Bölüm 37- Aşık

745 68 52
                                    



Esen'in topuk sesi pembe odayı inletiyordu. Altın renkli stilettolarından başladım onu incelemeye, yukarı çıktıkça ihtişamı artıyordu. Üzerinde dantellerden oluşan transparan bir elbise vardı. Baklava dilimli bu elbise yer yer Kraliçe'nin vücudunu açıkta bırakıyordu. Dilimler öyle güzel ayarlanmıştı ki en mahrem bölgeler hakkında en ufak bir ip ucu vermiyordu. Dizinin altına kadar uzanan bu daracık elbisenin üzerine, pelüş olmasını umduğum beyaz bir kürk atmıştı. Evin içinde kürkle gezmesi abesti ama belindeki altın kemere bakacak olursak gösteriş onun işiydi.

"Ne kadar yorucu..." diye geçirdim içimden.

"Her zaman böyle değildi!" Burak toplantı boyu süren sessizliğini bozmuştu. Kalabalıkların içinde sadece ikimiz konuşuyorduk. "Eskiden, kuaföre gitmeye vakti olmazdı. Doğrusu hep çekici bir kadındı ama malum patlamadan sonra gösterişli birine dönüştü."

"Hımm... Çekici demek... Gösterişsiz haliyle bile mi?"

"Evet.. Hatta sen bazen bana onu hatırlatıyorsun. Tabi Doktor'un hediye ettiği elbiseler içinde değilken!"

Bu katil ruhlu kadına benzetilmek nasıl bir hakaretti acaba. Burak'a cevap bile vermek istemiyordum. Topuk sesleri yerini sandalye gıcırtısına bırakmıştı. Kraliçe nazik sayılabilecek bir tavırla kürkünü boşluğa bıraktı. Saniye geçmeden yardımcıları beyaz montu havada yakaladı. Sandalyesi çekilen ak saçlı kadın, Doktor'un referansı ile masadaki yerini aldı:

- Erkencisiniz bakıyorum.

- Sizi bekletmek istemedik Kraliçem, Timur Bey'in bunu söylerken göz kırptığına yemin edebilirdim.

- Her zaman düşünceliydin Timur. Bazen haddinden fazla... Bu kız kim peki?

Beni hatırlamamıştı. Demek ki o kadar zeki değilsiniz Esen hanım! Durumumu açıklamaya Kemal yetişti.

- O senin küçük sürprizin. Düğünümüze az bir zaman kala sana yardımcı olması için getirttim.

Tüm yüzüme yayılan, sahte bir gülümse ile onlara bakıyordum.

- Az bir zaman dediğin iki gün. Düğün işleri için olmasa bile ülkeyi yönetirken sadık yardımcılara ihtiyacım olabilir. Kalsın madem... Yüzün çok tanıdık geliyor. Adın ne senin?

Hüma demek için ağzımı açtığım sırada, Kemal duruma atladı:

- İsmi Meltem. Ama bugün onun günü değil. Ufaklığı şimdilik unutuver, tatlım.

Doktor, Kraliçe'nin ellerini öpmeye başlamıştı. Dudakları kadının omzuna doğru ilerlerken konuşmaya devam ediyordu:

- Şimdi senin için hazırladığım eğlencenin tadını çıkar.

Hah süper! Dünya'da en nefret ettiğim insanın kişisel asistanı olmuştum. Nasıl davranmam gerektiğini geç kim olduğumu bile bilemiyordum. Değişenler beni nereye çekiştirse oraya gidiyordum. Bukraları kurtarmak için her şeyi yapmaya hazırdım ama keşke beni yönlendirenlerin aklından tam olarak neler geçtiğini bilebilseydim. Halimi en iyi Burak anlar diye düşünüyordum ama o, karşıdaki duvara doğru ilerleyen nişanlı çifti izlemekle meşguldü. Pembe odanın diğer ucunda el ele tutuşmuş öylece duruyorlardı. Kemal utangaç bir tavırla ensesini kaşıdı. Esen'in gözlerine bakamıyordu. Konuştuklarını zor da olsa duyabiliyordum.

- Bundan bir yıl öncesine dönmek isterdim. Ama bu mümkün değil, biliyorsun, dedi Kemal. Kelimeler boğazında düğümleniyor gibiydi.

- Belki de mümkün.. Belki birileri zamanda yolculuk yapabiliyordur.

Metamorfoz Serisi-BaşlangıçWhere stories live. Discover now