-43-

184 15 8
                                    

EMİR'in BAKIŞ AÇISINDAN

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



EMİR'in BAKIŞ AÇISINDAN

🎶 The Weeknd - A Lesser Man

Evdeki seslerin fazlasıyla yükseldiği günlerden biriydi. Küçük çocuk üst katın merdivenlerinin başına oturdu. Başını merdivenin tırabzanlarının arasına yasladı. Nefret ediyordu yükselen seslerden, konuşmak istiyor çoğu zaman merdivenlerden aşağı inip büyük ve çirkin bir karmaşanın arasında kalıyordu.

Karşı çıktığı zaman bütün okları kendine yöneltiyor en azından babasının nefretinin odağı haline geliyordu. Annesini unutuyordu babası onu gördüğünde. Kelimeleri güçlükle bir araya getirecek kadar korkuyordu aslında. Yumruklarını sıkıp bedeninin titremesini bastırdığında güçlü olduğunu düşünüyor, kendini zorla da olsa inandırıyordu tek kişilik tiyatrosuna.

Kadın eline geçen her şeyi yere fırlatıp kırmaya başlamıştı. Vazolar, bardaklar hatta evdeki mobilyalar bile bitmeyen kavgalar yüzünden sürekli değişiyordu. Eşyalar değişiyordu ama evdeki huzursuzluk ve mutsuzluk sonsuza kadar kalacak gibi duruyordu.

Adam, kadına doğru bir hışımla yürüdü ve bütün gücüyle kadının ellerini tuttu.

"Yeter artık!" diye bağırdı adam. Sanki duvarlar bile titredi güçlü haykırışı yüzünden.

"Ne beni ne de Emir'i sevemeyeceksin değil mi?" dedi kadın, ağlarken zorlukla kurtardığı elleriyle adamın göğsüne doğru vuruyordu. Adam bir süre sessiz kaldı. Çocuk duydukları karşısında hayal kırıklığına uğramıştı, uzun bir süredir hissizdi oysa gördükleri ve duydukları karşısında. Bir damla yaş gözünden süzülürken onları izlemeye devam etti.

"Beni hiçbir yere gönderemeyeceksin. Boşanmayacağım senden, mutlu olamayacaksın o kadınla."

Adamın ellerinden kurtarabilmişti sonunda kendini.

"Emir benim varisim, holdingimizin gelecekteki sahibi. İstesen de istemesen de zaten burada kalacaksın." dedi adam ve koltuğun üzerindeki ceketini alıp evin gösterişli kapısından çıktı.

Çocuk ve annesi o saray gibi evde yalnız, sevgisiz yıllarca yaşadılar. Yalnızlıkları da sevgisizlikleri de yıllar geçtikçe büyüdü.

Zamanla kelimeler, düşünceler hatta duygular bile düşman oldu küçük çocuğa. Ellerini ve tuvalleri boyayan fırçalar dışında kimse ile konuşmak istemiyordu artık. Kelimeler ihanet etmekten ve insanların kalplerini yaralamaktan başka bir işe yaramıyordu.

Yere kadar uzanan camlar sayesinde kayaların üzerine vuran hırçın dalgaları izleyebiliyordum. Aynı sahildeki o akşam gibi yapacaklarımı onaylamıyordu deniz. Dalgalarını yüzümün ortasına bir tokat indirmek istercesine sertçe kayalara çarpıyor yaptığım binlerce hataya bir tane daha eklememem için uyarıyordu beni.

Sensizlik Senfonisi Where stories live. Discover now