KÖY-1

253 209 28
                                    

Alya'dan;

Bugün 26 Eylül. Yani yeni alınan karara göre herkese öldürme hakkı verilecek olan çakma kan gölü gününe bir kaç gün kalmıştı sadece.

Bir yer bulmamıştık hâlâ ve sanırım bunun içinde çabalamayacaktık. Bu kez mücadele edecektik Serhat'la. Umarım mağlup olmanın mahcupluğunu onun gözlerinde görmeden ölmem diye dua ediyordum durmadan. O mahcup bakışları görmeliydim.

****

Bugün hepimiz izinliydik ve sabah erkenden kalkıp kahvaltımızı yapmıştık. Birlikte vakit geçirmeyi planlıyorduk.

Selim gidecek yerler önerirken bizde yorum yapıyorduk.

- Alışveriş

+Kalabalık

- Lunapark

+Gürültülü

Hiç birini istemiyorduk çünkü insanlar can sıkıyordu.

- Buldummm o zaman köy. Benim köyüme gidelim mi?

Selim'in bu önerisiyle Arya'ya baktım, o da bana bakarken Selim'e dönüp başımızla onayladık.

Selim;
-Hadi o zaman gidin hazırlanın gidelim. Sıkı giyinin biraz.

+Tamam.

Biz hızla odamıza giderken Selim'de kendi odasına gidiyordu.
Ben giyindikten sonra telefonumla ilgileniyordum. Arya ise hâlâ kıyafet arıyordu.

Kalkıp ona kıyafet seçtikten sonra dolabı kapatıp tekrar açmaması için önüne oturdum.

O da çok sorun etmeden giymişti kıyafetleri. Arya'da hazırlanıp çıkınca çantama ne olur ne olmaz diye bir kaç kıyafet sıkıştırıp çıktım. Selim çoktan hazırlanmış bekliyordu.

Koşarak yanına gittik ve dışarıya attık kendimizi.
Biz apartman merdivenlerini koşarak inerken Selim kapı kilidiyle uğraşıyordu.

Yukarıdan sesini duyunca olduğumuz yerde durup gülmeye başladık.

-Ya bir durun nereye yetişeceksiniz. Bekleeeeeyiiiin.

Sonunda kapıyı kilitleyip yanımıza geldi.

****

Köye gelecek olan arabayı bulmak biraz zor oldu ama sonunda gelmiştik.
Köye giriş için uzun bir yol vardı ve araba yukarıya kadar çıkmıyordu. Bizde yavaş yavaş o yolu yürümeye başlamıştık.

Hem yürüyor hem konuşuyordum.

- Acaba Serhat hâlâ bizi izliyor mu ve burada olduğumuzu biliyor mudur?

Selim;
+ Hiç bir fikrim yok.

Arya'da aynı şeyi diyince öyle kaldım. Bir şey göremeyeceğimi bile bile etrafa bakındım, belki peşimize adam takmıştır diye. Tahmin ettiğim gibi kimseyi göremeyince önüme döndüm.

Yol neredeyse bitmişti ve sonunda köye giriş yapmıştık. Etrafta kimseler yoktu. Yavaş yavaş Selim'in evine doğru gidiyorduk ve ilk kez bir köy görmenin şaşkınlığı yüzümüzden belli oluyordu.

Selim evinin kapısını açmakla meşgulken bense etrafı izliyordum hâlâ. Biraz ileride mezarlık vardı ve acaba korkmuyor mu diye düşündüm.

İlk Selim sonra Arya ve ben içeriye girdik. Her yer örümcek ağıydı. Arya nefret ederdi örümceklerden ve bağırarak dışarı çıkmıştı. Selim ve ben de gülerek örümcekleri temizlemeye başlamıştık.

Biz temizlik yaparken Arya dışarıdan tekrar bağırarak içeriye geldi ve kapıyı kapattı.
Ne olduğunu sorunca da söylenmeye başladı.

- Ya bu ne içeride örümcek dışarıda köpekler falan. Üstüme geliyordu böyle kocaman bir şey. Ödüm koptu ya.

FERYADIM VAR [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now