''Aynı evde kalmamalıyız.''

7K 196 42
                                    

Kapıyı açıp aşağı adım attım. Karşımdaki binanın bahçesinde oynayan çocukların gülüşleri havayı dolduruyordu. Esirgeme kurumunun tabelasına gözüm takıldı.

Volkan kimsede olmayan bir kalbe sahipti ve o kalbin tamamen benim olması için hayatımı bile verirdim. Her ay buraya geliyormuş. Bu kadar güzel bir kalbi hak ettiğimden emin değildim. Genelde onun gibi 'yakışıklı' olduğunu farkında olan adamlar egosu tavanda, sadece kendini sevebilen kişiler olurlardı. Ama o...

Bagajdan poşetleri alıp yanıma geldi. Montumu çıkarıp arabaya koydum. Ona bakıp sırıttım. Dişlerini ortaya seren müthiş bir gülüşle bahçenin demir kapısına ilerlemeye başladı. Ondan önce yetişip demir kapıyı açtım ve geçmesini bekledim. Elleri tamamen doluydu. Demir kapının gıcırtısı bir kaç çocuğun dikkatini çekti. Yedi sekiz yaşlarında üç oğlan iki kız çocuğu kapıda Volkan'ı görünce koşarak yanımıza geldiler.

''Volkan abi!'' Hepsi bir ağızdan bağırınca sırıttım. ''Hoşgeldin.'' dedi kızlardan sarışın olan çekinerek. Volkan poşetleri ayaklarının dibine bırakıp yere çömeldi. Bir kaç adım geride onları öylece izliyordum. Yandan Volkan'ın parlayan elasını gördüm. Onlara bakışı farklıydı. Bunu gerçekten severek yapıyordu.

''Hoşbulduk İrem. Nasılsın bakalım?'' Kız sırıttı.

''İyiyim,'' Bana baktı sonra tekrar Volkan'a baktı. ''Ece abla yine mi yok?'' Gülüşüm anında soldu. Volkan İrem'in saçını okşadı.

''Bir daha onunla birlikte gelmeyeceğimi söylemiştim. Ayrı geliyormuş diye duydum ama?'' İrem küçük kahverengi gözlerindeki çocuksu hüzünle başını sallayarak boynunu büktü.

Küçük bir kızın söylediğiyle kalbim kırılacak değildi. Alınmış olabilirdim ama sorun çıkarmama gerek yoktu. Yanlarına yaklaşıp bende dizlerimin üstünde durdum.

''İnsanlar bazen anlaşamaz İremciğim. Ece ablanız yok ama ben varım. Adım Derin.'' Sırıtarak elimi uzattım. Volkan'a baktı. Volkan'ın gülümsediğini görünce küçük elini uzatıp elimi sıktı. Saf yüzü özlemle kısılmıştı. Sanırım Ece'yi gerçekten çok seviyordu. Ama ben de kendimi sevdirebilirdim. Çocuklarla iyi anlaşırdım.

Erkek çocuklardan biri elini bana uzatıp sırıttı. ''Benim adım da Erdem. Tanıştığımıza memnun oldum, güzel bayan.'' Kaşlarım kalkarken güldüm. Elini sıktım.

''Memnun oldum, Erdem.'' Çocuk arkadaşlarını işaret ederek tanıttı.

''Mert ve Sarp. Şu kız da Didem.'' Sessiz kızı işaret ettiğinde kumral kız kirpiklerinin arasından baktı. Bakışlarımız kesiştiği anda gülümsemem asılı kaldı. Bu kızda tanıdık gelen bir şeyler sızdı. Ne olduğunu çözememiştim. Bu kızda içime dokunan bir şeyler vardı. Dudakları araladı.

''Hoşgeldin Derin abla.'' Gülümsememi sahiplenerek askıdan çıkardım.

''Nasılsın Didemciğim?'' Dudaklarını büzdü. Ama konuşmadı. Volkan ellerini ovuşturarak sesini yükseltti.

''Ee hediyeleri açmayacak mıyız?'' Hepsi gülüşerek poşetlere yönelirken Volkan'da yardımcı olmaya başladı. Sadece Didem arkasını dönüp bahçenin uzak köşesine doğru küçük adımlarla ilerlemeye başladı. Gözlerim ona takılı kaldı. Boyunun yetmediği banka tırmanıp ayaklarını sarkıttı. Parmaklarıyla oynamaya başladı. Bakışlarımı gören İrem yanıma yanaştı.

''Onunla vaktini harcama abla.'' Kaşlarım kalktı.

''Neden?'' Elindeki oyuncağın paketini çözmeye başladı.

''Hep sessizdir. Bizimle hiç oynamaz. Ne yaptıysak alışamadı.''

''Anlıyorum.'' İrem arkasını dönüp giderken poşetlerden birine uzanıp bebeklerden birini elime aldım. Ayağa kalkıp banka doğru ilerledim. Kazağımın alçısız kolunu da katladım. Diğeri zaten alçı yüzünden dirseğimdeydi. Bankın yanına geldiğimde kafasını kaldırıp bana baktı. Yanını işaret ettim.

DERİN, VOLKANWhere stories live. Discover now