Final

341 16 7
                                    

Bu bölüme kadar okuduğunuz için teşekkür ederim🖤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu bölüme kadar okuduğunuz için teşekkür ederim🖤

8 Ay Sonra...

"Hande neredesin?"

Etrafımda döndüğüm halde onu göremedim. Dersleri bittiği zaman gölün kenarına yanıma geleceğini söylemişti ve ortalarda görünmüyordu.

Sabahtan beri okulda buraya gelmemiz için tutturan da oydu ve benden bir saat sonra okuldan çıkacağını bildiği halde benim önden gitmem için türlü türlü bahaneler sıralamıştı. Bir şeyler sakladığını bilecek kadar iyi tanıyordum onu.

Bu kez ne planladığını anlamaya çalışmak yerine oyununa kanmayı seçtim. Bu kadar uğraştığına göre sonunda güzel bir şey olmalıydı.

"Geliyorum, yoldayım. Metroya biniyorum şimdi arayacağım seni."dedi ve aceleyle telefonu kapattı.

Onu beklerken gölün kenarındaki ahşap yürüyüş parkurunda turlamaya karar verdim. Sonbaharın gelişi ile Ontario gölünün kıyısındaki ağaçlar sarı, turuncu hatta yer yer kızıla bürünmüştü. Yapraklar öbek öbek toplandıkları yerlerde bir renk cümbüşüne benziyordu.

Gölün maviliği ile birlikte eşsiz bir manzaraydı. Hande'nin geleceğini düşündüğüm yöne doğru döndüm. Metronun çıkışına göre nereden geleceğini tahmin edebiliyordum. Adımlarım aklımdaki düşünceler gibi karışık bir ritimde ilerliyordu.

Biraz ileride duran silueti gördüğümde ne düşüneceğimi bilemeyerek kaşlarımı çattım. Hayal görüyor olabilir miydim? Bir mıknatıs gibi ona doğru hareket ediyordu bedenim. Ona doğru yaklaştıkça adımlarım hızlandı.

Neredeyse koşmaya başladığımı, gözlerimin dolduğunu ve kalbimin göğüs kafesimden çıkmak istercesine attığını yanına ulaşana kadar farketmedim.

Aramızda yalnızca bir adım kaldığında sanki ben söylemesem de onu çok uzun bir süre önce affettiğimi anlamış gibi, konuşmasak da onu her gün özlediğimi biliyormuş gibi kollarını iki yanına açtı.

Yaşadığımız her şeye rağmen, ne olursa olsun onu düşünmediğim bir gün bile olmamıştı ayrıldığımızdan beri. Beni bir kez bile aramamıştı.

Peşimden gelmeyeceğini açık ve net bir şekilde söylediği gece aldığım riskin farkındaydım. Yine de o kapıdan çıkıp gitmiştim. Bir türlü yürütemediğimiz o karmakarışık ilişkiyi ve sonuçlarını ardımda bırakmıştım. Bu onu sevdiğim gerçeğini değiştirmiyordu.

İlk karşılaştığımız an bir sürü şey konuşacağımızı düşünmüştüm. Zihnimdeki senaryolarda ciddi bir ifade ile karşı karşıya oturduğumuz, neden birbirimize uygun olmadığımızı tartıştığımız sohbetler yaşıyorduk.

Sensizlik Senfonisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin