Bölüm 20- Halka

1.7K 169 19
                                    


Patlamadan on altı gün sonra Burak...

Cinnet geçirmek ile kendini kontrol etmeyi öğrenmek arasında küçücük bir çizgi vardır. O çizginin üzerinde cinnete meylederek yürüyordum. Sol elim Oktay itinin rengi solmuş parmaklarını sıkı sıkıya kavrarken sağ elim Halil ağabey tarafından un ufak ediliyordu. Adını eğitim koydukları bu güzide aktivitede on adam el ele tutuşmuş çimlerin üzerinde oturuyorduk. Balkabağı gördüğü görüntüleri temas olmazsa başkalarına gösteremiyordu. Bense aynı anda tüm zihinleri susturup bir zihne odaklanmayı başaramıyordum. Tarafımdan öldürülmediği için şanslı olan eğitmenimiz Oktay ve benim kendimizi geliştirmemiz için bu çalışmayı yapmak zorunda olduğumuzu söylemişti. Eğer bu eğitimlerin karşılığında bir karne alacak olsaydım o karneyi onun....

-Kes sesini ve odaklan Burak!

Enseme yediğim tokat göstermişti ki iletişimi kapatmam gereken ilk zihin Halil ağabeyin zihniydi, zaten çok çalışan bir kafa değildi. Halkayı oluşturan diğer dokuz adamın zihnine odaklanacak biri dışında hepsi ile iletişimimi kesecektim. Oktay ise o kişi ile yaptığımız sessiz sohbeti diğerlerine aktaracaktı. Değişenlerden oluşan bir çeşit televizyon gibi. Biz programı sunacaktık, Balkabağı ise yayınlayacaktı. Beni delirten şey o turuncu herifin zihninde Melisa'dan başka bir halt olmayışıydı. Onun o soluk derisini kemiklerinden ayırmak istiyordum. Madem parti gecesini aklından çıkaramıyor ve daha ileri gitmek istiyordu ben seve seve onunla ileri giderdim.

-Seni daha ne kadar bekleyeceğiz odaklansana be!

Buz çocuğun suratıma fırlattığı kar topları beynimi dondurmuştu ama bu iyi bir şeydi. Şalter atması gibi. Kafamdaki tüm sesleri susturdum. Derin bir sessizlik, uykuya dalmadan önceki o karanlık boşluk... Sessizlik içinde yavaş yavaş ilerledim. Her değişen bir kapı. Büyük, küçük, parlak ve mat dokuz tane kapı... Hangisini açmam gerektiğine karar vermeye çalışıyordum. Üzeri rengarenk olan iki kapı vardı, Ezra ve Doruk... Onları seçmeyecektim. Çiğ ahşaptan yapılmış minnacık bir kapı vardı, Halil ağabey... Onu da seçmeyecektim. Turuncu parlak kapının tam karşısında duruyordum. Aklıma o ana kadar gelmemiş bir fikir geldi. Zihin kapılarını açıp içinde gezinebiliyorsam neden onları paramparça edemeyeyim? O derin karanlıkta elimde bir balta ile kapıya doğru yaklaştım. Ulaşmak istediğim her hedefte karşıma çıkan bu çocuğu tek kelime edemeyecek hale getirecektim, Melisa omzuma dokunmasaydı.

Ağacın kenarından bizi izlemek yerine eğlenceye dahil olmaya karar vermiş. Siyah, kıvırcık saçları nasıl güzel öyle. Saçlarından gözlerine doğru kaydı bakışlarım. Ona kırgındım aslında ama elini omzumda hissetmek tüm küslüğü ortadan kaldırmıştı. Ben tek kelime edemeden Oktay atladı.

- Ah Melisa, tabii ki bize katılabilirsin. Sol tarafıma geçmek ister misin?

- Siz çocuklarla daha fazla oyun oynayamam. Kız geldiğine göre ben gidiyorum. Gel kızım, benim yerime geç.

Halil ağabey yerini Melisa'ya bırakırken bana göz kırpmaya benzer bir hareket yaptı. Ah bu adam sevsen sevilmiyor, sevmesen vicdan azabı çekiyorsun. Melisa'nın sütlü çikolataya benzeyen avuçlarını avuçlarımın arasına aldım. Onun zihninde dolaşmayı köpek gibi istiyordum ama o mahremiyeti hak ediyordu. Onu ilk gördüğüm anda olduğu gibi her şey sustu. Ne yapacağımı biliyordum. Buz kaplı kapıdan içeri girdim. Soğuk çocukla biraz sohbet ettik ,hiç ses çıkarmadan, eğitim halkamızdaki herkes bu sohbete tanık oldu.

Eğitimden sonra herkes bir köşeye çekilmişti. Melisa ile yalnız kalmak gibi bir niyetim yoktu. Partinin olduğu günden beri onunla hiçbir şekilde iletişime geçmemiştim. Onun şerefine düzenlediğim partide tüm gece baş düşmanım ile takılmıştı. Evet; partiyi benim düzenlediğim, partinin Melisa'nın şerefine olduğu ve Oktay'ın baş düşmanım olduğu kısımları biraz şaibeli ama o tüm geceyi bensiz geçirmişti. Bu gerçeği benim küçük saptırmalarım değiştiremezdi. Ona inanılmayacak ölçüde kızgındım.

- Burak, vaktin varsa biraz konuşabilir miyiz?

Eliyle kolumu kavramış, mahcup mahcup bana bakıyordu. Kafamı evet manasında hızlı hızlı sallarken ağzımdan akan salyalar çimleri sulamıştı. Beni kimsenin olmadığı ıssız bir köşeye götürdü. Aklından neler geçiyordu acaba? Ben ağaca yaslandım, sütlü çikolatam ise tam karşımdaydı. Kabarık saçları sayesinde neredeyse aynı boydaydık.

-Kraliçe uyandığından beri beni görmezden geliyorsun. Seni kıracak bir şey mi yaptım?

Hayır anlamında omuzlarımı salladım.

-Küs değiliz yani?

Bu sefer hayır anlamında bir baş sallaması.

-Bu duruma sevindim, senin gibi birisiyle aram bozulsun istemem. Bugün yaptığın şey inanılmazdı, Mert ile konuşman, onun düşüncelerini okuman. Benimkileri de okuyabilir misin?

Bugün "hayır" günüydü, iki elimi kesin bir şekilde iki yana açarak "hayır" işareti yaptım.

- Bu bir tuzak soruydu, beynimde gezinemediğin için mutluyum. Belki de benim özel gücüm zihnime ulaşılamamasıdır ha ne dersin? Haberlerde görmüşsündür, değiştiricinin havaya karışması tüm ülkeyi etkileyecek diyorlar. Herkes sizin peşinizde! Özellikle Kraliçe ve Doktor'un peşinde... Ama ben sizden yanayım. Belki bir gün ben de senin gibi...

Parmağımı Melis'in dudaklarına götürerek onu susturdum. Bugün "hayır" günüydü ve onun benim gibi olmasını ihtimalini bile duymak istemiyordum. Ona değiştiricinin sadece on yedi yaşından büyük erkekleri etkilediğini söylemedim, onun yerine ona seslendiklerini işaret ettim.

- Şimdi gitmem gerek ama seninle sohbet etmek güzeldi. Beni ihmal etme, görüşürüz!

Arkasından el mi sallıyordum yoksa uzay boşluğunda sallanıyor muydum belli değildi. Aşk çim gibi kokuyordu. Aşk baş ağrımı azaltıyordu. Aşk karıncaların ağaçlardan üzerime atlamasına izin veriyordu. Aşk beni Oktay'a düşman ediyordu.

-------------------------------------

Pek kıymetli okurlar 20. bölüm bu kadar geç geldiği için üzgünüm ama sabrınız için hepinize minnetarım. 23 Eylül'de düğünüm vardı bu sebeple yeni bölümlerin gelmesi gecikti ancak bu ay içerisinde serimizin ilk kitabını bitirme niyetindeyim.

Sizler için bir diğer haberim ise kitabımızın "yeni gelenler" kategorisinde Watty 2017 ödülünü kazanmış olması. Desteğiniz için hepinize çok teşekkür ederim. Yeni bölümlerde görüşmek üzere.

Monna

Metamorfoz Serisi-BaşlangıçWhere stories live. Discover now