-35-

210 22 1
                                    

🎶Aidan Alexander - The Hills

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🎶Aidan Alexander - The Hills

Yönetim kurulu toplantısı için masanın etrafında toplanmış gergin bir sessizlik içinde Emir'i bekliyorduk. Emir'i bir yabancı gibi bu şirketten atmak istiyorlardı, şüphe bile duymuyorlardı verdikleri karardan. Yalnızca ben karşı çıkmıştım bu karara, hiçbir işe yaramayan bir tepki göstermiştim aslında. Belki de vicdanımı rahatlatmak istemiştim. Toplantıda açık açık karşı çıkmayacağımı ve onların tarafında durmak zorunda olduğumu biliyordum.

İstemeden de olsa son kez ihanet edecektim ona.

Kuzey yanımda oturduğu halde aramızda bir uçurum varmış kadar uzaktık birbirimize. Telefonunun ekranına odaklanmış olası bütün konuşmalardan kaçınmak için dikkatini mesajlaştığı kişiye vermişti. Parmakları sinirli bir şekilde ekranın üzerinde hareket ederken kaçamak bir bakışla mesajı kime yazdığını görmeye çalışırken yakaladım kendimi.

Verdiğim kararın ondan uzakta en az bir yıl dünyanın bambaşka bir yerinde olmamı gerektireceğini biliyordum. Birbirimizden sonsuza kadar uzaklaşma ihtimalini de beraberinde getiriyordu bu karar. O zaman da merak edecek miydim yanında kimin olduğunu yada hala beni düşünüp düşünmediğini?

Terasta sorduğu soruyu tekrar cevapladı iç sesim. Kendimden, ondan ve Emir'den kaçıyordum. İçinde bulunduğumuz bu karmakarışık durumun çözümü olacak mıydı kararım?

Toplantı odasının güçlü beyaz aydınlatması dışarıdan yansıyan şehir ışıklarına karşı koyuyordu. Yere kadar inen cama yansıyan görüntümüze baktım. Yorgun savaşçılar gibi duruyorduk. Bazı düşmanlıkların bittiği ve yenilerinin inşaa edildiği bu oda bir felakete daha ev sahipliği yapmak üzereydi.

Halit amca ve babam her zamankinden daha yakın oturmuştu birbirine. İkisi de bu şirkete verdikleri emeklerin nelere mal olduğunu biliyordu. Emir'den ve benden çoğu kez vazgeçmişlerdi bu şirket için. Her zaman öncelikleri aileleri yerine iş olmuş olan bu iki adamın karşısına geçip Emir'i affetmelerini istemek duymayacaklarını bildiğim bir yakarıştan ibaret olacaktı.

Bu felaket sanki tekrar aynı cepheye çekmişti onları. Yine vazgeçmişlerdi bizden, konu kurdukları şirkete gelince yıllardır çözülmeyen sorunlarının bile üstünü örtmeye karar vermişlerdi. Yaptıklarının sonuçları yalnızca bize zarar verecekti her zamanki gibi. Aralarındaki sorun tam anlamıyla çözülmese de düşman olmaya bir süre ara vermiş gibi duruyorlardı.

Bize neden yaşatmışlardı düşmanlıklarının yansımalarını? Onlar birbirlerinden nefret ederken bizim de nefret etmemizi neden bu kadar istemişlerdi? Bir hiç uğruna mahvedip durmuşlardı hayatımızı.

Toplantı odasının cam kapısı açıldığında bakışlarımız aynı noktaya döndü. Emir'in üzerinde siyah bir kot pantolon vardı. Beyaz tshirtünün üzerine siyah bir kapüşonlu giymişti. Bugüne kadar şirkete gelirken ne kadar özenli ve resmi giyindiğini bildiğim için inanamayan gözlerle süzdüm rahat bir şekilde masanın diğer ucundaki sandalyeye oturan siluetini.

Sensizlik Senfonisi Where stories live. Discover now