3. Bölüm | Kürkçü Dükkanı

208 22 194
                                    

Billie Eilish - Six Feet Under

⚔️

NEHİR

Koskoca bir dünyaya kendini yabancı hissedebilir miydi insan?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Koskoca bir dünyaya kendini yabancı hissedebilir miydi insan?

Ben hissediyordum.

Uzun zamandır aldığım nefes ciğerlerime inerken yerini yadırgıyor, ruhum sanki bilinmedik bir bedenin içine sıkışıp kalmış gibi etten duvarımın arasından kurtulmak için çırpınıyor, ben de kendi gerçeğimi, kaybettiğim ne varsa her şeyi bulabilmek adına sanki çıplak ellerimle zihnimdeki toprağı eşeliyordum.

Fakat karşılaştığım şey koca bir hiçlikten ibaretti.

İlk başta sebebini anlayamadığım bir basınçtan çınlayan kulaklarımın, kafamın içinde yarattığı rahatsız edici etkiyle birlikte bilincimin yavaş yavaş yerine geldiğini hissedebildim. Bedenim oturur vaziyetteydi, bulunduğum mahmurluktan sıyrılmak için gösterdiğim yoğun bir çabadan sonra açabildim gözlerimi; salık uzun saçlarım kucağıma dökülüyor, içeride dolanan serin hava kollarımı ve bacaklarımı üşütüyordu.

Son olanları hatırlayarak birdenbire kafamı kaldırdım, acıyan boynumla birlikte inlemiş, daha sonra da hemen karşımda oturan adamın bana dik dik bakan mavi gözleriyle karşılaşınca oturduğum yerde âdeta zıplayıvermiştim.

Kalbimin göğsümdeki atışları bütün vücudumu sarsacak kadar şiddetlendiğinde, nerede olduğumu anladıktan hemen sonra titremeye başlayan uzuvlarımı sakinleştirmeyi beceremedim. Kaçırılmıştım ve ne ellerim bağlıydı ne de ayaklarım; istesem de kaçamazdım, şu anda gökyüzünde süzülen özel bir jetin koltuğunda oturuyordum.

"Sonunda uyanabildin," dedi, karşımdaki adam. Onu daha önce hayatımda hiç görmemiştim, fakat o bunun aksine beni tanıyan gözlerle bakıyordu. "Bu kadar baygın kalmaman gerekiyordu, sanırım hâlâ tam olarak iyileşebilmiş değilsin."

Korku zihnimin tam ortasına kök salmıştı, yeşeren yaprakları beni baştan aşağı ele geçirmeye niyetliydi. "Sen... ki-kimsin?" diye sordum, kekeleyerek. Boğazımda koca bir yumru vardı ve burnumun ucu sızıldıyordu, birazdan ailesini kaybetmiş küçük bir kız çocuğu gibi hıçkırarak ağlamaya başlayacaktım. "Naz nerede?"

Adam, bana güven vermek istercesine bir ifadeyle sanki teslim olur gibi ellerini havaya kaldırdı. Çok da kısa sayılmayacak dalgalı kumral saçları, keskin çizgileri olan dolgun dudakları ve belli belirsiz bir kirli sakalı vardı. "Dışarıdan bakıldığında durum biraz çirkin görünebilir Nehir, ama ben senin düşmanın değilim. Dostunum." Sırtını yasladığı yerden kurtarıp bana sır vermek istiyormuş gibi yaklaştı: "Hatta sırdaşın olduğumu bile söyleyebiliriz, fakat ne yazık ki sen hiçbir şeyi hatırlamıyorsun."

SOĞUKSU: Karanlık Şehir & Kralların SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin