48. Bölüm

2.2K 183 23
                                    

Sevgili okurlarım, neden oy vermiyorsunuz? Sınır koymak istemiyorum ama beni buna mecbur bırakıyorsunuz. Rica ediyorum oy verdikten sonra bölüme geçelimmm.♡☆ ( Dipnot: Sözüm oy verenler için geçerli değil. :)

***********

Birlikte odaya girdiğimiz gibi Aktan'ın kucağından inip, beni sarıp sarmaladığı pikeden kurtuldum. "Aktan rezil olduk." Çatık kaşları huysuz ve öfkeli bakışlarını onun olan tişorte diktiği için benim söylediklerimle ilgilenmiyordu. "Pezevenk bir de arsız arsız konuşuyordu." Hâlâ takıldığı noktanın aynı olmasıyla saçlarımı geriye atıp, tişörtümü çıkarıp yere attım. "LANNNN"

Aktan delirmiş gibi göğüslerime bakarken kıp kırmızı olmuş suratıyla bana baktı. "Senin sütyenin de yoktu değil mi?" Sessiz kalıp çıldırmış halini izlerken alt dudağımı dişlerimin arasında ezmeye başladım. "Görünmedi değil mi?" Zar zor, kesik kesik konuşmasıyla başımı sağa sola salladım. Belime kadar açılmıştı. "Belime kadar açıldı."


Gözlerini kapatıp yumruk yaptığı elini dudaklarının hizasına getirip, dişlerini geçirdi. Sinirinin geçmesi için ona bulaşmadan siyah bir südyen geçirdim göğüslerime. "Emin misin?" Kısık ama fazlasıyla sinir kokan sesiyle çatık kaşlarımla ona döndüm. "Eminim Aktan,tişört belime kadar açıldı zaten vücudumun çoğu senin altındaydı fazla bir şey görmeleri imkansız." Başını sağa sola kütlettikten sonra benim üzerime siyah tayt ve siyah boğazlı badimi giyişimi izledi. "Kapının kilidini değiştireceğim." Bunu bende istediğim için sessiz bir onaylamayla başımı aşağı yukarı salladım.

Dolaptan aldığı tişörtü çıplak üzerine geçirdiği esnada, siyah eşfmanı da ona ben uzattım. Elimdeki siyah eşofmana anlamsızca bakarken, ısrarla uzatmamla konuşmak zorunda kaldı. "Bebeğim bu ne? Altımda eşofman var ya." Altındaki eşofmana çatık kaşlarımla baksamda elimdeki siyah eşofmanı parmaklarının arasına sıkıştırdım. "O altındaki eşofmanı sadece benim yanımda giyeceksin. " Arkamı dönmeden önce son kez havalanmış kaşlarına bakarak konuştum. "Bir daha uyarmam." Anında yüzü gevşerken ve sırıtık bir hâl alırken ben çoktan ona sırtımı dönmüştüm.


Sonuçta gri eşofman hassas noktamızdı!


Merdivenlerin yarısındayken Aktan altına giydiği siyah eşofmanlarla gelip, sol elimi avcunun arasına almıştı bile. "Gerçekten rezil olduk Aktan." Aklına Kaan gelmiş olacak ki parmaklarımı tutan eli kasılmıştı. "Annemlerden rahatsız mı oluyorsun? Boş ver onları. Ama o puştun gözlerini oyacağım." Son cümlesini ağzının içinde homurdasa da duymuştum. "Aktan, Kaan kasıtlı bana bakacak biri değil. Bizi gördüğü anda kafasını çevirdiğine eminim. Hem nişanlısına da çok aşık ondan başka birini gözünün gördüğünü sanmıyorum. "

"Biliyorum, ama bu delirmeme engel değil." Gözlerimi devirdikten sonra hızlanarak salona giriş yaptım. "Hoş geldiniz." Erva Hanım ve annem birleşmiş ellerimize baksalarda, Kaan muzip bakışlarını bize kısaca diktikten sonra elindeki telefona çevirdi başını. "Hoş bulduk güzel kızım." Annem ve Erva Hanım'ın aynı anda konuşmasıyla birbirlerine bakıp gülmeleri bir oldu.

"Hoş geldiniz." Aktan da dahil olduktan sonra kısık bakışlarını Kaan'a dikip tekrar konuştu. "Sen hariç niye geldin?" Ters ters konuşmasıyla elini cimcikledim ve elimi sarmış olan ellerinden kurtulup annemlere doğru ilerledim, onları öptüm. "Iptal olan projeyi hallettim. Hafta sonu reklam çekimi için Izmir'e gideceğiz." Kaan, Aktan'ın bizi görmesinden dolayı rahatsız olduğunu anladığı için hiç uzatmadan konuya girdi.


"Biz de geldik pat diye kusura bakma kızım, mangal yapacaktık ya sürpriz olsun istemiştik." Erva Hanım'ın gördüğü görüntüden memnun olmuş ses tonuyla konuşması söylediklerinde samimi olduğuna inandırmasada kızaran yanaklarımla tebessüm ettim. "Istemez olaydık." Annemin sessizce fısıldamasını duysakta sessiz kalmayı tercih ettim. "Olur mu öyle şey iyiki gelmişsiniz." Yalan, neden geldiniz ki rezil de olduk.


AFİTAPOù les histoires vivent. Découvrez maintenant