''Bu bakışların hiç de masum değil...''

10.9K 269 38
                                    

''Ben sana dün yalan söyledim. Sana hayran değilim. Çok daha yoğun şeyler hissediyorum.''

Düşünmeden aniden söylediğim şey beni bile sarsarken Volkan'ın suratında hiç görmediğim bir ifade oluşturdu. Sırtını yasladığı yerde öylece kalmıştı. Uzun kirpikleri birkaç kere hızlıca açılıp kapandı. Hafifçe çatılmış kaşlarının altındaki elalarının her bir zerresinde anlamamazlık vardı. Dudağını araladı. Ama geri kapattı. Gerçekten çok şaşırmıştı. Ben bile ani cesaretimle yaptığım şeye inanamıyordum. Bazen düşünmeden yapılan ama sonradan pişman olunan hareketler vardır. Tam olarak bunu yapmıştım. Ama pişman olup olmayacağımı henüz bilmiyordum. Daha söyleyeceklerim vardı. Söyleyeceklerime bundan başlamamalıydım. Ama ağzımdan çıkıvermişti işte.

Yaslandığı yerden sırtını dikleştirip çekerek öne eğildi. Dirseklerini dizlerine dayayıp ellerini saçlarından geçirdi. Yavaşça gülmeye başladı ama ses çıkarmıyordu. Sadece göğüs kafesi hareket ediyordu. Dudağımı ısırdım. Acaba böyle pat diye söylemese miydim? Krize falan girmemiştir diye umut etmeye başladım. Ellerini saçından çekip koltukta bana doğru döndü. Tek ayağını diğer dizinin altına alarak bana baktı. Aramızdaki mısır kasesini alıp sehpaya koydu. Bakışlarını gözlerime kesintisiz diktiğinde gülümsemesi söyleceklerimi unutturacak cinstendi. Yüreğim sıkışmaya başlarken bir elimle diğer avcumun içini kazıyordum. Canım yanması gerekiyordu ama vücudumun hissini kaybetmiştim. Ellerini iki yanıma koyup yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

''Ciddi misin? Eğer ciddiysen ne dediğini farkında mısın?'' İki karış ötemde olması cesaretle bulanmış zihnimi daha da bulandırdı. Avcumu iyice kazımaya başladım. Duyduklarından memnun olduğu belliydi. Yakıcı gülümseme, dipsiz kuyudan farksız dipsiz olmasına rağmen her santimi tutuşturan bir çift ela renk göz benliğimi her saniye daha da ele geçiriyordu. Hissettiklerim çok ağır geliyordu. Yaşamaya değer ama göz korkutucuydu. Gözlerimi kaçırıp avcuma çevirdim.

''Evet,'' Gözlerine bakarak söylemeliydim. Yalanlarımın cezası bu olacaktı. Vicdanımı başka türlü dindiremezdim. Başımı kaldırıp gözlerine baktım. ''Farkındayım. Yalan söylememeliydim. Bunu itiraf etmemin tek sebebi bu.'' Tek kaşını kaldırıp yüzümün her santimini inceledi. Ciddi olup olmadığımı kontrol ediyordu. Bu kontrolü yapmasının sebebi de titreyen, zayıf sesimdi.

''Emin misin? Tek sebebin bu değil.'' Ben diğer yalanımı bu yakınlıkta kesinlikle söyleyemezdim. Volkandan tüm odayı ateşe verebilecek bir enerji çıkıyordu. Beni çoktan ateşine almıştı bile. Yüreğimle oynadığı bu duygusal oyununda beni kül ediyordu. Bana olan hislerini hiç çekinmeden açık ediyor, içine gireceğimiz zorlukları hiç düşünmüyordu. Bakışlarımı çekmeden konuşmaya devam ettim. İfadesiz kalmaya çalışıyordum.

''Başka bir sebep olamaz, olmamalı. Lütfen kurcalama. Sadece yalan söylediğim için vicdanım ağır geldi.'' Yüzünü yaklaştırıp gülümsemesini yavaşça indirdi. Nefesim hızlanırken ellerimi yüzüne götürmeyi istemiştim. Kesinlikle bana olmayacak hisler yaşatıyordu. Kirli sakalı havasına daha erkeksilik katıyor, gözleri çekici olan hatlarını bakılası kılıyordu. Derin bir nefes aldı.

''Bence de olmamalı. Ama oluyor. Üstelik ikimizde buna engel olamıyoruz. Yanlış olduğunu bile bile her geçen dakika sana kapılıyorum.'' Sözleri iyice yorulmaya başlayan duygularıma daha da baskı yapıyordu. Bu kadar yoğun hisleri hiç hissetmemiştim. Şimdi bu kadar kısa zamanda böyle hissetmek çok zordu. Bu kadarına hazır değildim. Yaklaşıp burnunu burnuma sürttü. '' Kabul et sen de bana çekiliyorsun.'' Hızlanan nefesim ve kalkan kaşlarımdan duygularımı anlamıştı. Zorlanıyordum. Bakışlarım ellerime düştü. Biraz geri çekilip hafifçe kibar bir alayla gülümsedi.

''Sen ilk defa aşık oluyorsun değil mi?'' Aşk, yaşadığımız şey bu olamazdı. Böylesine yüce bir duygu için yaşım çok küçüktü. Bir çekim vardı ancak buna aşk demek için çok erkendi. Benim açımdan sadece imkansız gözüktüğü için bile olabilirdi. Oysa ait olduğundan kurtulmak istediği için bana çekiliyordu. Üstelik bu kadar kısa zamanda da olmamalıydı. Henüz aşık olduğumdan emin değildim. Kısa zamanda aşık olunmazdı ki. İnkar edemeyeceğim şey ne kadar yoğun olsa da harika hissettirdiğiydi. Ama yine de güzel olsa da hafif alayı sinir hücrelerimi yalandan hareketlendirdi. Beynim inkar komutlarını yolladığı sırada dalgaya alınmaya dayanamamış sinirli kalbim kontrolü ele geçirdi. Gözlerim kısıldı.

DERİN, VOLKANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin