BÖLÜM 27 : Canım Seni Çekti

2.9K 132 174
                                    

Sana kollarıma değil kalbimle sarılmışım ben.

🍀🌼

1 hafta sonra....

Anne...
Basit bir kelime değil anne. Altında yatan anlamı büyüktür. Anne 4 harfe sığmış koca bir emektir.

Değerlidir anneler. Hani olur da masanıza koyulan bir tas çorba, okuldan geldiğinizde dolabınızda olan temiz çamaşırlar var ya. Bunlar hep bir kadının size olan sevgisini yansıtır aslında. Size ömrümüzden bir parçasını verir. O verdiği parçayı size düşünmeden harcar. Evlatsınız ya. Canından olasınız...

Hani annesi olmayanlar da var ya bu dünyada. Size imrenerek bakan insanlar ...
Ne kadar şanslı olduğunuzu düşünürler bazen.

Şu an Yazgı da öyle düşünüyordu.
Göz yaşları içinde izlediği belgesel ona annesinin kendisi için ömrünü hiç düşünmeden feda edişini hatırlatıyordı. Kendisinin karnında iki tane can taşıdığını hatırlatıyordu.

"Niye ağlıyorsun sen?"

Dedi elinde soyduğu elmayı Yazgıya uzatırken Onur.
Yazgı bir Onurun uzattığı elmaya bir de yüzüne baktı ve burun kıvırdı.

"İstemez..."

Dedi tekrar izlediği belgelesele dönünce iç çekti Onur. Israr etmemesi gerektiğini biliyordu. Ederse olacakları tahmin bile edemiyordu.

Genç kızın ardarda hıçkıran sesini duyduğunda sinirle ofladı.

"Yazgı kuş belgeseli izliyoruz! Niye ağlıyorsun sen!"

"Görmüyor musun Onur. Anne kuş yavrularına solucan getireyim derken nasıl kaptı şu benekli hayvan onu. Yavrular da aç kaldı. Onlar nasıl doyacak şimdi."

Dediğinde gözlerini şaşkınlık ile açtı Onur. Şu 1 haftadır Yazgının her şeye ağladığında şahit oluyordu ama alışamıyordu bir türlü.

Yazgı kolay kolay ağlamazdı ki. Hep içine atardı. Şu an evde çikolata bulamazsa ağlıyordu...

O günki salondaki konuşmalarının üstünden 1 hafta geçmişti. O günden sonra Yazgı kendi odasında kalmaya başlamış Onur da artık işe gitmeyip 7 - 24 evde çalışmaya başlamıştı. Genç kızı yalnız bırakmaya niyeti yoktu.

Bu bir hafta çok çabuk geçmişti. Sadece 6 gün önce kontrol için çıkan ikili Yazgının alıştığı Onurunsa ilk kez dinlediği uyarılar ile dönmüştü.

Evde mümkün olduğu kadar birbirlerinden kaçıyorlardı. Ama akşam olunca Onur en azından maksat Yazgının yanında olmak için genç kızın alıştığı belgelesel izleme saatine katlanıyordu.

Bakışları ağlaması duran kıza kaydığında elindeki meyve tabağını bıraktı ve üçlü koltukta sığmaya çalışarak genç kızın dizlerine yatarak bakışlarını karnına çevirdi.

Bu durumla iç çekti Yazgı. Bir haftadır ciddi anlamda küslerdi. Konuşmak değil iki kelam etmek işkenceydi. Ama Onur her akşam böyle dizlerine yatar karnına sanki 3. dünya savaşının planlarını yapıyormuş gibi bakardı. İlk zamanlar şaşırsa da genç adamı anlıyordu Yazgı. Bebekler ile bağ kurmak, onlarla ilgili hayaller kuruyordu Onur. Yüzündeki gülümsemeden bunu anlıyordu.

Böyle olmak istemezdi. Bu bir hafta yüzüne zor bakan kendisi ile sadece karnındaki bebekler için ilgilenenen adamla aynı evde kalmak çok zordu. Üstelik o adamla sevişmek isterken.

Sakin olun hormonlarım. O boşanma kağıdını imzaladı ve her an boşanabiliriz. Yapmayın. Ayıp... Bizim aramız limoni. O yüzden öpmek de yasak.

YARALIWhere stories live. Discover now