''Sen de aynı benim gibi hissediyorsun.''

12.9K 355 44
                                    





''O herifle gitmene izin veremezdim. Geldim.''

Görünüşü yüzünden girdiğim transtan bir anda uyandım. Çatık kaşlar, öfkeli sesle adını bile söylemediği Metin'e bu kadar sinir oluşunu anlamıyor, sürekli bana bıraktığı soru işaretleri nedeniyle daha da sinirleniyordum. Sert bakışları ruhumu delip geçerken benimle derdinin ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bana hissettirdiklerinin sonu yok gibi duruyordu. Yanlış olmasına rağmen kalbimin bu kadar hızlanması, ellerimin titremesi doğruymuş gibi geliyordu. Bu hissettiklerimin yanlış olduğunu kalbime tekrar tekrar ilettim. Birinin bana karışmasına, kontrol etmesine sinir olan ben tanımadığım bu adamın bana karışmasına izin vermeyecektim. Ama aileme burada olduğumu söyleyebilirdi. Başımdan atmalıydım. Peki ya o? O ne hissediyordu da bana karışma cesaretine sahipti? Belki de sadece dalga geçiyordu. Ya da öğretmenlik işini fazla abartmıştı. İlk ihtimal çok daha yüksekti. Bir öğretmen öğrencisi öpmeye çalışmaz.

''Neden evde değilsin? Metin'de kalmana ailen izin verdi mi?'' Hadi gel de şimdi evden kaçtım de kolundan tuttuğu gibi eve götürsün. Söyleyecek bir yalan bulmak için beynimi çalıştırmaya çalışıyordum. Bir şeyler geliyordu. Ama çok saçmaydı. İyi rol yapmalıydım. İlkokuldaki tiyatro derslerinin işe yaramasını umarak kaşlarımı kaldırıp bakışlarıma hüzün yerleştirdim.

''Abim hastalandı. Onu İstanbul'a götürdüler. Bir süre orada kalacaklar. Benim de tek kalmamı istemediler. Ben de arkadaşımda kalabileceğimi söyledim.'' Ayaklı yalan makinesi gibi cılız bir sesle sıraladığım cümlelere inanıp inanmadığını kontrol ettim. Bakışları yumuşarken çatık kaşları normale döndü. Baş parmağını alt dudağının üstünde gezdirdiğinde çevreye bir bakış atıp tekrar bana baktı.

''Metinden başka kalacak arkadaşın yok mu?'' İnandı!İçimden tiyatro öğretmenime teşekkürlerimi ilettim. Sorgulanıp kontrol altına alındığım için evden kaçmıştım. Yeniden sorgulanmak için değil. Hissetmeye başladığım sinir kalbime daha da hızla çarptı. Rol yapmayı bırakıp gerçeği söylemek istemiştim. Belki rahat bırakırdı. Ama kalkıp buraya geldiğine göre bırakmayadabilirdi. Hüzünlü bakışlarımın yanına bir de dudaklarımı titrettim. Ellerimi karnımın önünde birleştirip oynarken parmaklarıma baktım.

''Yok maalesef. Yani siz gidebilirsiniz hocam, yolunda olmayan bir şey yok.'' Başımı kaldırmadan alttan alttan ne yaptığına baktım. Ellerini beline koyup dudaklarını ıslattı. Yapma ama role yeterince zor girdim zaten! Akşam rüzgarı soğuk estiği için titrerken bu kez onun yüzünde titredim. İçimden kopanlar bir ağrıya sebep olurken nefesimi kontrol altında tutmaya çalışıyordum. Derin bir nefes alıp bana bakınca bakışlarımı hemen elime indirdim.

''Metinle kalamazsın. Güvenilmezdir. Bana gidiyoruz. Annenler gelene kadar bende kalacaksın.'' Gözlerim kocaman olurken ağzım içine bir tren sığacak kadar açılıp yer yapışmıştı. Ellerim havada asılı kalırken bir anda söylediğiyle beynim durmuştu. Bu ihtimali öne sunabileceğini düşünmemiştim. Onda kalamazdım. İmkansızdı. Aynı evde olduğumuz görüntüler beynimde belirirken girdiğim şoktan çıkmaya çabalıyordum. Acilen beynimin entrika bölümünün çalışmasını sağladım. Ağzımı kapatırken entrikacı kısım bulduğunu dile döktü.

''Hocam saçmalayın. Siz de kalmam hiç uygun olmaz.'' Bendeki entika yeteneği bu kadardı işte.

''Geleceksin. İtiraz istemiyorum. Yürü hadi.'' Hakimiyetimi kaybetmemek için avuç içlerimi tırnakladım.

''Gelmeyeceğim!'' Sert bir şekilde söylediğimi başını geri atıp yukarı bakarken kendi kendine bir şeyler mırıldandı. Bana bir bakış atıp uzanıp yanımdan bavulumu alıp ilerlemeye başladı. Yeniden bir şoka girmeden kendimi topladım. Bu adam cidden! Bu kez sinirime hakim olamadan peşinden ilerleyip önünde durdum. Çatık kaşlarımla ona bakınca o da kaşlarını çattı.

DERİN, VOLKANWhere stories live. Discover now