29.Bölüm: "Renkler ve Yaşamak"

149 17 112
                                    

Kelebekler, Madrigal

Adel, sen benim bebeğimsin diyor ve iyi okumalar diliyorum ♡

Adel, sen benim bebeğimsin diyor ve iyi okumalar diliyorum ♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

29.Bölüm | Renkler ve Yaşamak

Elsa, düşüncelerin dizine başını koymuş öylece tavana bakarken, açılan kapının sesiyle birlikte irkilmiş, istemsizce dalgınlığından sıyrılmıştı.

Prens'in oldukça ciddi görünen yüzüne bakıp elindeki küçük kutuyla kendisine yaklaşmasını seyrederken sırtını büyük, tahta başlığa yaslıyordu. Bacaklarını da kendisine doğru çektiğinde açılan o boşluğu, sağ dizini yatağın üstüne çekerek oturan Adel doldurmuştu.

Elsa'nın zümrüt yeşili gözlerine kısa bir anlığına bakan Adel, annesinin söylediği o cümleyi düşünüyordu. İnsan, renkleri göremez olduğunda yaşamaktan haz etmezmiş.

Elsa'nın anlam veremeyen bakışları eşliğinde kucağındaki kutuyu açtığında, içindeki renkli boyalardan rastgele birini, mavi olanını eline aldı. Elsa'nın, "Bunlar ne?" diye soran sesi, o kadar cansız ve hastalıklıydı ki, Adel tuhaf bir mutsuzluk hissetti.

"Sana renkleri öğreteceğim."

Elsa şaşkınca Adel'in yüzüne bakarken, "Anlamadım?" diye mırıldandı. Karşısındaki adamın başını eğip kahverengi saçlarını alnına düşürmesini seyrederken ilk kez, kemikli yüz hatları kendisine bu kadar çekici göründü. "Renkleri mi öğreteceksiniz?

Prens, başını omzuna doğru eğip onu onayladı. "Renkleri öğrenirsen," dedi, dikkatli gözlerle. "Yaşamak isteyeceksin."

Elsa, Adel'in yüzünde gördüğü şeyin, şefkat ya da ilginin, kalbini iyileştirdiğini ancak bu iyileştirmenin yeni bir yara açmakla benzer şeyler olduğunu hissetti. "Neden yaşamamı istiyorsunuz?" diye sorduğunda renkli boyalara bakıyordu. Yani, renkleri öğrenirse artık iyileşecek miydi?

"Bilmem." Omuz silken Adel, mavi boyayı avuçlarının içinde evirip çevirdi. Gözlerini yavaşca zümrüt yeşilinin kuyusuna bıraktığında, "Yaşasan olmaz mı?" diye sordu. "Ölmek için fazla..."

Elsa, dikkatle Prens'e bakarken cümlesinin devamını getirmesini bekliyordu. "Fazla?"

"Ölmek için... fazla hayat verici görünüyorsun."

Elsa şaşkınca yutkundu. "Ben mi?"

Adel, yavaşça başını sallarken bu konunun üzerinde durmak istemeyerek boyayı havaya kaldırdı. "Bu mavi. Başını gökyüzüne kaldırıp ona her baktığında sana şöyle diyecek: Bugün daha güzel görünüyorsun."

Elsa'nın dudakları hafifçe kıvrıldı. Adel başka bir rengi havaya kaldırdı. "Bu turuncu, sonbahardaki bir ağacın yaprağındaki turuncu. O da sana hep olmasa da mevsimden mevsime şöyle diyecek: Beni bir sene daha bekler misin, hemen döneceğim."

Sahibe'nin ÇukurlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin