19.Bölüm: "Odaları olmayan ev"

334 44 59
                                    


Merhabaaaa♡ Değişen ismimizin ardından ilk bölümümüz. Sanırım birçoğunuz farklı bir kitap olduğunu sandınız ehfhfhhb Yeni ismimizin anlamını bölüm sonuna koyacağım, umarım siz de memnun kalırsınız. Ayrıca bölüm niye geç geldi onu da açıklayayım. Düğünümüz vardı ve bu kadar yoğun geçeceğini tahmin edemedim. Hal böyle olunca erteleye erteleye bu zamana kaldı.

O zaman iyi okumalar diyeyim, yorumlar lütfen ♡

19.Bölüm | Odaları olmayan ev

Prenses, şaşkınlığın rüzgarını iki dudağının arasında hissettiğinde onları araladı ve bir müddet yalnızca Casper'ın yüzüne, rayına oturamayan kelimelerin suretine baktı. Söylediği şeyin gerçekliğin içinde bir yeri var mıydı? Niçin gözlerindeki sarsılmaz ifade çenesini dikleştiriyor ve kendisinin yüzünde bir şeyler arıyordu?

Kelimeler şaşkınlığın yatağında kıvrılırken, "Bu ne demek oluyor?" diye sordum. Sanki dünya dönmeyi bıraktı ve benimle birlikte hayretin göğünde asılı kaldı.

Birinin kalbinde yaşamak?

"Çok..." Gözleri, şaşkınlığın halkasına oturmuş gözlerimi seyretti. "Şok olmuş gibisin. İstersen burada kalalım, devam etmek zorunda değiliz."

"Sence bu mümkün mü?" dedim, bunu söylediğine inanamayarak. Avuçlarımı şakaklarıma bastırdım. Aklımı yerinde tutan çiviler gevşemiş, merak sesimin çukurlarını doldurmuştu. "Kurduğun cümlenin farkında mısın? Birinin kalbinde yaşadığını söylüyorsun? Sence burada durabilir miyiz?"

"Peki." dedi, oturduğu sandalyede öne doğru eğilirken. "Ama sanırım şu an bir hayaletle konuşuyor olduğun gerçeğini göz ardı ediyorsun. Elbette akıl alır şeyler değil ama beni kabul edebildin." Bir an durdu ve gözlerimin içinden kendisine baktı. "Yani ettin, öyle değil mi?"

"Öyle ama aynı şey değil. Seninle ilk karşılaştığımızda varlığını sorgulayabilecek bir durumda değildim. Ben ölümden dönmüştüm, Casper ve her şey o an olağan görünüyordu. Ama şimdi..."

"Eğer bahsettiğin şey koşullar ise pek bir fark olmadığını söylemeliyim." Kahverengi gözlerinin içindeki katmanların her birinde bir mum vardı ve asla sönmüyorlardı. "Baksana," dedi, çenesiyle kapının gerisindeki gürültüyü kastederek. "Bu küçücük odada yapayalnızsın. Burası tehli..."

Prenses, duymak istemediği şeylerin üzerine cümlelerini örttü. "Sadece," Gözlerindeki boş arazi genişledi ve kuru toprak, gözlerindeki kahverengiyi doğurdu. "Senin hakkındakileri konuşalım."

Casper, Prenses'in ifadesindeki boşluğu elleriyle genişletti. "Peki." diyerek ona uydu. "Sana her şeyi beş cümleyle açıklayacağım." Dünyası aralıklı duran dudaklarının arasında, harflerin yörüngesinde döndü. "Lütfen, yalnızca dinle."

"Birinci cümle, benim hayatım ona bağlı."

Prenses, ilk cümleden sarsılmamayı dilese de zihninin soru işaretleriyle kirlenen yüzü, gözlerinin içinden Casper'a bakıyordu. Casper'ın hayatı Devrim'e bağlı... Yutkunarak düşüncelerinin ucunu bağladı ve yaktı. Öteki cümleyi bekledi.

"İkinci cümle," Söyleyeceği şeyi merak ettim, söyleyeceği şeyi duymaktan korktum. "Onun hayatı da bana bağlı."

Aldığı nefesi geri vermedi. Şaşkınlığının ince ve keskin ipinde yürüyen cambaz, zihninin ortasına düştü.

Yüzümdeki sabit ifade, ayağının altındaki idam sehpası alınan bir mahkum gibi boşluğa yuvarlandığında onun renk vermeyen gözlerine bakıyordum. "Üçüncü cümle, benim..." Bu kez sesi rahat değil aksine tedirgindi, her an vazgeçecekmiş gibi duruyordu. "Bir kalbim yok."

Sahibe'nin ÇukurlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin