-9-

514 82 145
                                    

🎶 Duncan Laurence - Arcade

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🎶 Duncan Laurence - Arcade

Saat dokuza yaklaştıkça içimde büyüyen heyecan dalgasının bütün bedenimi ele geçirdiğini hissedebiliyordum. Aynanın karşısına geçtim ve yansımamı memnun bir şekilde incelemeye başladım. Koyu yeşil büstiyer üzerime tam oturmuştu. Hafif bir makyaj yapmış uzun saçlarımı dalgalandırmıştım.

Koyu renk yer yer yırtıklarla bezenmiş yüksek belli kotumun altına büstiyerin renginden ince topuklu ayakkabılarımı da giymiştim. Üzerime bu sefer kesinlikle bir ceket yada kaban almalıydım. Hava son zamanlarda hızlı bir şekilde soğumuştu.

Barın terasının açık olacağını düşününce epey bir esintili ve soğuk olacağının farkındaydım. Dolabımı açtım ve askıdaki ceketleri tek tek kaydırmaya başladım. İçinde bulunduğum hava koşulları düşünülürse çoğu kıyafetim yazlık kalıyordu. Eve gitme vaktim çoktan gelmişti. Eve dönüp kendi gerçeklerimle yüzleşmeliydim.

Son zamanlarda bütün korkularıma karşı yıkılmadan durabileceğimi söyleyen bir ses vardı içimde. Nasıl ve neden olduğunu bilmiyordum. Kendimi daha güçlü hissediyordum. Etrafımdaki güzellikleri tekrar keşfetmeye başlamıştım sanki. Gün ışığının verdiği huzuru, sonbahar yapraklarının güzelliğini, iyi arkadaşlara ve bir aileye sahip olmanın değerini tekrar anlamıştım sanki.

Hızla geçtiğim askılardan biri durmama sebep oldu. Elim siyah yumuşacık deriden bir ceketin üzerinde gezinmeye başladı. Cekete yaklaştım ve gözlerimi istemsizce kapattım. Üzerinde hala parfümünün kokusunun olduğunu umuyordum içten içe.

Gözlerim aniden açıldı. Ceketin askısını hızla yana kaydırdım ve arkasında asılı olan siyah kaşe kabana uzandım.

"Kesinlikle deliriyorum."dedim kendi kendime.

Kabanımı üzerime geçirirken hala kendime inanamıyordum. Biz Kuzey ile yalnızca bir oyunun parçasıydık. İkimiz de bu gerçeği biliyorduk. Aklımızdan hiç çıkarmamalıydık bunu.

Gerçekleri unutup bu oyunun içinde kaybolmaktan korkuyordum. Gerçeklik ile hayal dünyam arasındaki o incecik çizgide kollarımı iki yanıma açmış dengede kalmaya çalışıyordum.

Kapımdaki tıklama sesi hayal dünyamdan sıyrılmama sebep olmuştu.

Kestane rengi saçları özenle şekillendirilmiş ela gözleri bütün renklerden daha güzel duran bir adam kapının eşiğinden bana gülümsüyordu. Üzerinde ilk kez kumaş bir pantolon vardı. Kareli kumaş pantolonunu siyah bir kazak ile kombinlemişti.

"Odamı nasıl buldun?"

Kuzey kapının eşiğinde beklemeye karar vermiş olmalıydı yada ben davet etmeden içeri girmek istemiyordu.

Hande'nin kapısını işaret etti. Tahmin etmeliydim. Hande bütün bunların Emir ile birlikte olabilmem için bir oyun olduğunu bilse kesinlikle hayal kırıklığına uğrardı. Yüzümdeki buruk gülümsemeye anlam veremediğini gözlerindeki kuşku dolu ifadede görmüştüm. Kaşları çatılmış, dudakları düz bir çizgi halini almıştı.

Sensizlik Senfonisi Where stories live. Discover now