3. Bölüm | Cam Kırıkları

5.5K 437 632
                                    

Thurisaz - Years Of Silence

❄️

NEHİR

NEHİR

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ölüm.

Dört harften oluşan bu kelime beynime kazınarak içime işlerken, bedenimde dalgalar halinde yükselmeye başlayan sıcaklığın ortasında cayır cayır yanmaya başladım. Şakaklarım, sanki kalbim orada atıyormuş gibi zonkluyor, içime dökülen acının tok sesi kulaklarımı âdeta sağır ediyordu. Bir bıçağın keskin tarafı tenimi yarıp geçti, dışarı nüfuz eden kanım siyaha bulanmıştı; midemden ağzıma doğru acı bir sıvının yol aldığını hissettim.

"Sana zarar vermeyeceğim, bir yerinde bir şey var mı?"

Ulaş'ın sesi, yanı başımda konuşuyormuş gibi berrak çıktığında gözlerimi açtım. Alacakaranlığın maviliği odamın içinde dört dönerken, başıma birdenbire giren ağrı o kadar yoğun ve o kadar sertti ki, dudaklarımın arasından tiz bir çığlık kopmasına sebep oldu. Yattığım yerden kalkmak için yoğun bir uğraş verdim; kafamın içindeki ardı arkası kesilmeyen belirsiz fısıltılar dengemi bozuyordu. Yön duygumu tamamen kaybetmiştim.

"Bunu nasıl yaptın?"

"Önemli bir şey değil. Önce bacağınla ilgilenmeliyiz. Kanıyor."

Kendi sesimle birleşen tanıdık ses, yine aynı kişiye aitti. Kulaklarımda yankılanan ve canımı acıtan bu karmaşık gürültülerin bir an önce kesilmesini istiyordum; sanki bir işe yarayacakmış gibi ellerimle başımı tutmuştum, avuç içlerimi ağrının merkezine doğru bastırıyordum ama bu hiçbir şeyi tetiklememişti.

"Doktor musun?"

Yatağımdan kurtulup ayağa kalktım. Çıplak tabanlarım soğuk zemine değdiklerinde ürpermiştim; dün geceki sıcaklığa dair bedenimde bir şey kalmamıştı. Öyle ki biri bana dokunsa, canlı bir bedene sahip olduğumu dahi düşünemeyecek kadar soğuktu bedenim.

"Teknik olarak bir meslek sahibi değilim." Ulaş'ın sesi, bana işkence etmek istercesine bir ifadeyle tekrardan canlanmıştı. İçimde bir şeyler acıdı. "Bakabilir miyim?"

Kaybettiğim anılarım bir anda ortaya çıkarak âdeta bana doğru hücuma geçmişler, savaş ilan etmişlerdi. Kılıçlarını düşüncelerime, zihnime, aklıma, duygularıma batırıyordu karşı tarafın askerleri. Bense geri çekilmek için oldukça güçsüz ve zayıftım. Korkumun altında iki büklüm olduğumu hissettim; kendi kendimin sonu oluyordum.

O kadar hızlı nefes alıp veriyordum ki bir an ciğerlerimin patlayacağını düşündüm. Başımdaki ağrı sebebiyle kaybettiğim dengeme rağmen evin üst katında yürümeye, bir yerlere varmaya çalışıyordum ama görüşüm bulanıklaşmaya başladığından dolayı nerede olduğumu tam olarak anlayamamıştım.

SOĞUKSU: Karanlık Şehir & Kralların SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin