''Rüyamda gördüğümü bilmek istemezsin.''

7.3K 181 28
                                    

''Bekaret testi. O adamın sana dokunup dokunmadığını öğreneceğiz.''

Uzaklardan gelen bir ses, rüyada olmamı dilediğini fısıldadı. Babamın yaptığı, annemin yardım etmesi gururumu yerlere fırlatmıştı. O kadar dibe girdi ki yolunu şaşırdı. Ölümden dönmüştüm. Öz babamın derdiyse ölümle burun buruna gelmem değil, namusuydu. Sadece kirlenebilecek olan adım! Pardon onun soyadı!

İçimdeki baba sevgisi ona bir küfür savurarak kendini karanlık uçuruma aşağı atmaya çalıştı. Annemin pasifliği acımı dağlıyordu.Bunu bana yapmasına izin veremezdi. O odaya asla girmezdim. Ses tellerimi hareket ettirmeye çalıştım.

''Baba, yapma.'' Gözlerinde benim için tek bir duygu yoktu. Dümdüzdü.

''Kalk, doktor bekliyor.'' Hamle yapıp kolumdan tuttuğu anda arkaya yaslanarak kaçmaya çalıştım. Annem irkilse de sesini çıkarmadı. ''Baba!''

''Yürü, mızıklanıp durma.'' Kolumdan daha sert çekerek ayağa kaldırdı.

''Hayır! Oraya girmem ben.'' Koridordaki herkes bize bakıyordu. Beni kapıya ittirdi. Öfkesini suratıma kustu.

''Yaptıkların yetti. Konuşuyor hala. İçeri gir dediysem yapacaksın. Babanım ben senin.'' Kapıya çarpan omzumla kırık kolum sızladı. Ağladığımı farkettim. Gözlerine baktım.

Herkes gibi benim babamda beni sevse ne çıkardı sanki. Bana olan nefretinin kaynağını çözemiyordum. Ama her seferinde bana olan nefretiyle bir şeyler yapıyordu. Her yapışında daha da yıkıyordu. Kaderime küfür etsem o bile kendi haline ağlıyordu. Kime ne etmiştim ben! Neyin cezasıydı bu? Babam ve annem, yüreğimin orta yerine koca bir ateş yakmıştılar. Öyle bir ateşti ki kocamandı. Allahım! Çok acıyordu.

''Elini, Derin'den çek.'' Volkan'ın kükremesiyle omzumun üstünden ona baktım. Açık yeşile dönmüş gözlerindeki öfke açıktı. Yaklaşıp babamın kolumdaki elini sonra da babamı itti. Elimi tutup beni kendine çekti. Yaşlardan önümü göremez haldeydim. Kolunu omzuma sarıp yüzümü omzuna sakladı. ''Ağlama güzelim, kimse sana bunu yapamayacak. İzin vermem.''

Kolumu beline sardım. Kurtarıcım, en dibe battığım anda yanımdaydı. Küçüklüğümden beri babamda bulamadığımı Volkan'da bulmuştum.Benden bu kadar büyük oluşu bile bulduğumu göz ardı etmemi engellememişti. Bana öyle bir şey vermişti ki babam bu saatten sonra ne yaparsa yapsın ne söküp alabilirdi ne de yerine kendininkini koyabilirdi.

''Kızıma nasıl davranacağımı sana sormayacağım!'' Bağırmıştı. 'Kızım' deyişinin korumak için olmasını dilerdim. Ama artık umrumda değildi. Bu insanlar ailem olamazdı. Beni büyüten, sevgisini esirgenemeyen anne bu değildi. Ezilse de kızına yapılan iğrenç muameleye karşı çıkardı. Fakat o sadece ağlıyordu.

Volkan diğer kolunu da bana sararken ona saklandım, ona sığındım. Beni çekip çıkarması, kurtarması için. Kalp atışını hissediyordum. Öfkesi her atışta daha da yayılıyordu. Sıcak avuç içleri biri omzumda biri belimde ayakta kalmam için güç veriyordu. Çenesinin seğirdiğini hissettim. ''Yaptıklarınıza sabrettim. Sesimi çıkarmadım. Buraya kadar... Bitti. Bir daha yanına yaklaşmayacaksınız.'' Kabaran göğsü aldığı nefesle bana oksijen veriyordu. Hücrelerime onun oksijeni giriyordu.

Babam bir süre sessiz kaldı. Yüzümü kaldırıp babama baktım. Kaşlarını çatmış bize bakıyordu. Bazı düşüncelerini yerine oturtmayı deniyordu. Volkan'ın neden beni bu kadar koruduğu gibi. Anlasa da hiç bir şey ifade etmezdi. Bu insanlarla bir dakikamı daha harcamayacaktım. Ondan aldığım yeşil gözlerinde şimşekler çaktı.

''Aranızda ne var?'' Ellerimle gözlerimi sildim. Gözlerimi gözlerine diktim. Yüreğimdekilere sahip çıkma zamanıydı. Elimde tek kalan onlardı.

DERİN, VOLKANWhere stories live. Discover now