"Birinci kural,"

5.5K 145 58
                                    

Kalbimde dahil olmak üzere tüm hislerim siyah beneklere bulanmıștı. Düşüncelerim önünü göremiyordu. Ama duygularım en önce beneklerden kurtulan oldu. Kırılmıștı hepsi. Yerde paramparça yatıyorlardı.

Volkan benimle sorunlarını paylaşmak yerine neden bu kadınla bir çözüm bulmaya çalışıyordu?

Yoksa benim sandığım kadar biz değil miydik?

Gözlerim yanmaya başladığında Tuğba hocanın gözlerine baktım. Bana sabit bir ifadeyle bakıyor olsa da gözlerimin dolduğunu gördüğünde gözlerinde ufacık, küçücük bir parıltı geçti.

Hayır! Böyle düşünmemeliydim. Volkan beni sevdiğini söylüyordu!Dahası mı vardı?! Beni tuzağa düşürmeye çalışıyordu. Volkan'a olan güvenimi sarsmaya çalışıyordu. Bana, sevgilisi de olsan bir sorunu olduğunda bana geliyor diyerek canımı yakmaya çalışıyor, kalplerimiz arasındaki ahengi bozmayı deniyordu. Dışarıdan kimseyi aramıza sokmazdım. Ya da kendimce fazla büyük konuşuyordum. Gözlerimdeki hüznü derhal sildim ve telefonu kararlı bir ifadeyle ona uzattım.

"Ben buna kanmam, hocam." deyip güldüm. "Peki, Volkan sizden yardım istediyse yapacak bir şey yok. Yardım edip etmemek size kalmış," Yüzüne esir alan șaşkınlıkla bakarken ona bir adım yaklaştım. "Ama bizim aramızda geçen, benim ona yaptığım ya da onun bana yaptığı hiç bir şey sizi ilgilendirmez. Arkadașsanız bile yerinizi bilin, lütfen. Birazcık kadınlık gururunuz varsa bir daha benimle bu konu hakkında konuşup da Volkan'a olan ilginizi bu şekilde açık ederek küçülmezsiniz." Cümlelerimle mors olmuş bir şekilde bana bakarken kaşları çatıldı. Sinirlendiği belliydi ama yine de sinirinde çözemediğim yapmacık bir şey vardı. Ağır konuşmuştum ama benim ve Volkanın hayatına böyle müdahale etmesine izin vermezdim.

" Sen nasıl benimle böyle konuşursun? Karşında öğretmen duruyor. Daha da önemlisi senden yaşça büyük biri." dedi sesini yükselterek. Konuyu alıp çektiği yere biraz şaşırmıştım açıkçası. Koridordaki bir kaç göz bize dönmüştü.

"Ben size saygısızlık yapmadım. Sadece yapamayacağınız bir şeyi söylüyorum. Üstelik şu an karşımda öğretmen değil, Volkan'ın arkadaşı var." dedim sesimi sakin ve onun aksine normal seviyede tutarak. Gözleri büyürken kaşlarını tamamen çattı.

"Bunlar nasıl laflar böyle! Sende ar edep kalmamış! Terbiyesiz! " diye iyice bağırdığında gözlerim kocaman olarak ona baktım. Artık koridordaki herkes bize bakıyordu ve göz ucuyla dershane müdürünün yanımıza geldiğini gördüm. Tuğba hoca elleri titreyerek bana iyice yaklaştı."Ben senin iyiliğin için konuştukça ettiğin laflara bak!" diyerek sesini tamamen konudan bağımsız hale geldiğinde artık şaşkınlıktan kaşlarım kalkmıştı. Karşımda eli ayağı titreye titreye bakışlarını gelen müdüre çevirdi.

"Tuğba hanım, ne oluyor? Ne bu gürültü?" Tuğba hoca titreyen elini alnına koyarak diğer eliyle beni işaret etti.

"Müdür bey, lütfen şu öğrenciyi gözümün önünden alın yoksa elimden bir kaza çıkaracak." Ben hala ne yapmaya çalıştığını alamazken müdür aramıza girdi ve beni biraz öteye iteledi. Tuğba hoca laflarına devam ederken sesini etrafımıza toplanan bütün öğrenciler duyuyordu. "Ben sadece gazete çıkan haberlerin aslı astarı var mı diye konuşmak istedim. Üzme kendini, ailen nasıl karşıladı demek için çağırdım. Ailesinin yanından ayrıldığını söylediğinde de konuşayım dedim. Ne kıskanmam kaldı ne kaşarlığım. Bu ne terbiyesiz çocuk böyle!" Tir tir titreyerek adeta sinir krizine girmiş olan kadına öylece bakıyordum. Sıraladığı yalanlara șokla bakarken herkes fısır fısır konuşmaya başlamıştı. Bütün özelimi ortaya dökmüştü. Omuzlarıma binen ağırlık arkamdan duyduğum seslerle artarken gözlerim dolu dolu oldu.

DERİN, VOLKANOù les histoires vivent. Découvrez maintenant