-16-

400 60 66
                                    

🎶Outside -  Ellie Goulding - (Acoustic Cover)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🎶Outside - Ellie Goulding - (Acoustic Cover)

Güneşli bir sabahtı ama buz gibi rüzgar yüzümü montumun içine daha da fazla gizleme isteği uyandırmıştı içimde. Fermuarın kalan kısmını yukarı kadar çekip ellerimi ceplerime soktum.

Adımlarım isteksizce asma katta bulunan kafeye doğru ilerliyordu. Selin benimle konuşmak istediğini söylemişti ve okulda olduğumu bildiği için de ondan kaçamamıştım. Bir kahve içip dersim olduğu bahanesi ile ondan bir an önce uzaklaşmayı planlıyordum.

Benimle ne konuşabilirdi ki? Emir'in kız arkadaşı olması dışında aramızda herhangi bir bağ yoktu. Karşılıklı oturup sohbet edebileceğimiz bir konunun olabileceğini de düşünmüyordum. Kuzey'in ona karşı bir şeyler hissetmiş olduğu gerçeği ise ona karşı olan negatif duygularımı tetikleyip duruyordu.

İçimdeki bir ses hala onunla ilgili aklında yada kalbinde ne olduğunu araştırmam gerektiğini söyleyip duruyordu. Belki de Kuzey'e açık açık sormalıydım.

Kafenin balkon kısmına oturmuştu. Ayaklarını başka bir sandalyeye uzatmış oturduğu sandalyenin arkasına dayamıştı başını. Yüzünde tuhaf bir gülümseme ile gözleri kapalı bir şekilde gökyüzüne çevirmişti yüzünü. Ona doğru yaklaşan ayak seslerim başını kaldırıp bana doğru bakmasına sebep olmuştu.

"Kahve alıp geleyim. Ne içersin?"

"Seninkinin aynısı olsun. Farketmez."dedim gülümsemeye çalışarak.

Bu kadar insan canlısı olması ona karşı olan negatif düşüncelerimle hiç de uyum sağlamıyordu. Onu her gördüğümde kendimdeki eksik parçalarla yüzleştiğim için içimi tuhaf bir huzursuzluk bulutu kaplıyordu. Özgüvenli ve kendinden emindi.

Etrafındakileri hipnotize edecek kadar güzel bir aurası vardı. Sadece kendi güzelliğinden gelmiyordu bu enerji, var oluşunun kendisinden geliyordu. Kendi simsiyah ruhumu düşündükçe kıskanıyordum onu. Benimkinin yanında onun ruhu yağmurdan sonra ortaya çıkıp gören herkesi mutlu eden bir gökkuşağı gibiydi.

Emir de görüyor muydu aramızdaki farkı? Mutsuz olmak için bahanelere sığındığımı aslında hiç çabalamadığımı biliyor muydu? Bu doğruydu. Kendi melankolimin içinde boğulurken bir süre sonra zevk almaya başlamıştım karanlıktan. Hiç çaba göstermemiştim. İyi olmak için parmağımı bile kıpırdatmamıştım.

Okyanusun kapkaranlık sularına kapılıp gittiğimi söylemiştim sürekli kendime. Kurtulabileceğimi düşünmediğim için etrafımda bir kara parçası olup olmadığına bakmamıştım hiç. Bir yanım mutluydu çünkü kaybolmaktan. Birilerini suçlamak ve vazgeçmek daha kolay gelmişti.

İki adet karton kahve bardağı ile geri döndü. Sandalyesine geri otururken bardaklardan birini önüme bıraktı. Diğerini kendi önüne koyup ellerini bardağın etrafına sardı.

Sensizlik Senfonisi Where stories live. Discover now