"Bomboşsun."

1.3K 34 27
                                    


Selammm,

Yeni bölümle nihayet gelebildim. Her paragrafta yorumlarınızı görmek istiyorum, bak demedi demeyin haaa! 😄

Ayrıca soran herkese teşekkür ederim. Annem çok daha iyi😄

Sizlere sevdicekler, bana da iyi çalışmalar. Evet, işyerindeyim. Salı sendromu yaşıyorum.😩

Neyse haydi, iyi okumalar!



Bütün yaralarım, yalnızlığımdan sebepti. Yalnız olmadığıma inanmıştım. Sevdiğim adam tarafından sorgusuzca sevildiğime... Dikenler bata bata sonuna kadar aşka inanmıştım. Aşkın gerçekliğine... Belki de öyleydi. Ama ben artık hiç bir şeyden tam emin değildim.

Akıl ve kalp savaştıkça yaralanan sadece ruh olur. Ruhumu kestim. Ölsün, istedim. Bıraksın beni! Defolsun gitsin, istedim! Belki o zaman, acımazdım artık. Belki o zaman kendime kalmayan tahammülümün de artık sonuna gelirdim.

Ben dün gece intihara kalkışmıștım.

Ben bunu yapmıştım.

Bitsin, demiştim. Ama bitmezdi ki... Düşünememiştim. Ben inançlı biriydim. Bu işin öbür tarafı da vardı. Allah beni affeder miydi? Acıdan önümü göremez hale gelmiștim. Kalbimi parçalayan adamın sözlerinden sonra ben kendimi duymamıştım. Ama şimdi duyuyordum. Çünkü şimdi, aklım konuşabiliyordu. Çünkü kalbim artık yıkık molozlarla dolu bir araziydi. Çünkü dün gece kalbim parçalanmıştı, ben de kalbimi kan seline bulamıștım ve bu aklımı duyabilmemi sağlamıştı.

Pişmandım, sanırım. Emin değildim. O depoya gittiğim anı hatırlıyordum. Bileğimi kestiğimi ve Volkan'ın haykırıșlarını.

Hislerim hem çığlık çığlığaydı, hem de çorak bir çöldeki kadar büyük bir sessizliğindeydi.

Elinden tuttuğum adama öyle bir soyunmuştum, öyle bir güvenmiştim. Düşünememiștim. Babamdan kalan güvensizliği onunla tamamladığımı sanmıştım. Çünkü ilk yalnız kaldığımda, evden ilk ayrıldığımda bana yuva olmuştu. Onu çok sevmiştim. O da beni sevmişti. İyi ki de sevmişti.

Ve ben, ona bunu ikinci kez yaşatmıştım.

Ne demişti?

"Derin, Derin! Yalvarırım, gözlerini kapatma! Bunu bir kez daha yaşayamam! Lütfen! Sensiz yaşayamam!" 

Hala bu sözler yankılandıkça ben, kendimi duyamaz oluyordum.

Odaya giren olunca uyuyor numarası yapıyordum. Baya iyi oynuyor olmalıydım ki kimse anlamamıştı. Annem, abim, Belgin Teyze ve Volkan buradaydı. Bir kaç kere odaya girdiklerinde seslerini ișitmiștim. Sabah dokuz gibi uyanmıştım. Saatlerdir Volkan'ın cümleleri beynimde yankılanıyordu. Sanırım öğle saatleriydi. Hastanenin kokusu beni çok rahatsız ediyordu. İstemediğim anılar canlanıyordu.

Hiç kimse ile konuşmaya hazır değildim. Ancak artık uyku numaramı yemezlerdi. Odada durmamaları iyiydi. Gözlerimi açıp duvardaki saate baktım. İkiyi biraz geçiyordu. Müthiş bir halsizlik üzerimdeydi. Bunun dışında iyiydim. Kolumdaki serumu yarım saat kadar önce hemşire çıkarmıştı. Elimle üzerimdeki örtüyü kaldırdım ve yavaşça doğrulup ayaklarımı yataktan sarkıttım. Gözümdeki kararma geçince bileğimdeki sıkıca tutturulmus sargıya baktım. Baya bir sızlıyordu.

Sol kolumdan kendimi kesmeye başlamamın sebebi, galiba o şerefsiz yüzünden kırılan kolum olmasıydı. Gülmeye başladım. Ama sesimi kısık tuttum. Duysunlar istemiyordum. Yataktan kalkıp abimin bir saat kadar önce evden getirdiği poşete doğru ilerledim. Kan kokuyordum, midem bulanmıştı. İçindeki siyat taytı, siyah askılı bir tişörtü ve iç çamaşırlarını aldım. Odanın banyosuna ilerledim, üzerimdeki hastane kıyafetini çıkardım ve sol koluma poşeti sararak ıslatmadan hızlıca duş aldım.

DERİN, VOLKANWhere stories live. Discover now