Metamorfoz Serisi-Başlangıç

Bölüm 40- Tatlı Telaşlar

Patlamadan sonra 34. gün, Esen...

Dev boy aynasından kuş tüyleri ve tüllerle kaplanmış incecik bir beden yansıyordu. Beyaz saçları, zarif vücudu ve cezbedici bakışları ile tam karşımdaydı. Malum olay gerçekleşeli bir aydan fazla zaman olmuştu. Bedenim ve ruhum tamamen değişmişti. En dibe çakılmış ve hızla eskisinden bile yükseğe zıplamıştım. Yükseldikçe azalan roketler gibi kendimden bir parçamı geride bırakmıştım hep. Eksilmiş ama güçlenmiştim. Ufak tefek bilim kadını gitmiş yerine Kraliçe gelmişti. Küçük kıyameti yaşadığım gün cehenneme gideceğimi ve asla affedilemeyeceğimi düşünmüştüm. Artık affedilmeyeceğimden emindim ve bağışlanmak için çaba harcamıyordum. En kötüsünün içinde boğulmuş ve yeniden Dünya'ya dönmüştüm ben, artık kendim için yaşayacaktım. Kendimi işime adayıp kuaföre bile gidemediğim günlerden çok uzakta en iyi terzilerin elinden çıkmış efsanevi bir gelinlikleydim işte. Başkalarının emrine amade olduğum günler geride kalmıştı. Profesör bu halimi görse ne düşünürdü acaba? Benim aksime o hiç değişmediğimi iddia ederdi şüphesiz. Bilim için hayatındaki tek erkeği feda eden sen değil misin, Esen? Aslında sen hep bencildin, şimdi sadece biraz daha güçlüsün. Tırnakların daha uzun artık... Eski Esen tüm hayatını Kemal ile geçirmeyi asla düşünmezdi, Doktor sadece keyifli vakitler geçirebileceği bir yol arkadaşıydı onun için. Ama yeni Esen eğer çıkarları için gerekirse her anında Kemal'e eşlik edebilirdi.

Değişenler, insanların hayatına bomba gibi düşmüştü. İnsan ırkı kendilerinden daha üstün bu ırkla dev bir felaket aracılığı ile tanışmışlardı. Bu felaketten öncesine gidildiğinde de her bir değişenin geçmişinde kan, suç ve ayrılıklar yatıyordu. Sonra biz ne yaptık? İnsanları korkuttuk. Onları tehdit ettik. Liderlerini ellerinden aldık. Çoğu psikopat, suçlular ve ergenlerden oluşan bir topluluk bizi destekliyordu. Ama geri kalanların büyük bir kısmı bizi öldürmek isterken ufacık bir azınlık artık ortaya çıkmamızı ve yüzleşmemizi yeni Dünya düzeni için istişare edilmesini istiyordu. Elbetteki yeni dünya düzeni için istişare edecektim ama eski dünya benden nefret ederken değil. İnsanlar acıklı aşk hikayelerine bayılırlar. Onlara kurucu atalarını tanımaları için bir fırsat veriyordum. Düğün... Kavga ve savaşın gölgesinde hayatta kalmaya çalışan bir aşk hikayesi...Değişenler de sevebilir...Değişenler de zarar görebilir... Bugün birkaç milyar göz bizim için ağlayacaktı. Henüz kırmızıya bulanmamış gelinliğime bir kez daha baktım. Aradığım merhameti ve şefkati bu gelinlik getirecekti. Yaşamak için öldürecektim. Daha çok sevilmek için kurban verecektim.

Düğününde dostlarını kaybetmiş bir gelin... Türdeşlerini kaybetmiş bir damat... Suikasta kurban gitmiş gencecik değişenler. Bukra ve Emir'i iyileştirip salmak gibi bir niyetim yoktu. Bana asistan diye verdikleri kızın onlarla bir ilişkisinin olduğunun farkındaydım ama aradaki ilişkiyi tam olarak çözemiyordum. Oktay ve Kemal'in bana ihanet ettiğinden şüpheleniyordum ama şimdilik kimse bana bir zarar vermemişti. Onların hain planı işe yaramadan bu çocuklardan kurtulacaktım. O küçük kıza, dostlarının düğüne gelmesi gerektiği haberini bile isteye verdirmiştim. O çocuklar düğünüme gelecek ve orada insan saldırılarının sonucunda öldürüleceklerdi. Onlar değişenler için şehit olacaklardı ve ben onların kanıyla azize ilan edilecektim. Küçük yılan kendi dostlarını ölüme kendisi sürüklemiş olacak ve Kemal'in bana karşı planı ne ise daha başlamadan bitecekti. İşte böyle kızım, her şey istediğin gibi gidiyor. Bugün 34 gün öncesinden bile güzel olacak. Aynadaki kadının fısıldamasından güç aldım, evet bugün tarih yazılacak.