7. Bölüm | Ay Tutulması

151 11 50
                                    

Skyler Grey - Words

Skyler Grey - Words

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Niceleri kendi zincirlerini çözemezler de, dostlarının azatçısıdırlar. Kendi alevinle yakmaya hazır olmalısın kendini: Önce kül olmadan nasıl yeni olabilirsin ki?
Friedrich Nietzsche"


⚔️

NEHİR

9 Saat Sonra

Bulutlar gökyüzünü kalın bir yorgan gibi örterken, şehri esir alan güçlü rüzgârın uğultuları evin en küçük parçasından içeriye sinsi bir yılan gibi sızarak küçük isyan çığlıkları atıyordu. Gümbürdeyen şöminenin yanındaki tek kişilik koltuğun üstünde, neredeyse yarısına geldiğim romanın sayfasını çevirmemle birlikte kapı çalındı. Bir ayraçla kaldığım yeri işaretledim, üzerimdeki kalın pikeyi kaldırdım ve uyuşuk adımlara tabanlarımı yere sürte sürte antreye geçip kapıyı açtım. Saliseler sonra Naz karşımdaydı.

"Annen haberi görünce çok problem çıkarttı mı?" diye sordu direkt, alelacele içeriye girerken. Kendisiyle birlikte dışarının soğuğunu da getirmişti, soğuk sıcağı kırmadan hızlıca kapıyı kapattım ve, "Problem çıkarttı diyemem ama bir sürü şey söyledi," diye mırıldandım ağzımın içinden. Naz'ın mantosunu askılığa bırakırken içimde küçük bir sıkıntının filizlendiğini hissedebiliyordum. "Ulaş'la ilgili bir sürü nutuk çekti. Sanki hâlâ onunla birlikteymişim gibi."

Annemle konuştuklarımız, üzerinden birkaç saat geçmiş olmasına rağmen kulağımda bir uyarı niteliğinde çınlamaktaydı. Beni korumak istediğinin farkında olsam da, duygularıma ket vurup ondan uzak durabileceğimi nasıl düşünürdü?

Ciğerlerime giren oksijenden, bedenimi oluşturan moleküllerden, geçmişimden ve geleceğimden, beni ben yapan her şeyden vazgeçecek kadar çok seviyordum Ulaş'ı. Bu hastalıklı duygunun beni delicesine esir aldığının farkında olsam da, bileklerimdeki prangadan, boynumdaki zincirden kurtulup özgürleşmeye hiç niyetim yoktu.

Birlikte şöminenin sıcacık yaptığı salona geçerken, "Benimki hiçbir şey söylemedi," dedi Naz, dümdüz bir ses tonuyla. "Bu aralar biraz fazla dalgın gibi, belki haberi görmemiştir bile."

"Hayırdır, bir şey mi oldu?" diye sordum.

"Bilmiyorum, evde çok konuşmuyoruz. Yine bazı geceler eve hiç gelmemeye başladı." Omuzlarını silkti; az önce oturduğum koltuğun tam karşısındaki koltuğa kendini atıvermişti. "Köşkte yaşadığımız zamanlarda en azından arada bir de olsa birlikte olurduk. Şimdi yine tek başıma kaldım."

Derin bir nefes aldım, eski yerime yerleştiğimde yanıbaşımızdaki alevlerin sıcaklığının bacaklarıma koruyucu bir biçimde dolandığını hissettim. Naz'ın söyledikleri beni bir anda on ay öncesine götürdü; birlikte kaza yapıp defalarca kez arabanın içinde takla atmadan hemen önce, yine aynı konuda bana sitem ettiğini anımsayabiliyordum.

SOĞUKSU: Karanlık Şehir & Kralların SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin