15. Bölüm: Seçici Dürüstlük

10 9 0
                                    

Eve koşarak gitmiştim.

Uyumamış ve 4 kadar kurabiyeleri yapmıştım. Saat 4 gelirken gizlice evden çıkmıştım. Ve parka koşmaya başlamıştım.

Her zaman oturduğumuz banka geldiğimde bankta, taşla sabitlenmiş bir kağıt buldum. Hava çok rüzgarlıydı. Kağıt taştan kurtulup havaya karışmak için çırpınıyordu. Yavaşça kağıdı açtım:

Üzgünüm, vedalarda ikimiz de kötüyüz, böylesi daha iyi. Elveda... eminim kurabiyeler çok güzeldir. Tatlarını şimdiden alabiliyorum.

Teşekkür ederim.

Not yere düşmüştü. Ve bir rüzgar tarafından uçup gitmişti. Kendime gelmem birkaç saatimi almıştı. O günden sonra da bir daha elma yiyememiştim. Elmaya alerjim çıkmıştı.

Direksiyonu kırdım. Elmalı turtaları yiyen Leyla cama yapıştı, ağzı doluydu. “Hey, biraz yavaş olsana!” “Pardon.” Kafasını iki yana salladı. “Peki söyledin mi kadına, elmaya alerjin olduğunu?”

“Hayır.” “Neden??” Derken ağzından kurabiye parçaları döküldü. “Belki kovarım diye düşünüyorum.”

Yüzüme gudubet bakışı attı. “Kovmazsam söyleyeceğim tabii ki!” “İnşallah.” Gözlerimi devirdim. Ve o bir kez daha cama çarptı. “Söylesene niye bu kadar hızlı gidiyorsun?” “Bir adamla buluşmam var da- hayır randevu değil, aşık değilim. İş.”

Somurttu. “Ne gıcıksın, ne halt yersen ye!” Sinirle turtaya yamulmaya devam etti.
Sonra durdu ve turtayı kaba koydu. “Beni burada indir.” Tek kaşımı kaldırarak ona baktım. Yüzü kızarmıştı. Ağzının içinde geveledi. “Telefonumu unutmuşum.”

Dişlerimi sıktım ve herkesin önünden gidip, dönülmemesi gereken yerde u dönüşü yaptım. Leyla bana doğru savrulurken konuşamamıştı bile.

Öksürerek doğrulduğunda, ona bir su uzatırken daha çok gaza bastım. Araba sürüşünde anneme çekmiştim. O da oldukça hızlı kullanıyordu. Diğerleri ondan yavaş gidince sinirleniyordu. Gerçi hızlı gittiklerinde de sinirleniyordu.

Daha çok gaza basarken diğerlerine makas atıyordum. Leyla hala öksürürken suyu içemiyordu. Karşıda kırmızı ışık yanmak üzereydi. Daha çok gaza basarken tam kırmızı yandığında geçtim ve yanımdaki uzun ağaçların dalları savruldu. Kafeye vardığımızda arabayı döndürerek durdurdum.

Nefes nefese kalmış Leyla bana ağzı açık bakıyordu. “Acele et ve telefonunu al. Birde benim cüzdanımı. Oturduğumuz yerde kaldı galiba.”

Leyla elindeki suyu açtı ve üstüme hızla çaldı. “Leyla!!” Diye kükrerken o hızla arabadan indi fakat dengesini sağlayamayıp asfalta yığıldı. “Leyla?” Dedim o tarafa eğilirken. Doğruldu fakat dizleri titriyordu.

Kafeye girerken titremeye başladım. Hava soğuyordu. Buraya kar erken yağardı. Peçetelerle kendimi kurulamaya çalıştım. Görüşmeye gidecektim, adamın karşısına böyle çıkamazdım.

Tekrar arabaya bindiğinde bana cüzdanımı uzattı. Çantama koydum. Kemerini bağladı. Derin bir nefes alırken bende yola çıkıyordum. “Hazırım ben.” Dedi.

Tek kaşımı kaldırdım. “İyi fikir.” Ve gazı kökledim. Derin bir nefes aldım. Bazen olan onca şeyden sonra hala 21 yaşımda olduğumu unutuyordum.

Sanırım sürekli daha olgun davranmaya çalışıyordum. Belki de geçmiş beni buna zorluyordu. Hayatımın nasıl devam etmesi gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu.


Korkunun Güncesi:1  FİLOFOBİK Where stories live. Discover now