ÖLÜ RUHLAR

107 88 81
                                    

Selim'in "anne, baba " demesiyle korktuğumun başıma geldiğini anlamıştım.

Bunlar annesi ve babasıydı. Selim hâlâ bir şey demeden annesine korkuyla ve nefretle bakıyordu.

Selim'in yanına bir polis memuru gelip konuşmaya başladı.

-"Tanıyor musunuz Selim Bey?"

Selim konuşmuyor hatta duymuyordu bile.

Polis Selim'i dürtmeye başlayınca sinirlenip;

+"Görmüyor musunuz sizi duymuyor. İzin verinde kendine gelsin."

Diye sesimi yükseltmiştim.

Polis memuru söylediklerimle başını sallayıp geri çekilmişti.
Selim'de hâlâ bir değişiklik yoktu.

Hâlâ gözleri yerde yatan,bir zamanlar çocuğunu önemsemeyen, kalpsiz iki insana bakıyordu.

Bedeni burada, ruhu yıllar öncesindeydi.

Selim'in elini tutup diğer elimlede koluna sarılmıştım.

Ben bunu yapar yapmaz Selim bir kâbustan uyanır gibi hızla derin nefes alıp şaşkınlıkla bana baktı.

Saniyeler sonra şaşkın yüz ifadesi anında değişti ve ağlamaya başlamıştı.

Sıkı sıkı sarılmış ağlıyordu.
O ağladıkça içimde fırtınalar kopuyordu.

Ben ağlamamalıydım,şimdi güçlü olmalıydım. Sadece sarıldım. O ayrılmayı isteyene kadar öylece kaldık.

Ayrılmak istemedi o da dakikalarca ağladı.

Bu hali canımı yakmıştı. Onu böyle üzgün görmek beni çok yıpratmıştı.

O güçlüydü ama şimdi ufak, parkta kaybolmuş, annesini bulamayan, zayıf bir çocuktan bile daha güçsüzdü.

Yarım saat kadar sonra sonunda Selim benden ayrılmıştı.
Yüzüne baktığımda gözaltları kıpkırmızıydı, balon olmuştu sanki.

Yorgun gözlerini gözlerime dikti ve kısık sesiyle konuşmaya çalıştı fakat buna bile hali yoktu.

Kafasını "gidelim mi?" Der gibi kapıya doğru salladı, bende onaylayınca elimi tutmuştu tekrar.

Önce elimize sonra Selim'e baktım. Geçenlerde söylediği cümle hala aklımdaydı ama şuan bunu düşünmenin ne zaman ne yeriydi.

Biz çıkmadan önce Polis memuru bizi durdurup tekrar o iki cesedin kime ait olduğunu bilip bilmediğimizi sordu.

Selim yavaşça başını sağa sola salladı.
Bende polis memuruna dönüp;

-"Tanımıyoruz Memur Bey. Arkadaşım sadece birilerine benzetti."

İkna olmamış gibi görünüyordu ama Selim'in yüzüne bakınca o bitkin halini görmüş ve bir şey dememişti.

Evden çıkıp sessiz ve yavaşça kendi evimize doğru yürümeye başlamıştı.

Selim'i zihninden neler geçiyordu tahmin etmek zordu. Bazen elimi sıkıyordu ve bana zarar verdiğini düşününce korkuyla hemen elini gevşetiyordu.

Eve gelince Selim hiçbir şey demeden odasına çekilmişti.  Bende oturma odasına gidip üçlü koltuğa gelişigüzel uzanmıştım.

Uykum vardı fakat uyumak istemiyordum. Selim'den haberim olmalıydı.

Bunu düşünürken aklıma gelen korkunç şeyle yerimden fırladım.

Yapmazdı ama ya yaparsa diye ödüm kopmuştu.

İntihar etmekten bahsediyorum. Kaldıramadığını düşünüp böyle bir şey yapar mıydı?

Bilmiyordum.

Koşarak Selim'in odasının önüne gelip kapıyı hızla açmıştım.

Sandığım gibi bir şey yoktu. Selim yatağında cenin pozisyonu almış bana sırtı dönük bir şekilde yatıyordu.

Yanına gidecektim fakat kararsızdım. Odadan telefonumun çaldığını duymamla Selim'in yanına gitmekten vazgeçip sessizce odadan çıktım ve tekrar oturma odasına döndüm.

Kimin aradığına bakmadan telefpnu açıp kulağıma götürmüştüm.

Karşı taraftan;

-"Aloo! Alya Hanım ile mi görüşüyorum?"

Çok beklemeden bende;

+"Evett. Buyrun."

-"Alya Hanım anneniz biraz önce sinir krizi geçirdi ve hastane personellerine saldırmaya çalıştı.
Sürekli sizin adınızı ve Arya diyip duruyordu. Bir ziyaret ederseniz iyi olabilir."

Telaşla;

+"Tamam sağ olun. Hemen geliyorum."

Dedikten sonra koşarak kapıya gidiyordum ki aklıma Selim gelmişti. Onu tek bırakamazdım ama annem de orada kriz geçiriyordu.

Arada kalmıştım ve bu bana göre en kötü şeydi.

Hızla yukarı çıkıp Selim'in yanına yaklaştım.

Uyuduğunu görünce bir süre onu izledim, daha sonra kendime kızıp sesszice odadan ve ardından koşarak evden çıkmıştım.

.....

Hastaneye gelince annem çoktan sakinleşmişti ve uyuyordu.

Beni arayan hemşire yanıma gelip eliyle beni göstererek;

-"Alya Hanım değil mi?"

Başımı onaylar gibi sallayıp beklentiyle kadına baktım.

Hemşire;

-"Sakinleştirici yaptılar. Bir süre daha uyur böyle. Ha unutmadan uyumadan önce bir şeyler sayıklıyordu yine ama sadece sizin adınız ve telefonda dediğim gibi Arya dedi. Birdee "o ölmedi" dedi ama ne demek onu anlamadım tabi..."

Geveze hemşire daha çok şey söyleyecekti ama birisinin onu çağırmasıyla iyi günler dileyip gitmişti.

Annem bizim adımızı sayıklamıştı ama daha önemlisi "o ölmedi" demesiydi.

O ölmüştü.

Ben öldürmüştüm. Biz öldürmüştük.

Ölmemiş olamazdı.

Annem hayal görüyordu veya hastalığın verdiği şokta olmalıydı.

O kesinlikle ölmüştü...

                       *****

Bitttiiii. ĞWMFLEF

İYİ OKUMALAR. BOL BOL YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN.

AKLINIZA TAKILANLAR ➡

ETİKET ➡

BU DAAA SELİM'İN ANNESİNE HAKARET BÖLÜMÜ OLSUN DKSNFPDN.

Selim'in anne babasına hakaret ➡

Niye yapıyoruz bunu anlamadım ama her neyse ciddi olalım lwndodndpd

Şimdi size bir soru soracağım ciddi cevaplar vermenizi istiyorum.

Sizce güzel yazabiliyor muyum? Yani kalemim o kadar iyi mi bilmiyorum ve size sormak istedim.

Birde bu aralar çok taktığım bir şey var.

Acaba mutlu sonla mı bitirsem mutsuz sonla mı?

Ve son olarak yeni bir kitap yazmalı mıyım? Yazarsam ne tür olmalı?

Teşekkürler

Cevaplarsanız sevinirim.

Görüşürüüüz <3

FERYADIM VAR [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now