BÖLÜM 33 :İLK KALP ATIŞI

2.6K 118 130
                                    

Dilimediğim domatesleri de masaya koyduğumda ocağın başına olan çayı kontrol ettim. Çay dahil her şey hazırdı.
Gülümseyerek dolabı açtım ve her sabah beni kusturan sütü çıkartıp tezgahın üzerine bıraktım. Parmak uçlarıma yükselip yukarıda olan raflardan bardağı zorlukla aldıp tezgahın üstüne koyduğumda birden belimde hissettiğim kollar ile irkildim.

"Şşş benim..."

Tanıdık ses kulaklarıma dolarken kollarını bedenime dolayıp bana arkadan sarıldığında gülümseyerek ona yaslandım. Bardağı tuttuğum elimi de karnımda olan ellerinin üzerine koyup mırıldandım.

"2 çocuk taşıyan birine böyle sessiz yaklaşmamalısın?"
"Peki o iki çocuk taşıyan biri neden kahvaltıyı hazırlayıp kendini yoruyor."

Hafif sert çıkan sesi ile kulaklarımda olan ılık nefesi bedenimi titretti. Kızmıştı.

"Ben uyandığımda seni yanımda görmek istiyorum."
"Ben farkettim de sana hiç yemek hazırlamamışım."

Diyip kollarının arasında döndüğümde yeşilleri ile göz göze geldim. Sıcak hareleri ile bedenim ısınırken parmak uçlarıma yükselip kollarımı boynuna doladım.

"Anlamadım?"

Dedi belimde olan ellerini sıkıp beni iyice kendine çekti.

" Sana bazen yemek yapacağım. Yani en azından 2 günde bir."
"Yazgı ne gerek var? "
"Var. Böyle şişip tombul biri olana kadar yapacağım. Seninle yapamadığım her şeyi yapacağım."

Dedim inat ederek. Artık her anımızı dolu dolu geçirecektim. Onunla her şeyi dolu dolu yapacaktım.

Söylediklerim ile yeşilleri yumuşadı. Bana bir an öyle güzel baktı ki kendimi dünyanın en güzel kadını hissetim.

"Bakma öyle."
"Nasıl?"
"Böyle işte... Güzel... Sen bana bu kadar güzel bakmamalısın benim kalbim de sanki sana defalarca yenilmemiş gibi tekrar kaybetmemeli."

Dedim. Kalbim ona yenilmişti. Aşkı ile yanarken de pişman değildi. Ben ona kollarımla değil kalbimde sarılmıştım.

"Nefes almak çok güzel."
"Anlamadım? "
"Seni sevmek... Seni sevmek nefes almak gibi diyorum. Gel de nefes alma şimdi."

Dedi derince bir iç çektiğinde benim kalbimin eridiğinin farkında değildi.

"Abartma."
"Abartırım. Seni her zaman abartırım. İnsan abartarak sevmiyorsa hiç sevmesin daha iyi. Aşkın ölçüsü, ölçüsüz olmasıdır."

Haklıydı. Bir kez geliyorduk bu dünyada. Utanmaya, içinizden gelen aşk dolu cümleleri gizlemeye gerek yoktu. Abartılacak bir zaman dilimde yaşamıyorduk bu dünyada. Yarın ne olacağımız belli değildi ki. Bu yüzden seviyorsak söylemeliydik. Haykırmalıydık. Güzel cümleleri içimizde tutmaya gerek yoktu. Onur da ben de neyseki bunun farkındaydık.

" Şükürler olsun seni seven kalbime."

Mırıldanışım ile alnını alnıma dayadı. Yüzüme vuran ılık nefesi ile gözlerim kapandı.

"İyikim..."
"İyikim..."

Dedim bende onu taklit ederek. Gözlerim istemsizce dolarken burnumu çektim. Bu adamın aşkı niye her seferinde bu kadar ağır geliyordu. Olur da taşıyamazsam diye korkuyordum. Onun da yaralıları vardı. Onun da acıları vardı. Peki bu adam niye bütün dünyası sadece benmişim gibi davranıyordu.

Dudaklarımdan istemsizce bir hıçkırık koparken geri çekildi. Gözlerimi açarak ona baktığımda elleri yüzüme çıktı. Aşk dolu gözlerine endişe dolmuştu.

YARALIWhere stories live. Discover now