"Sadece benimsin."

4.6K 92 40
                                    

Selammmmm.

Nasılsınız? Sınav nasıldı gençler?

Neyse çok da uzatmaya gerek yok. Bu bölümü böyle bir coşkuyla yazdım. Diğer bölüm azıcık gecikecek. Çünkü işe girdimmmmm.💃💃 Ben ișe tutunana kadar idare ediverin.


Koridorda bir an duraksadım. Arkamdan gelen homurdanma sesleri gülmeme sebep olsa da bu tınıları arayacağımı farkettim. Gülüşüm sönerken koridorun ortasında gözümden bir anda yaşlar geldi. Adımlarımı hızla gerisin geri odaya yöneltirken sanki yaşlar bu anı bekliyormuş gibiydi.

Kapıdan girdiğim saniye Volkan henüz yattığı yerden doğrulmuștu. Uyku mahmuru gözlerini bana çevirdiğinde kaşları çatıldı. O, çarpık bir ifadeyle "Güzelim?" derken adımlarımı durdurmadım. Yanına ilerleyip yatağa oturdum ve hemen kollarımı boynuna sardım. Bir kaç saniye elleri havada kalsa da belime sardı ve yüzünü saçlarımın arasında hissettim.

Sesim çıkmadan yaşlar benden izinsiz onun tișörtünü ıslatırken yüzümü tamamen boynuna gömdüm.

"Güzelim, yapma böyle." dedi fısıltıyla saçlarıma doğru. Kollarımı boynuna daha sıkı sardım. Kokusunu yavaşça içime çekerken kendimi tutmaya çalışıyordum.

"Sen böyle içli içli ağlarsan, ben dayanamam."

Dudaklarımı ısıra ısıra yavaşça geri çekildim. Yüzüne baktığımda koskoca bir hüzün dalgası gözlerinin rengini çalmıştı. Kaşları hafifçe çatılmıștı.

"Ne olur, şımarık bir çocuk olduğumu filan düşünme. Volkan, ben sadece ilk defa bu kadar yoğun hissediyorum. Senden bir adım ötesi yokmuș gibi."

Sadece evinden gidecek bile olsam o an yüreğime öyle koyu, öyle korkunç bir his doğdu ki konuşmak için dudaklarını araladığında parmağımı dudağına koydum. Duraksadı ve bakışları parmağıma kaydı. Tekrar bana baktığında gözümdeki yașlarla konuştum.

"Bana bir söz vermeni istiyorum. Verir misin?"

Parmağımda dudağını hareketini hissederken gözleri kısıldı.

"Ne sözü?" Yutkundum.

"Volkan, bize bir şey olursa, nereye gidersem gideyim, kimin yanında olursam olayım aldığım ve verdiğim her nefesin senin için olduğunu, bu bedendeki kalbim ilk ve tek sahibinin hep sen olduğunu ve olacağını, senden hiç bir zaman vazgeçmeyeceğimi asla unutmayacaksın."

Volkan'ın daha da anlamazca kaşları çatıldı. "Nereden çıktı şimdi bu? Sadece evden ayrılacaksın, Derin. Senin kafandan ne geçiyor?"

Dudaklarım aralandı ve ellerim telaşla yanaklarına tırmandı. "Hayır, hayır yanlış anladın. Tabii ki sadece evden ayrılacağım. Aklımdan başka bir şey geçmiyor. Sadece, ne bileyim işte..." diyerek bakışlarımı kaçırdım.

Derin bir iç çekerek belimdeki elini çeneme çıkardı ve tekrar ona bakmanı sağladı. Yüzünde daha yumuşak mimikler vardı. "Evet, sadece bu evden gideceksin. Benden gitmene asla izin vermem. Saçma sapan, yersiz korkulara kapılma." derken gözlerimin içine baktı. " Nerede, kiminle olursak olalım aldığın ve verdiğin her nefes benimkine mühürlü. Kalbim, her zaman sadece kalbinin canlı renkline bulanmıș kalacak ve senin bana ait olduğunu asla unutmayacak. Söz vermiyorum, yemin ederim, unutamayacağım."

Ellerim yanaklarındayken onu kendime çektim ve dudakları, dudaklarıma çarptığında gözlerini kapattı. Belimdeki eliyle bedenimi bedenine yaslarken benim de gözlerim kapandı ve beni tutkuyla öpmeye başladı. Dudaklarında bir hırs vardı. Boş korkularım için bana kızdığını o an anladım. Ama o hırsın da üzerinde öyle bir sahiplenme vardı ki her hareketinde nefesimi kesiyordu. Ona beceriksizce karşılık vermeye çalışırken daha önce hiç yapmadığı bir şey yaptı ve diliyle dudaklarımı araladı.

DERİN, VOLKANOnde as histórias ganham vida. Descobre agora