HAYALLER VE DÜŞLER

168 134 48
                                    

Serhat'tan;

Alya ve Selim, Arya'nın başında iken sendeleyerek kendimi dışarı attım. Sonunda intikam yeminimi yerine getirmiş ve vicdanımı rahatlatmıştım.

Aldığım yaralar benim gururumdu ve onlardan asla nefret etmiyordum.
Eve gelince bir doktor çağırıp beklemeye başlamıştım.
Başım dönüyor, midem bulanıyordu ve etrafı net göremiyordum.

Uyku beni kendine çekiyordu, bense mutlu oluyordum çünkü annem ve kardeşimi görecektim her uykumda gördüğüm gibi.
Yalnız garip bir durum vardı bu sanki başka türlü bir uykuydu ya da bilmiyorum.

Gözlerim yavaş yavaş kapanırken en son aşağıdan gelen acı feryadı duymuştum.

......

Gözlerimi açtığımda hastane odasında olduğumu anlamıştım. Çoktan güneş nöbeti aya devretmişti ve ben yine onları görmüştüm.

Annem...Kardeşim....

Özlemin en acı halini iliklerime kadar hissediyordum. Onlar benim için bense onlar için üzülüyordum ,öyle dediler bana.
Kardeşim yine o çocuklaydı ve mutlu görünüyordu. Annem tek başına sadece beni bekliyordu.

Birbirimizi görmek için can attığımız şu hayatın bizi ayırmasını kaldıramıyorduk.
Nasılda hasretle bakmıştı yüzüme, nasılda parlamıştı gözleri.

Her seferinde bir daha hiç göremeyecekmiş gibi bakıyorduk ikimizde ama böyle bir şey mümkün değildi. Hayaller ve düşler bizi asla yalnız bırakmazdı ve bazen insanın tek tutunduğu dalda bu iki kavram olabiliyordu.

Odaya giren doktorla tüm düşüncelerim bir süreliğine kenara çekilmişti.
Doktor
" Merhaba Serhat Bey, nasıl hissediyorsunuz?"

Hafifçe başımı iyi anlamında sallayıp doktorun konuşmasını ve odadan çıkmasını bekledim.

" Sizi bu gecede misafir etmek zorundayız. Yarın taburcu olabilirsiniz."

Tam arkasını dönüp çıkacakken tekrar bana soru sorumuştu.

"Bu arada bir şey sormak istiyorum. Kimseniz yok mu acaba? Anne baba eş kardeş falan. Yarın çıkışta birisinin yardımına ihtiyacınız olacak çünkü."

Sinir ve nefretle doktora baktım. Ağlamamak için dişlerimi kırmak istercesine birbirine bastırıyordum. Gözlerimi yan tarafta bulunan koltuğa çevirip zar zor konuşmaya başladım.

" Kimsenin yardımına ihtiyacım yok ben giderim."

"Ama Serhat B..."

"YARDIMA İHTİYACIM YOK!"

Sinirlerime hakim olamayarak bağırmıştım. Doktorda tek kelime etmeden başıyla onaylayıp aceleyle odadan çıkmıştı.

Yalnız kalınca tekrar düşünmeye başlamıştım.
Aklıma içinden çıkamadığım bir anı gelince gözlerimi kapatıp zihnimde canlandırmaya koyuldum.

"Eda "Annneee! Bak birazdan gelecek Onur her şeyi hazırladık değil miii?
Çok garip hissediyorum anne."

" Kızım bir sakin olur musun? Alt tarafı tanışacağız."

" Off babamla abim nerede?"

"Baban evde değil bilmiyorum. Abinde odadaydı biraz önce."

Kardeşimin bana seslenmesiyle bende ona seslendim.
Beni bulunca konuşmaya başladı;

" Abi napıyorsun burada?"

" Ne yapıyor gibi görünüyorum?"

"Ya gidip düzgün bir şey giyinsene. Şortla mı karşılayacaksın?"

"Evet"

"Olmaz hadi odana git gitin gel"

Diyip beni kolumdan çekiştirmeye başlmıştı. Kolumu ondan kurtarıp
" Ya sanki kim geliyor sakin ol bir. Ayrıca bu da kıyafet işte." Dedim. O da hemen surat asarak

" Of bee tamam"

Diyip çıkmıştı odadan.

Yarım saat kadar sonra çocuk gelmişti ve sakin sakin annemle sohbet ediyorlardı. Bense çocuğu inceliyordum.
Kardeşim yaptığımı görünce bacağıma tekme atmıştı.

Göz devirip camdan dışarı bakmaya başladım.
İyi çocuğa benziyordu ama hiçte belli olmazdı.

Onlar yemek masasına geçerken bende düşünmemeye karar verip masaya gittim.

Yemek yerken bir ara çocuğun telefonu çalmıştı ve müsaade isteyip yanımızdan ayrılmıştı.

Eda
"Abii o nasıl bakışlar ya. Çocuğa öldürecekmiş gibi bakmaz mısın lütfen "

Tekrar göz devirip yemek yemeye devam ettim. Bir anda bağırma sesi gelmeye başlamıştı. Birisiyle bağırarak konuşuyordu, sonra bir anda ses kesilmişti ve çocuk hiç bir şey olmamış gibi yanımıza gelmişti.

......

Onur evden gidince annem ve Eda mutfağa gidip konuşmaya başlamıştılar.

Annem çok sevmişti çocuğu ama ben hâlâ düşünmemiştim. Tek aklımda ki kardeşimin mutluluğuydu."

Kendime geldiğimde gülümsediğimi ve uzun zamandır içten gülümsemediğimi farkettim.

Olduğum yerde biraz dikleşmeye çalıştım fakat yaralarımın sızısından hareket edememiştim. Telefonumun evde kaldığını düşünürken yan tarafta komodinin üzerinde duran telefonum çalmaya başlamıştı. Alıp kim olduğuna bakmadan açmıştım çünkü beni evdeki hizmetçiden başkası aramazdı.

Aramayı cevaplayıp konuşmadan sadece dinledim.
Belli ki birileri yine ölümle pençeleşiyordu.

Seda " Aşağıda ayrı odaya kapattığınız kişilerden biri sabahtan beri çığlık atıyor, bağırıp çağırıy..."

Lafını yarıda kesip;

"Hangisii?"

"Bilmiyorum yaklaştığımı anlar anlamaz kapıya yanaşıp yumrukluyor"

"Git bir şekilde öğren hangisi olduğunu."

"Ama.."

"HEMEN!"

Bağırdıktan sonra hzılı nefes alış verişini duydum. Odaya yaklaştıkça çığlık seslerini daha net duyabiliyordum.

Bir süre çığlık sesinden başka bir şey duymadım.
Birkaç dakika kadar Seda odayı dinledi ve en sonunda konuşmaya başladı.

"S..sanırım siyah tişörtlü ve ona hep adıyla değilde başka şekilde seslendiğiniz kadın"

Kapı tekrar yumruklanmaya başlamıştı. Buna aldırmayıp tıslayarak konuşmaya başladım.

"Seda. O kadın ölemez. Duydun mu?! O bana lazım. Git ne istediğini sor. Yemek isterse ölmeyecek kadar ver. Eğer o kadın ölürse sende ölürsün haberin olsun."

Bir şey diyemeden kapattım telefonu ve düşünmeye başladım tekrar.
O ölemezdi çünkü elimdeki tek kozdu. Ailemin intikamını almam için o kadın gerekliydi. Onu kullanarak tüm aileyi mezara gömecektim.

Çünkü o kadın kızlarının iki gözünün çiçeğiydi...

*****

Merhabaa. Nasılsınızz?

Aklınıza takılanlar ➡

Etiket ➡

Yorum yapmayı unutmayın.

FERYADIM VAR [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now