyordu. Onur bir kere 'Yazgı yeter.' dese dururdu Yazgı. Ama adam halinden memnun gibiydi.

"Nereden çıktı güzelim bu?"
"Görüyorum işte. Sana çok zorluk çıkarıyorum ben."
Dediğinde dayanamadı Onur ellerini Yazgının yanaklarına koyup yüzünü sıktı.

"Sen bu kadar tatlıyken aklıma bile gelmiyor."
"Yonu hoç yorolmodon mo?"

Dedi Yazgı. Onur yüzünü şekilden şekile soktuğu için büzülen dudakları yüzünden konuşmamıştı.

"Yoruluyorum ama senin kadar olamaz. Sen benim canımsın, canımdan olanları taşıyorsun. Benim yorgunum demeye yüzüm olur mu hiç."

Dediğinde içi eridi Yazgının. Karşıdaki adamın aylardır desteğini hissederken şu anda hissediyordu. Onur olmasaydı atlatamazdı bu dönemleri Yazgı. Kesinlikle atlatamazdı. Ama Onur her daim yanındaydı...

YARALIOnde histórias criam vida. Descubra agora