"Uzaklaşma."

5.2K 162 68
                                    

Gözleri kalbimi eritecek gibi bakıyordu. Çatık kaşları arasındaki çizgi çokta alışık olmadığım derecede belirgindi. Dolgun dudakları dümdüzdü. Yüzüne düşen ruhani gölge çok soğuktu. Öyle bir bakıyordu ki, sanki beni tanımazmış gibi. Kalbim acıyla sıkıştı. Başımı omzundan kaldırdım ve dilim telaşla çözüldü.

''Volkan, hiç göründüğü gibi değil. Aptal gazeteciler, kendilerine göre yorumlamışlar.'' Gözlerindeki ateş aniden alevlendiğinde beni kaçmamam için tutan elini belimden çekti ve hızla yataktan kalktı. Etrafımı saran boşluk tamamen benim hayalim olsa da düştüğüm his korkunç hissettirmişti.

Yattığım yerden doğruldum ve ona baktım. Arkası dönüktü, geniş omuzları şişmişti. Ellerini ensesine götürmüş, başını öne eğikti. Ancak aynadan yansımasını görüyordum. Gözlerini kapatmıştı. Derin derin nefesler alıyordu ve yüzündeki çizgiler öfkesinin boyutunu belli ediyordu. Önümdeki örtüyü sımsıkı tuttum. ''Volkan, bir şey demeyecek misin?'' diye fısıldadım.

Kelimelerim ona aniden iğne batırmışım gibi bir etki yarattı ve hızla ellerini çözerek bana döndü. Öfkeli bakışları batıyordu. ''Ne söylememi istersin!'' Titreyerek gözlerimi kapattım. ''Sevdiğim kız başka bir adamın kolunda gazetecilere poz vermiş. Ne kadar güzel çıktığını mı söyleyeyim!'' diye kükredi. Gözlerim kapalıyken yanmaya başladıklarını hissediyordum.

''Lafına dikkat et, Volkan! Ben, başka adamın kolunda poz vermedim.'' dedim titrek ve söylediklerine inanamayan sesimle. Kalbimi tırmıklayan kelimeleri acıtıyordu. Gözlerimi açıp ona baktım. Aynı bakışlarla yatağa yaklaşıp bana tepeden baktı.

''Eli kimin belinde o fotoğrafta o zaman!'' Sinirli ifadesiyle yatağa fırlattığı telefonu eline aldı ve bağırarak okumaya başladı. ''Duru güzelliğiyle tüm dikkatleri üzerine çeken hanımefendinin daha önce bu camiada hiç bulunmadığı gece boyu devam eden sessizliğinden belliydi. Gece boyu yanına uğrayan tüm kadınları kibarca gönderdiğini öğrenilen Efrail Ayhun, yanındaki genç hanımdan da gözleri ayırmadı. Herkesin diline düşen çarpıcı çift, aynı zamanda gecenin en yakışan çiftiydi!'' Sinirle bu kez telefonunu yere fırlattı. Bana tekrar o soğuk gözlerle baktı. ''O adamın bakışlarından hoşlanmıyorum demiştim sana! Bak yaptı sana yapacağını!''

Gözlerindeki öfke o kadar soğuktu ki içinde masmavi bir öfke ateşini körüklüyordu. Ben de öfkeyle yerimden kalktım. Karşısına dikildim ve dolu gözlerimle gözlerine diklendim. Parmağımı kendime doğrulttum. ''Ne demek istiyorsun? Beni neyle suçluyorsun?''

Yumruk yaptığı ellerini iki yanında daha sıktı. ''Sadece o gece neden onunla gittiğini anlamaya çalışıyorum! Neden gittin?'' Gözümden intihar eden ilk yaşla parmağımı onun köprücük kemiğine bastırdım.

''Senin yüzünden! Bildiğin bir şeyi sormana gerek yok bence. Aynı gün ne yaptığını bir sorgula istersen.'' dedim sesimi ve kendimi kontrol etmeye çalışarak. Yoksa oturup hüngür hüngür ağlardım. Gözleri bir an anlamaz gibi olsa da anladığı saniye öfkesinin yanında başka bir şey var oldu. Dudaklarını araladı. Konuşacağı sıra içimde tuttuklarım artık duramadı.

''Seninle yüzleşirim de beni artık istemediğini, sadece acıdığın için yanında tuttuğunu söylersin diye günlerdir senden kaçıyorum. Sana yetemediğim için başkasına aşık olduğunu söylersin diye o kadar korkuyorum ki!'' diye bağırdım dayanamayıp. Gözlerinde sönen öfkesinin yerine bambaşka bir şey geldiği saniye, elimden yakalayıp beni kendine çekti. Bir eli belimden diğeri sırtımdan dolanırken bedenine çarpan bedenim şaşkındı. Ellerim iki yanıma düştü. Yüzünü saçlarımın arasını gömdü ve derin bir nefes aldı.

DERİN, VOLKANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin