MEÇHUL

117 100 52
                                    

Annemi toprağa vereli üç gün olmuştu ve Selim bugün izin günümüz olduğu için köye gitmek istemişti.

Üstelemeden kabul etmiştim ve şimdi hazırlanmış arabanın gelmesini bekliyorduk.

Araba gelince önce ben ardımdan Selim arabaya binmiştik ve bu uzun yolculukta kulaklığımı takıp sadece birazcık huzur bulmayı dilemiştim.

Yaklaşık bir saat sonra sonunda gelmiştik. Arabadan iner inmez derin bir nefes aldım. Bu havayı teneffüs etmek mutlu hissettiriyordu ama bu mutluluk uzun sürmemişti.

Bir önceki gelişimizde Arya'nın da bizimle olduğunu hatırlamak canımı yakmıştı.
Köye giriş için olan o uzun yolu yürürken etrafı izleyip nelerin değiştiğine bakıyordum.

Çok bir şey değişmemişti aslında. Bir tane küçük ev yapılmıştı, yeşillikler uzamıştı. Birde Arya yoktu...

Zihnimin yorgunluğundan bedenim etkileniyordu sanki. Olduğumyerde bedenimi serbest bırakmak istiyordum.
Selim olmasaydı gerçekten çekilecek bir hayat yaşamıyordum.

Eve gelince içeriye girip evi gezdik sadece. Bu kez çok durmayacaktık.
Selim mezarlığa gitmek için gelmişti. O mezarların kime ait olduğunu merak ediyordu ama yapabileceği bir şeyde yoktu.

Biraz oturduktan sonra çıkıp köyü gezmeye başladık.
Her adımda Arya aklıma şimşek gibi iniyordu.

Köyü gezerken Melek ablanın evine yaklaştıkça kapının önünde oturduğunu gördük. Yanına gidince bizi hemen tanımıştı.

Melek abla,

-"Ooo çocuklar hoşgeldiniz. Gelin oturun bir çay içelim. "

Deyip bir önceki gelişimizde çay içtiğimiz yeri göstermişti.
Biz oturup beklerken Melek ablada içeriye çay hazırlamaya gitmişti.

Arkama yaslanıp dizlerimi kendime çektim ve Arya'nın oturduğu yere bakıp kaldım bir süre.
Ne olurdu sanki o da bizimle olsaydı?

Melek abla yanımıza gelince ikimizede bakıp tekrar bana döndü ve konuşmaya başladı.

-" Kardeşin neden gelmedi?"

Gözlerimi Arya'nın olması gerektiği yerden ayırıp Selim'e baktım.
Ben konuşmayınca Selim benim yerime cevap vermişti.

+"A..Arya vefat etti Melek abla."

Melek abla bunun üzerine şaşkın surat ifadesini saklamaya çalışırken bana bakıp destek olmak istermiş gibi omzumu tutmuştu.

Ona bakıp hafif gülümsedim ve tekrar bakışlarımı yere sabitledim.

Yarım saat kadar Melek abla ile oturduktan sonra kalkıp köyün geri kalanınıda gezmiş ve gideceğimiz son yer olan mezarlığa gelmiştik.

Önden Selim arkasından ben mezarların arasından gidip Selim'in yıllardır yanlış bildiği mezarların yanına geldik.

Selim yere çömelip üzerinde anne ve babasının isminin yazdığı mezar taşlarına baktı. Başını kaldırıp bana baktı sonra ve tekrar mezarlara döndü.

Bende yere çömelip Selim'in konuşmasını dinledim.

-"Anne baba, ben yıllardır sizi burada zannediyordum. Kim bilir başınıza neler geldi?

Anne, açıkçası senin başına ne geldi umrumda değil ama baba sen..."

Bundan sonra ağlamaya başlamıştı. Cümlesini tamamlamadan sadece mezarlara baktı.

Beş dakika kadar öyle bekledik. Zihninden muhtemelen bir sürü şey geçti Selim'in.

Sorular sordu, cevapladı, bazılarına cevap bulamadı.

En son hızla ayağa kalkıp elimden tutmuş ve benide kaldırmıştı.
Geldiğimiz yoldan aynı şekilde geri gidip önce mezarlıktan sonrada köyden çıkmıştık.

Selim'in yaralarını sarmak istiyordum ama daha kendi yaralarıma merhem olamamıştım.

O da bana merhem olmak istiyordu ama kendini iyileştirememişti.

İkimizde daha kendimize gelemiyorken birbirimize iyi gelmek istiyorduk....

Sonu meçhul idi.....

                         ...SON...

*******

Bittti. Son birkaç bölümmmm.
Bol bol yorum yapmayı unutmayın.

Aklınıza takılanlar ➡

Etiket ➡

Sizi seviyorumm <3

FERYADIM VAR [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin