5. Bölüm

4.6K 159 30
                                    

Onunla iki kez karşılaştım her iki karşılaşmada, gün içerisinde onun şarkısını dinledikten sonra oldu. Ilki EYS programına katılmadan önce kahvaltı hazırlarken dinlemiştim, ikincisi ise bugün yeni odama eşyalarımı  yerleştirirken dinlemiştim ve ikisindede gün sonunda karşımdaydı. Ona seslenmemle cebindeki elini çıkardı ve bana doğru bir adam attı.

"Deminden beri seni izliyorum kendini o kadar kaptırmıştın ki alışverişe, beni bir türlü fark etmedin bende en son seslenmekte buldum çareyi. "  Yüzümdaki şaşkınlığı sonunda atabildiğimde ona küçük bir tebessüm gönderdim. "Fark etmemişim gerçekten kusura bakma"  Kafasını önemsizmiş gibi iki yana sallayım sepete baktı.

"Misafirliğe geldin diyeceğim ama bu kadar alışverişi misafirliğe geldiğin bir eve yapmamışsındır herhalde."  Sorunun türkçesi senin bu sitede ne işin var amınakoyim oluyor galiba. Eğer samimi olsaydık bunu derdim. "Doğru misafirliğe gelmedim bu siteye taşındım"

Beklediği cevabı almış gibi dudaklarında tatmin olmuş bir tebbessüm belirdi."O zaman sabah ben çıkarken evimin yanındaki , boş eve gelen nakliyecilerde size aitti?" Kaşlarım komşu olmamız gerçeğiyle havaya kalkarken başımı sallayarak onayladım. "Bize aittir büyük ihtimal." Ee madem komşuyuz bana alışveriste yardım edeceksin aslanım. Bir şekilde yardım teklif etmesini sağlamalıydım. 

"Eğer yardımlık bir şey varsa yan evinizdeyim zaten haber vermen yeterli" Var koçum yardımlık bir şey, yeni sepet kap gel alışverişe yardım edip poşetleri sen taşıyacaksın, diyemediğim için konusunu açmaya çalışacaktım artık. Hadi Bismillah. "Yok hallettik zaten biz. Alışveriş kaldı gördüğün gibi. Bu seppette doldu gidip başka bir sepet alayım bunu da kasanın yanına bırakırım artık. Sonra görüşürüz" Aktan'a elimi salladıktan sonra sepeti ilertletmeye başlamıştım. Azıcık adamsan yardım edersin lan. Dur sepeti sürmekte zorlanıyormuş gibi yapalımda kendini yardım etmek zorunda hissetsin. Yavaş yavaş ilerlerken yardım etsin diye dua ediyordum. Ama beyefendide çıt yok şerefsize bak sıfır centilmenlik. Reyondan çıkarken beklediğim sesi duymamla dudaklarımdaki sinsi tebessümü silip ona doğru döndüm.

"Yardım etmemi ister misin? Zaten aynı yere gidiyoruz. Bende bir kaç paket cips alacağım sadece." Kararsızmış gibi elimi saçlarıma atıp, bakışlarımı etrafta gezdirdim. "Ben hallederim sana zahmet olmasın zaten arabayla geldim poşetler ağır olur diye." Aktan kafasını iki yana sallayıp bir kaç paket cipsi de ağzına kadar doldurduğum sepete attı. "Zahmet olmaz merak etme. Sen bekle istersen sepet ağır olmuş ben gidip yeni bir sepet alıp geleyim." Al gel tabi aslan parçası aferin sana. Eğer yardım etmeseydin yeni şarkına dislike atardım.

Mahçupmuş gibi bir gülümseme kondurdum dudaklarıma. "Tamam o zaman ben seni meyve reyonunda bekliyorum." Sepetin başında yerini alırken beni onayladı. "Tamam geliyorum hemen."Koçum benim be o kasları boşuna mı yaptın sanki? Aktan'ın gözden kaybolmasıyla saçlarımı savurup meyve reyonuna ilerledim.

Bir tane poşet alıp içine biraz kırmızı elma koydum, başka bir poşetede biraz yeşil elma koydum. Adım seslerimle arkamı döndüğümde Aktan boş sepetle bana doğru geliyordu. Hemen mahçup kız rolüme büründüm ve yanıma gelen sepete elmaları koydum. "Aktan ben halledebilirim gerçekten seni yoruyormuş gibi hissediyorum." Gözlerini devirip kafasını iki yana salladı. "Saçmalama Afitap yormuyorsun. Ayrıca yardım etmek istemesem teklif etmezdim." Daha fazla zorlarsam gideceğinden korktuğum için kafamı sallamakla yetindim. Kutu çileği ve soyulmuş ananası sepete koyarken şarkısını tebrik ettim. "Sabah dinledim şarkını çok güzel olmuş tebrik ederim." Gülümseyip kafasını salladı. "Teşşekkür ederim." Sepete meyve eklerken aynı zamanda konuşacak hiç bir bok olmamasına sinirlendim ne yani sessiz sessiz alışveris mi yapacaktık? Yeni konuyuda o açsındı bir zahmet. Meyvelerle işim bitince yan taraftaki sebze bölüme ilerledim. Aktan'da arkamda gelirken konuşmaya başladı. "Tek mi yaşıyorsun?"

Kafamı olumsuz anlamda sağa sola sallarken, cevabını sesli bir şekilde de dile getirdim. "Hayır annemle yaşıyorum. Sen?"  Elimdeki içine sebzeleri koyduğum poşeti alıp sepete koyarken sorduğum soruyu yanıtladı. "Menajerimle beraber yaşıyorum."  Ne demek menajerimle beraber yaşıyorum lan? Eve gider gitmez bu menajerin cinsiyetini ögrenmeliydim.  Şaşırdığımı gördüğünde gülümseyip devam etti konuşmasına. "Uzun zamandır beraber çalışıyoruz, ikimizinde yeni bir eve taşınacağı sırada aynı evde yaşamaya karar vermiştik." Kafamı aşağı yukarı sallayarak anladığımı belirttim.

Markette ufak ufak muhabbet ederek yaptığımız alışverişle aldıklarımızı ödeyerek çıktık. Arabanın bagajına yerleştirdiğimiz poşetlerle, yakın olan evlerimize doğru sürdüm. Radyoda benim şarkım çalmaya başlayınca her zamanki gibi heyecanlandım. Harbiden ünlüydüm lan ben.

Taksimde durdurup fotoğraf bile çekiniyorlardı.

Radyolarda şarkım çalınıyordu

Fan hesaplarım da vardı

Ünlüler düğününe çağırıyordu

ULAN ACUN ILICALI BENİ TANIYORDU

Ben aklımdakileri sayıp kendimii ünlü olduğuma ikna ederken, Aktan'ın bana dönen başını hissetmemle bende bir iki saniye ona bakıp, tebbessümüne karşılık verip önümdeki yola döndüm. "Garip hissetiriyor bazen hâlâ basardığıma inanamıyorum." Gülerek söylediklerimle o da bana eşlik etti. "Evet ilk başlarda öyle oluyor ama bazen insan ünlü olduğuna olacağına pişman oluyor." Dediklerine kafa sallayıp arabayı evin önüne park ettim. O daha önce yer edinmişti kendine bu piyasada bu yüzden bir çok şeye alışmıştır hatta bunalmıştır bile.

Arabdan inip bagaj kısmını açtıktan sonra onun poşetini uzattım. Aktan elimdeki poşeti almayıp bagajdaki benim poşetlerime yöneldi. Çoğunu tek seferde alıp evime doğru yürürken, arkasından mal mal bakmayı kesip bende geri kalan poşetlerli alıp kapıyı açmak için hızlandım.

Aktan beni kapının onunde beklerken yanına varıp, elimdeki poşetleri yere koydum. Bel çantamdaki anahtarla kapıyı açtıktan sonra Aktan elindeki poşetleri kendi evinin mimarisinden bildiği mutfağa bıraktı. Bende elimdekileri bırakırken Aktan'a doğru döndüm. "Teşşekkür ederim sana gerçekten zahmet vermiş gibi hissediyorum." Yoo hiçte öyle hissetmiyordum ama senin bunu bilmene gerek yok. "Saçmalama Afitap önemli değil." Aktan dışarıya çıkarken bende arabamın bagajını kapatıp kilitlemek için onu takip ettim. O poşetini bagajdan aldıktan sonra kapattığı bagajla bana baktı. Kilitlediğim arabayla onun gözlerine çevirdim gözlerimi. "Istersen gel sana bir kahve yapayım teşşekkür niyetine?"

Aktan saçlarını eliyle geriye iterken başını olumsuz anlamda salladı. "Çocuklar gelecek maç izleyeceğiz ama borcun olsun." Gülerek söyledikleriyle kafamı salladım. "Görüşürüz o zaman"

"Görüşürüz Afitap." Onu arkamda bırakıp eve girerken elimdeki telefonla annem ve benim için yemek sipariş verip aldıklarımızı yerleştirmeye başladım. Kısa bir süre sonrada annem bana saclarındaki ıslaklığını alsın diye sardığı havluyla yardıma geldi.

***************

Selammmmm

Aktan ve Afitap'ın komşu olmasına ne diyorsunuz?

Afitap kahve borcunu ödemek için Aktan'a kahve yaptığında ikisinin de hayatından biraz bahsedeceğiz.

Afitap çabuk güvenen biri değil, yaşadıklarından dolayı. Bu yüzden bu hikayede Aktan onun sevgisinden ziyade en çok güvenini kazanmaya çalışacak. Çünkü sevgi kazanılmaz kendiliğinden yerleşir insanın kalbine, ama güven geçmişi yaralı olan insanlar için özellikle çaba ister kazanılmak için...

Bu arada klişelerden nefret ederim, gereksiz kıskançlık ve yanlış anlaşılmalardan da öyle. O yüzden içiniz rahat olsun. Birbirlerine karşı hissettikleri duyguları yaralayan değil de, besleyen bir ilişki olacak. Ama daha tabi buna çok var, yolun başındayız.

Bu arada bölümü beğendiniz mi?

Bir sonraki bölümde Afitap günlük  vlog çekebilir.

Yıldızlamayı ve yorum yapmayı unutmayın.☆♡

E.Y.



AFİTAPWhere stories live. Discover now