23. Bölüm | Küllerinden Doğmak

1.6K 123 427
                                    

Fleurie - Breath

"Cehennem boş, bütün şeytanlar burada." William Shakespeare

❄️

NEHİR

Göğüs kafesimin parmaklıklarının arasındaki ciğerlerim izin almaksızın şişiyor, hava, tanıdık bir kokuyu içine hapsederek burun deliklerimin arasından geçiyordu. Soluk borumda süzülen oksijen, Tanrı'nın bana bahşettiği bütün her şeyi avuçlarımdan alabilecek kadar güçlü, ama bunu yapmayacak kadar da fedakâr olduğunu hissettirdi.

Fakat bu fedarkârlığı yalnızca banaydı.

Şimdilik.

Zihnimdeki kirli kaosun ağırlığı altında ezilirken, hayal dünyamın aldığı çarpık şekil, bir sonuca çıkmayan düşüncelerimin eseriydi ve artık bundan kurtuluşum da yoktu. Bedenimi sıcak ve yumuşak cisimlerin sardığını duyumsayabiliyor, saçlarımdaki şampuan kokusunu alıyordum. Gözlerimi açmadan birkaç saniye önce, cama vuran tolu tanelerinin odanın içinde çıkardığı takırtı seslerini işittim.

Evimdeydim.

Göz kapaklarımı aralamam, tonlarca ağırlığa sahip bir gemiyi kollarımla kaldırmaya çalışmak kadar zor ve acılıydı. Kirpiklerimin arasında biriken çapakları hissedebilmiştim; vücudumun birkaç noktasında, özellikle de göğsümün birkaç santim aşağısında keskin bir acı vardı. Eklemlerim ağrıyordu. Hatta elmacık kemiklerim, diş etlerim, tırnak diplerim ve neredeyse saç tellerim de.

Derin bir nefes daha alıp, karanlığın bütün renkleri kıyasıya boğduğu odamda gözlerimi gezdirdim; her şey aynıydı. Olanlar sanki hiç yaşanmamış, Demir ölmemiş ve Berk de ortalardan yok olmamıştı.

Bedenimdeki ağrı dolu uyarı sinyallerine kulak asmadan, kendimi zorlayarak da olsa yatağımdan kalkmayı başarmıştım. Kaç saattir uyuyordum, hangi gündeydik hiç bilmiyordum. Hatırladığım son şey, vücuduma çarpan kurşunun çelik yeleğime isabet ederek beni birkaç metre geriye doğru savuruşuydu. Bedenimi yarıp geçmemişti ama en az o kadar acımıştı canım.

Karanlıkta terliklerimi aramaya uğraşmayıp, çıplak ayaklarımla odadan çıktım ve gece lambalarının açık olduğu aydınlık koridordan geçerek ortak banyoya girdim. Uyuşan zihnimde hiçbir şey yeşermiyordu, kötü olaylar duygu ve düşüncelerimi teğet geçmişti sanki.

Veya hâlâ uyanamadım.

Tuvaletimi yapıp ardından hızlıca yüzümü yıkayarak kirpiklerimdeki çapaklardan kurtuldum. Gözlerimin etrafı şişmişti ve elmacık kemiğimin hemen altında ince, uzun bir kırmızı çizik vardı. Aldığım hasarların bedenimde bıraktığı bütün izler o gecenin yaşandığına dair kesin birer kanıttı.

Bir an önce kendime gelmek, arkadaşlarımla, Ulaş'la iletişime geçmek veya annemle konuşmak istiyordum; olanları bir de başkasından dinlemeli ve neler olduğunu bilmeliydim. Her şey gayet keskin çizgilerle zihnimde belirgindi ama silinik zamanlarım da vardı. Tam olarak 'şunu yaşadım' diyebilecek kadar somut bir anı değildi kafamdaki, sadece hissediyordum.

İşimi bitirip banyodan çıktıktan hemen sonra odamı es geçmiş, sanki bunu yapmam bana önceden söylenmiş gibi ikinci kattaki oturması odasına doğru ilerlemiştim. Yerdeki kilim çıplak tabanlarımın fayansla birleşmesini engellerken, tenimde yumuşak bir duyum bıraktı; asma katın yanından geçerken antredeki tüm ışıkların açık olduğunu görebiliyordum. Annem ve Levent Amca evde olmalıydı fakat Naz'dan emin değildim.

SOĞUKSU: Karanlık Şehir & Kralların SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin