7. Bölüm | Çelişki

3.6K 311 669
                                    

Poets Of The Fall - No End No Beginning

Poets Of The Fall - No End No Beginning

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

❄️

NEHİR

Bedenime çarpan sıcak su tenime yapışmış kirleri temizlerken, aynı zamanda gerilmiş kaslarımın her birini gevşetmiş ve üzerime uyku mahmurluğunu da yıkmıştı. Kafamın içinde bir pervane misali dört dönen, hepsi birbirinden farklı ve çelişkili düşüncelerin yarattığı kiri ise temizlemeye imkânım yoktu. Keşke istediğimiz zaman belleğimizde yer edinmiş anıların çoğunu silebilme şansımız bulunsaydı. Belki de her şey daha basit, anlaşılabilir ve çözümlenebilir olurdu öyle bir durumda.

Ulaş'la birlikte o pis kokulu gölden çıktıktan hemen sonra bizimkileri bulmuş ve Doğu Bölgesinden kaçarcasına bir hızla uzaklaşmıştık. Sıcak sudan ayrıldığımız andan, arabanın kliması sayesinde kıyafetlerim kuruyana ve bedenim kendi sıcaklığına dönene kadar elimi bırakmayan ve kendi gücüyle soğuktan donmamıza engel olan Ulaş sayesinde hasta olmaktan da kurtulmuştum.

Daha sonra Gece'nin yoğun ısrarları üzerine hepimiz Ulaş'ın evinde gelmiştik. Ona her ne kadar duş almam gerektiğini söylediysem de kelimelerim onu yıldırmadı, bana kendi kıyafetlerinden bir şeyler ayarlayabileceğini ve evlerindeki üç banyodan birini kullanabileceğimi anlatarak beni ikna etmiş, hemen ardından da telefonumu kapıp annemi aramış ve onun da kafasını ütüleyerek izin koparmıştı.

İşim bittiğinde, köşeye asılmış beyaz renkli boy havlusunu bedenime sardım. Kendimi yorgun hissediyordum ancak bu hemen yatıp uyuma ihtiyacı duyacak bir yorgunluk değildi. Ruhum sadece bir haftada beş yıl yaşlanmış gibiydi sanki. Aynaya baktığımda on sekiz yaşında bir kız görüyordum ama içimdeki durumlar pek parlak değildi.

Bedenimdeki suyu emen havluya sarılıp banyodan çıktım, aşağıdaki arkadaşlarımın kahkaha sesleri üst kata kadar ulaşıyor, bir uğultu halinde koridorlarda geziniyordu. Benimle birlikte kapıdan çıkan sıcak su buharından kurtulduğumda, içerinin soğuğu beni hafifçe titretti. Gelir gelmez kaloriferleri çalıştırmışlardı ancak duvarlara iliştirilmiş birkaç tane kalorifer peteği bu şehrin soğuğuyla başa çıkamazdı.

Banyonun kapısını kapattığım sırada, karşı taraftaki odalardan birinin kapısı açıldı ve Ulaş dışarı çıktı. Saçları nemliydi; o da gelir gelmez benimle aynı anda duşa girmişti ama işini benden önce bitirdiğini görebiliyordum. Üzerinde bordo renkli, düz bir kazak vardı. Altına da siyah bir kot pantolon giymişti.

Birkaç saniye birbirimize şaşkın şaşkın baktık; aramızda sessiz geçen o anın içine, aşağıdan gelen bir böğürme sesi ortamıza düştü.

Bunun Mert'ten çıktığına emindim.

"İyi misin?" diye sordu Ulaş, yeşil gözlerini gözlerime dikerek. Âdem elması tuhaf bir edayla titremiş, yüzünden belli belirsiz bir ifade geçip gitmişti.

SOĞUKSU: Karanlık Şehir & Kralların SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin