ANI-3 (SERHAT)

125 103 15
                                    

-"Abi?"

+"Eda?"

-"Beni seviyor musun?"

+"İyi misin? Niye sordun böyle bir şeyi şimdi?"

-"Bilmem beni sevdiğini senden duymak istedim."

+" Tabii ki seni çok seviyorum Eda."

Bunu söyledikten sonra gülümseyerek yanımdan kalkıp gitmişti.
Bende yerimden kalkıp biraz dolaşmak için dışarı çıktım.

Her zaman gittiğim parka gidip her zaman bana yoldaş olan banka oturdum. Babamın ölümü bir nebze olsun beni rahatlatmıştı çünkü annemin intikamı alınmış sayılırdı.

Bende sorun yoktu fakat Eda üzgündü hâlâ.  Belli etmese de bu olay onu doğal olarak üzmüştü.

Bir saat kadar bankta oturduktan sonra eve dönmek için yine geldiğim yola koyuldum. Yolda gördüğüm herkese korkunç bakışlar atıyor olmalıyım ki beni gören insanlar bana korkarak bakıyordu.

Eve gelince boş yere evin etrafında bir tur dönüp kapının önünde  anahtarımı aramaya başlamıştım.

Sonunda anahtarı bulup kendimi içeriye atmıştım. Odama geçmeden önce Eda'ya seslendim fakat ses yoktu.
Dışarıya çıkmıştır diye düşünüp odaya geçecekken ayakkabılık gözüme çarptı.

Eda'nın ayakkabıları buradaydı ama Eda'dan ses gelmiyordu. Evin odalarını tek tek aramaya başlamıştım.

"Edaa! Nerdesiin?"

Eda'nın odasına gelince hızla kapıyı açıp içeriye girdim ama bu hayatımın en dayanılmaz anıydı.

Kardeşimin o ipte sallanan narin bedenini görmek vücudumda ve zihnimde zelzeleye neden olmuştu sanki.
Saniyeler sonra kaskatı kesilen vücudumu hareket ettirip hızla yanına gittim.

Hem bacaklarına sarılarak tutup kaldırmaya çalışıyor hem dua ediyor hemde ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Bu çarezilik beni çok zorluyordu.

Tek başıma o soğuk bedeni ipten kurtaramadım ve bu utanç bana ömrüm boyunca yetecekti.

Son kaybımıda vermiştim ve artık canımdan başka kaybedecek hiçbir şeyim kalmamıştı.

Özürler dileyerek yere çömeldim. Kim bilir ne kadar süre...

O artık yoktu. Hiç kimse yoktu.

Yerimden kalkıp ipi kesmeye yarayacak bir şey aramaya çalıştım.
Kardeşimin masasına doğru gidip dolapları karıştırdım biraz.

İşe yarar bir şey bulamayınca dikleşip etrafa göz gezdirdim.
Kardeşimin o halini görmek beni ürkütüyordu.

Hızla odaya göz attım. O sırada düşen sandalyenin yanında bir kağıt gördüm.
Hemen gidip kağıdı alarak titreyen ellerimle açmaya çalıştım.

Kağıdı açınca kararsız bir şekilde okumaya başladım ve okuduğum cümlelerin yıllar boyunca zihnimde yankılanacağını tahmin edememiştim

"Abim.. Seni çok seviyorum bunu biliyorsun fakat şunuda bilmelisin ki sevdiğimi, annemi ve babamı kaybetmek beni fazlasıyla yıprattı. Benim artık dayanacak gücüm yok.
Senden beni sevdiğini duydum ya artık bu dünyada görmem gereken veya duymam gereken hiçbir şey kalmadı.

Beni affeder misin bilmiyorum ama bu benim senden son isteğim..

Beni affet..."

Cümleler, kelimeler ve hatta harfler yetersizdi şimdi.
Ne söylenecek laf ne dinleyecek kimse kalmıştı.

Şimdi bana düşen sadece susmaktı.

Susmak....

                       *****

Veee üçüncü bölümmm. Biliyorum Serhat'ı çok seviyorsunuz o yüzden bu bölümüde bugün yayımlıyorum.

Bol bol yorum yapmayı unutmayın.

Aklınıza takılanlar ➡

Etiket ➡

Teşekkürler.

FERYADIM VAR [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now