BİR ADIM ÖTEDE ÖLÜM

371 297 101
                                    

O gün sabaha kadar zor bekledik. Adam bir daha gelmemişti. Sabah olunca Selim'i bekledik bizi buradan çıkarması için fakat gelmiyordu. Her geçen saniye içime yayılan korkuyla bekliyordum ve her geçen saniyede korkum katlanarak artıyordu.

Camdan güneşe bakarak neredeyse öğle olduğunu anladım. Kesin bir şey yapmıştı o adam Selim'e. Hemen Arya'ya tutunup kalkmaya çalıştım. Camdan görebildiğim kadarıyla etrafı gözetledim.

Kimsenin olmadığını görünce kapıya dönerek bir kaç eşyayı önünden uzaklaştırdım. Kapıya ulaşabilecek kadar açınca kapının oraya uzanarak açmaya çalıştım. Yetişemeyince bir kaç eşyayı daha uzak bir yere fırlatıp tekrar uzandım kapıya. Yine olmayınca elime geçirdiğim bir şeyle kapıyı açmaya çalıştım. Kapı açılınca bir kaç şey yere düştü. Daha sonra olabildiğince uzanıp çoğu şeyi yere döktüm ve kendimi dışarı attım.

Arya'da hemen arkamdan gelmişti. Orayı düzeltmeden koşarak Selim'in evine gittik. Hızla evin bulunduğu kata geldik. Kapıyı açık görmemizle Arya bir çığlık attı. Hemen içeriye daldım.

Hem evi arayıp hem sesleniyorduk.

-Seliiiiim nerdesiiin?

-Seliiim

Tüm evi arayıp bulamayınca hızla Arya'yı kolundan çekerek dışarı çıkardım. Bu kez koşarak iş yerine gidiyorduk belki oradadır diye. Gerçi o gün iş yerleri bile kapalıydı ama nereye gideceğimizi şaşırmıştık.

Marketin önüne gelince etrafa baktık ama yoktu. Hiç bir yerde yoktu. Deli gibi sokak sokak geziyorduk. Yorgunluktan ölüyordum ve hâlâ Selim'i bulamamıştık. Bir süre daha sokak sokak gezdik. En son bir sokağa girince yerde uzanan birisini gördüm. Hızla yanına gittim fakat Selim değildi. Zaten sokaklarda bir sürü ceset vardı ve bu durum beni yeterince korkutuyordu. Başka bir sokağa girince yine birisini gördüm. Yanına yaklaştıkça Selim olduğunu farkettim ve daha hızlandım. İkimizde;

-Seliiiiim.

Diye bağırıp yanına çömeldik. Kanlar içindeydi ve sanırım bilinci kapalıydı. Ben onu uyandırmaya çalışırken Arya ambulans çağırmıştı. Bense karnındaki yaralara ve kana bakakalmıştım.

Umarım bir şey olmazdı Selim'e. Çünkü bu sokak o adamın evine giden sokaklardan birisi ve muhtemelen yanımıza gelmek için dışarı çıkmıştı.

Ben bu yükü kaldıramazdım. Dakikalar sonra gelen ambulansın sireniyle irkilip kendime geldim. Selim'i ambulansa aldılar bizde binince hızla hastaneye gitmeye başladık. İçimden saydığım duaların haddi hesabı yoktu. Hastaneye gelince hepimiz olabildiğimiz kadar hızla indik ve hastaneye girdik. Selim'i hemen ameliyata almışlardı fakat korkuyordum. Çok yarası ve kanaması vardı.

İyileşmeliydi ama,yoksa biz bunu kaldıramazdık. Saatler geçmek bilmedi. Uzun uzun bekledik o kapının önünde. Canımdan can gitti.

O adama olan nefretim katlanarak büyüyordu. Sanki nefretimle boğulacak gibi hissediyordum. Ama nasıl başedecektim onunla hiç bir fikrim yoktu. Her geçen saniye zaten bana ölüm gibiydi. Bir saat kadar sonra doktor çıktı ameliyathaneden.
Orada sadece biz olduğumuz için sorma gereği duymadan açıklama yaptı.

-Selim Bey'de sabaha kadar kanama olduğu için çok zor bir süreçti. Neyseki kurtardık fakat yinede hazırlıklı olmak gerekir. Ağır bir yara aldığı. Geçmiş olsun.

Arya ile birbirimize bakıp tekrar giden doktora döndük. Her şeye hazırlıklı olamazdık. Olmamalıydı böyle bir şey. Ölüm bir adım ötesindeydi...

Ameliyatın üzerinden bir kaç gün geçmişti. Selim'i odaya almışlardı ve hayati tehlikeyi atlatmıştı. O kadar süre yaralı olmasına rağmen hayatta kalması bir mucizeydi, doktorlar öyle söylemişti. Bence de öyleydi.

Selim daha uyanmamıştı. Arya ile kapının önünde bekliyorduk. Dönüp Arya'ya bacağıma yatıp uyumasını söyleyecektim fakat içeriden hemşire çıkıp;

-Selim Bey uyandı. Yormamak şartıyla bir kaç dakika görebilirsiniz kendisini.

Diyip gitmişti. Hemen odaya daldık ikimizde. Selim ağır ağır gözlerini bize çevirdi. Gözlerinde o utancı görmüştüm. Daha doğrusu sadece utanç değil bir sürü duyguyu barındırıyordu gözlerinde.

Yanına gidince bizden önce konuşmaya çalıştı. Kelimeleri tane tane yavaşça söylüyordu.

-Ben çok üzgünüm. O gün içim rahat etmedi. Yanınıza gelecektim ama adamla karşılaştım. Çok özür dilerim.

Arya ile ikimizde gözyaşlarımıza hakim olamamıştık, olmak istemedik belkide. Ben ağlayarak;

- Tamam zorlama kendini. Boşver. Asıl biz özür dileriz. Senin bu halinin sebebi biziz.

Dedim gözyaşlarımı silerek. Selim belli belirsiz başını sağa sola salladı. Sonraki günler sürekli birbirimizden özür dileyerek geçti. O bizi böyle korkuttuğu için, biz de onu bu duruma düşürdüğümüz için özür dileye dileye taburcu günü gelmişti.

Bugün sonunda taburcu olacaktı. İşlemleri hallettikten sonra Selim'in koluna girerek yavaşça dışarı yürüdük. Selim'i bir banka oturtup taksi çağırdık. Taksi gelince binip Selim'in evine doğru gitmeye başladık.

Selim'in bir kaç gün daha yardıma ihtiyacı vardı. O yüzden onunla beraber kalacaktık bir kaç gün. Eve gelince ben Selim'i koltuğa oturttum. Arya ise birkaç kıyafet falan almak eve gitmişti. Onu iyice uyararak gönderdim. Bende mutfağa geçip yemek yapacaktım. Mutfağa girmeden;

-Bir şey istersen bağıırr.

-Tamaam.

Hemen yemeğe başlamıştım. Arya'da gelince biraz Selim'in yanında oturup yanıma gelmişti. Yemek olunca bir tepsi hazırlayıp Selim'e götürdüm. Tekrar bir şey isterse seslenmesini söyleyip mutfağa geçtim.

O yerken bizde mutfakta yiyorduk. Yemekten sonra etrafı toplayıp Selim'in yanına gittik. Sus pus oturuyorduk üçümüzde. Bir süre sonra Selim konuşmaya başladı;

-İyi ki varsınız. Hayat sizi bana bağışladı. Bana ailenin ne demek olduğunu öğrettiniz. Teşekkür ederim.

O konuşmasını bitirince Arya konuşmaya başladı;

-Asıl biz teşekkür ederiz ve asıl hayat seni bize bağışladı. Sende bize olmayan baba olmayan abi sevgisini öğrettin. Sağ ol. Ne mutlu ki iyileştin.

Arya susunca Selim hemen dalgaya vurmuştu işi.

-Nihahaha ne sandın yiğidim. Ben öyle iyileşirim arada.

Arya ile ne alaka der gibi bakıp Selim'de bize garip garip bakıyordu. İkimizde Selim'e gülünce o da neye güldüğümüzü anlamış gibi gülmeye başladı. Gülüşlerimize daha çok gülüyorduk. Ve mutluyduk. Yıllar sonra gülebiliyorduk. Ne mutlu bize. İyi ki vardı Selim. İyi ki hayatımızdaydı...

*****

Bitttiiiii. Bu arada 500 olduk bunun şerefine bu bölümü atıyorum. Hayırlı uğurlu olsun. Yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar...

FERYADIM VAR [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin