SOĞUKSU I: Karanlık Şehir

16.4K 776 622
                                    

Buraya sevdiğiniz bir emojiyi bırakabilir misiniz?

Apocalyptica - Dead Man's Eyes


Cehennemin kapısına dikilmiş şeytan, nasırlı elleriyle bedenime vurduğu zincirlerin pasını temizliyor.

Cennetteki yasaklı elmanın tadına bakan günahkârlar çığlık çığlığa, arafın boş toprakları sessizlikle uğulduyor.

Gökyüzü yeryüzüne karışıyor; ay ve güneşin parlaklığı bile karanlığın siyahına esir düşüyor.

Tanrı, yarattığı evrenin devrilişiyle birlikte bir isyan içinde.

İhanetin mükemmelliği ise kusursuz sayılan çirkin dünyanın yıkımı oluyor.

İhanetin mükemmelliği ise kusursuz sayılan çirkin dünyanın yıkımı oluyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


❄️

ULAŞ

Çatal bıçak sesleri, bulunduğumuz salonun hoparlöründen yükselen keman sesiyle karışıp bir harmoni oluştururken, oturduğum eski tip tahta sandalyenin üzerinde rahatsızca kıpırdandım. Önümdeki özenle hazırlanmış olan sofrada kuş sütü bile eksik değildi. Tepede parıldayan büyük kristal avizeler, yemek kokusunu kıyasıya bastıran oda parfümleri, saatlerdir tekrar tekrar çalan ve bu yüzden de artık kafamın içinde uğuldayan, bütün notalarını ezberlediğim Por Una Cabeza parçası...

Etrafımı çevreleyen görünmez parmaklıkların beni düşürdükleri esaret içinde, âdeta nefes alamaz haldeydim. Kendimi daha önce hissetmediğim kadar çaresiz hissettim.

Sağımda annem ve solumda babam otururken, ikisininkinden de büyük olan bedenimle birlikte ortalarına küçük bir çocuk gibi sinmiştim; yirmi dört yaşıma rağmen. Masadaki düzen böyleydi. Bizden yüzyıllar önce yaşamış olanlar aynı şeyi yapmışlardı, bizden sonrakiler de aynı şeyi yapacaklardı.

Bundan kaçış yoktu.

Karşımda oturan arkadaşım İrfan'la bir an için göz göze geldim; önümüzdeki yemeklere, sanki bizi öldürecek zehirlermiş gibi tuhaf bakışlar atıyorduk. Bulunduğumuz durum, ilk defa ciddiyetin harıl harıl harlayıp bedenlerimizi yakmasına sebep olmuştu. Gözümü açtığım ilk andan itibaren tanıdığım insanlarla birlikte, ailem tarafından bile bile cehennemin eşiğine yollanıyordum.

Soğuksu'ya.

Oturduğumuz masa, tam tamına beş çekirdek ailenin oturabileceği şekilde tasarlanmıştı. İrfan, Demir, Berk ve Mert de, tıpkı benim gibi anne babalarının ortalarında oturuyordular. Onların da yüzlerindeki şaşkınlığın izleri henüz tazeydi.

Kafamdaki saçma düşüncelerden arınabilmek, biraz da olsa gevşeyebilmek için etrafıma bakındığım sıralarda, hepimizden ayrı olarak en başta oturan kadın, sandalyesini geri itip usulca ayağa kalktı. Topuz yapılmış bembeyaz saçları, yüzündeki hafif kırışıklarla birlikte aramızdaki en yaşlı insandı. Açık renk vatkalı ceketinin yakasına iliştirilmiş gümüş iğne, içerideki ışık şöleni sayesinde parlıyordu. Yemeklerini yiyenler, ellerindeki çatal bıçaklarını hafifçe tabaklarının kenarına bırakmıştı. Ardından hepimiz ona döndük.

SOĞUKSU: Karanlık Şehir & Kralların SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin