14. Bölüm

2.9K 130 43
                                    


Sabah alarmımın sesiyle uyandığımda, üzerime pilates için uygun tayt ve kısa kollu yarım tişört giydikten sonra vakit kaybetmeden her sabah düzenli olarak yaptığım pilatese başladım.

Pilates yaptıktan hemen sonra sıcak havanın ve sporun etkisiyle vücudumda biriken terlerden kurtulmak için soğuk bir duşa girdim. Duştan çıktıktan sonra bebek yağını vücuduma sürüp, yanımda getirdiğim saks mavisi dantelli iç çamaşırımı giydim.

Üzerime geçireceğim elbiseyi giymeden önce, kurutma makinasıyla saçlarımı kurutup, krem sürdüm. Saçlarımı doğal haliyle bırakıp, mor renk dizlerimin bir karıştan biraz fazla üstünde kalan, beyaz küçük detayları bulunan efil efil bir elbise geçirdim.



Elbisenin dirseğimin üstünde biten balon kollarını düzelltip, vücuduma bebek spreyini sıktım. Duşa girmeden önce çıkardığım kirli kıyafetleri kişisel banyomda bulunan çamaşır sepetine attım.

Bana verilen odama ilerlemeden önce havlumu, kuruması için banyo kapısının üst kısmına astım. Makyaj masasının önünden rimelimi alıp, kirpiklerime yerdirdim.


Bordo ruju dudaklarımın belirli kısımlarına parça parça sürdükten sonra renk vermesi için sağ elimin serçe parmağıyla yaydım.


Parmaklarıma bir kaç tane gümüş renginde yüzüklerimi takıp, kulaklarıma yine gümüş renginde halka küpeleri yerleştirdikten sonra hazırlandığıma karar verip, aşağıya indim.

Mutfaktan gelen seslerle adımlarımı oraya yönlendirdiğimde, Çağan ve Serenay'ın kahvaltı hazırladıklarını fark ettim. "Günaydınn"

Sesimle bana dönen ikili bana aynı şekilde karşılık verirken, bende onlara doğru ilerliyordum. "Yapabileceğim bir şey var mı?"

Çağan başını sağa sola sallayıp dudaklarını araladı. "Biz hallediyoruz. Istersen yanımızda otur, istersen içeride bekle sen bilirsin."

Çağan'ın gülümseyerek söylediklerinden sonra Serenay onunla aynı fikirde olmadığını belirtircesine elime beyaz renk bir masa örtüsü tutuşturdu. "Sen masayı hazırla bizde kahvaltıyı hazırlayalım."


"Tamamdır bebek." Serenay'ı onaylamamin ardından içeriye Danla ve Berk peş peşe girdi. İkisinin konuşmasına fırsat vermeyen Serenay, Danla'nın eline servis tabağı, Berk'in eline iste çatal-bıçakları tutuşturdu. "Afitapla beraber sofrayı hazırlayın siz."

Danla gözlerini devirdikten hemen sonra en iyi yaptığı şeyi yapıp, söylenmeye başladı. "Bıraksaydin da bir günaydın deseydik."

Serenay Danla'nın isyanina karşılık menemene domatesleri eklerken, tatlı bir gülümsemeyle karşılık verdi. "Günaydınlar ikinizede"

Berk, Serenay'ı yanıtsız bırakmazken Danla gözlerini devirmek ve kıçını Serenay'a dönmekle yetindi.

Berk, Danla ve ben masayı kurarken; Serenay ve Çağan kahvaltıyı hazırladılar. Kısa bir süre sonra ev halkı da bize eşlik edince, hep beraber sofraya oturduk.


Kahvaltıdan sonra hep birlikte sofrayı toplayınca kahve içmeye karar verdik. Enes ve Murat kahveleri hazırlarken, geri kalanımız büyük salona geçtik.

Salona geçer geçmez klimayı açtım. Tekli koltuğa otururken Aktan'ın sesiyle ona döndüm. "Akşam mangal yapalım diyorum."

Mangal kelimesini duyunca gözlerimden kalpler fışkırdığına emindim. Aktan'ı hepimiz coşkuyla onaylarken, Zehra kırmızıya boyadığı dudaklarını memnuniyetsizlikle araladı. "Ya mangalın kalorisi çok fazla olur. Iki gündür diyetimden çıktım, fiziğimi korumam lazım o yüzden sebze mi haşlasak?"

AFİTAPWhere stories live. Discover now