"Sana yakın olmak iyi geliyor."

5.1K 138 16
                                    

Buyurun size cayır çutur bir bölüm!
İyi okumalar!





Bakışlarındaki şokun birazı bende de vardı. Ama gidecekti! Hem hastaydı hem kavga edecekti! Ela gözlerinin büyüklüğü gerçekten benden bunu beklemediğini gösteriyordu.

Resmen ikimizi odaya kitlemiștim. Ve annesi, dışarıdaydı. Olduğu yerde durduğu süreçte birbirimize sessizce bakıyorduk. Aramızdaki sessizliği kapının zorlanması bozdu.

Belgin Teyze kapının kolunu indirip kaldırırken konuştu. "Oğlum ne oluyor? Kavga mı edeceksin?! Aa bu kapı niye kitlendi?!"

Volkan bana baygın sinirli gözlerle bakarken kapıya yaklaşıp annesine seslendi. "Anne, Derin kapıyı içeriden kitleyip anahtarı bahçeye attı. Gidip getirir misin lütfen? Sonra da kapıyı açar mısın?"

Heyecanla bağırdım. "Hayır Belgin Teyze! Açmayın! Sakinleşsin önce. Mantıklı düşünemiyor. Kapıyı açarsanız gidip kavga edecek! Başını bela-" Cümlemin devamı anlamsız gevelemelere dönüştü. Çünkü Volkan ışık hızıyla yanıma ulaşıp bir elini enseme diğerini ağzıma kapattı.

Açık ela gözlerle gözlerimin içine bakarken konuştu. "Anne bakma sen Derin'e. Kapıyı aç." diye seslendi. Hala anlamsız gevelemerim devam ederken ağzımı kapatan bileğine asılıyordum. Bir süre sessiz kalan Belgin Teyze nihayet konuştu.

"Anahtarı bulacağım." dediğinde Volkan psikopatça güldü. "Ama senin sakinleştiğinden emin olmadan bu kapıyı açmam." dediğindeyse onun gülüşü solarken psikopatça gülme sırası bendeydi. Annesininse kendi kendine söylenmelerini ișittiğimde sesi giderek uzaklaşıyordu. Kapıya kayan dikkatimle koridoru dinledim.

"Ne garip kız bu! Ben daha böylesini görmedim. Ama benimkinin hakkından iyi geldi. Anahtarı camdan atmak ne..." gibi cümleleri ardı ardına koyarak koridordan gittiğinde hala Volkan'ın elinin altından hala sırıtıyordum. Gözlerim Volkan'a kaydığında siniri geçmemişti. Ama içimde yanan sinirin alevi onun dudaklarına bakarken dudaklarımdaki elini çekti. Ama belime koyup bedenini bedenime yasladı.

Kalbim yerinden oynarken ellerim havada kalmıştı. Yüzüme yaklaştı ve çatık kaşlarla gözlerini dudaklarıma dikti. "Öfkeden delireceğim. O dudaklara, benden başka bir adam baktı ve belki ne hayaller kurdu! Şimdi bütün sinirimi dudaklarından çıkarmamam için bana tek bir sebep söyle.  Nefesin kesilene kadar seni öpmek istiyorum." diye hırladı. Dudaklarım titrerken bu halinden açıkçası biraz korkmuștum. Odada yalnızdık ve söylediklerinde oldukça ciddi gözüküyordu.

Ergen hormonlarım ayaklansa da bahsettiği tarzda bir adıma kesinlikle hazır değildim! Zaten bütün vücudum, bedenime yaslı bedeni yüzünden alarmdaydı. Yüreğim kaldırmazdı. Ve nedense söylediklerinden fazlasını yapmak ister ses tonu beni çok korkutmuștu. Güzelliği önümde öylece dururken ellerim hala havadaydı. "Kurallar," diyebildim sadece. Sesim o kadar zayıf çıkmıştı ki sanki bütün korkumu anlatıyordu. Kaşları kalktığında dikkatini tamamen çektiğimi farkettim, sakinleşiyordu. Bana iyice yaklaştı.

"Koyduğum o kurallarında..." diye devam edecekken büyük bir küfür edeceğini anladım. Sinirlenince değişiyordu, Volkan.

"Volkan," Cırlayarak uyardım. Ellerimi belimdeki kollarının direğine koyup hafifçe ittirdim. Bu yakınlık hiç hayra alamet değildi. Aklımdan geçen düşüncelerse bana ait değildi! Ama bırakmadı. Sinirle güldüğünde burnu burnuma yaşlanmıştı. Allahım, fazla yakın, fazla!

"Beni böyle mi sakinleștireceksin? Burada kilitli kalarak mı?" Dibimdeki gözlerine bakarken rengi bu kez koyulașmıștı. Bu bakışı, en son kuralları koymadan önce mutfağın önünde görmüştüm.

DERİN, VOLKANWhere stories live. Discover now