42. Bölüm

2.5K 167 15
                                    


Oy verdiysek bölüme geçelimmm.

***************

Okuduğum haberlerin şokunu atlatmıştım ama Aktan'ın neden böyle bir davranışta bulunduğunu anlayamıyordum. Aradığımda açmamış sadece iyi olduğuna dair bir mesaj atmıştı.

Oturduğum salonun koltuğunda elimde telefonla İzmir'e gitmeyi düşünüyordum. Elimdeki sürekli bildirim ve arama yağan telefonu sinirle koltuğa vurduktan sonra bir süre boş boş etrafı izledim. Daha fazla beklemek istemediğimden hızlıca oturduğum koltuktan telefonumu alarak kalktım.

Telefondan en erken bilet saatlerine bakarken gece üçtekini görünce beklemeden aldım. Odama geçtiğim gibi siyah triko vücuduma yapışan dizlerimin bir karış üzerindeki elbiseyi giyindim. Daha uçağın kalkmasına varken evde bekleyemeyeceğimi biliyordum.

Telefonun ekranında Aktan'ın aradığını görünce bekletmeden açarak kulağıma götürdüm. "Alo Aktan? Iyi misin?" Haberleri gördükten sonra beynimi en çok kurcalayan ona bir zarar gelip gelmemesiydi, ne kadar videoda Emre'yi o dövüyor olarak gözüksede video kısa süreliydi daha sonrasında ne olduğunu bilmiyordum.

"Iyiyim, sakin ol." Derin bir nefes verdikten sonra elimle yüzümü sıvazladım. "Bir yerine bir şey oldu mu?" Iyi olduğundan emin olmak için sorularımı sıralarken kavga etmesine neden olabilecek hiç bir mantıklı sebep bulamıyordum. "Hiç bir şey olmadı, gerçekten iyiyim. O izlediğin videodan sonra bir kaç koruma daha gelip bizi ayırdılar." 

"Sizi ayırdılar mı, seni mi ayırdılar?" Yatağımın üzerine oturduktan sonra ona zarar gelmemiş olmasıyla rahatladım. Sessiz kalmasıyla devam ettim. "Aktan ne oluyor Allah aşkına? Neden adamı ölesiye dövdün? " Telefonun karşı tarafında yaşanan sessizlikle pes etmeyip seçenek sunmaya başladım.

"Sana bir şey mi dedi? Laf mı attı? Kışkırttı mı? Ilk o mu başlattı?" Hâlâ sessizliğini korurken sakin kalmak için kendimi zorladım, yüz yüze konuşmamız daha mantıklı olacaktı. "Tamam bunları daha sonra konuşuruz senin durduk yere birine saldırmayacağını biliyorum. Peki kariyerine zarar verecek mi bu durum? Reklam çekimi iptal falan edilmedi değil mi?" Telefonun ucundan bir kaç tıkırtı sesi geldikten sonra Aktan sessizliğini bozdu.

"Merak etme bir şey olmaz, reklam çekimide iptal olmadı yarın çekilecek." Konuşma şekli hoşuma gitmezken kendimi tutamadım, tutmak istemedim. "Aktan neyin var?"

"Hiç bir şeyim yok." Benim sessiz kaldığımı anlayınca derin bir nefes alıp verdi." "Gerçekten iyiyim, sen bunları kafaya takma bebeğim." Bana hitap edişiyle biraz daha rahatlasamda hâlâ tatmin olmamıştım. Sessizliğimi korumayı tercih ederken üstüne gitmemek için kendimi zorluyordum. "Hem sen bize plan yapsana bizimkilerle mangal yaptıktan sonra biraz baş başa vakit geçirelim." Dudaklarımı soymakla meşgulken Aktan'ın konu kapatması da ayrı bir sinirimi bozmaya başlamıştı.

"Tamam sevgilim, sen uyu hadi sabah erkenden çekimin olacak." Aktan'da beni onayladıktan sonra telefonu kapattım. Basit bir olay değildi, kavga ettiği de her hangi bir insan değildi ucu bana da dokunuyordu ve Aktan'ın Emre'yi benim yüzümden tanıdığı da göz önüne alınırsa aralarındaki kargaşa ben olmasaydım yaşanmayacaktı. Buna rağmen bana açıklama yapmamasını düşünmemeye çalıştım çünkü ses tonu hâlâ sinirini üzerinden atamadığını gösteriyordu, üzerine gitmemde doğru olmayacağı için susmak şuan için en mantıklısıydı.

Telefonu yatağa attıktan sonra yüzüme hiç bir şey sürmeden dizlerime kadar gelen siyah kalın topuklu çizmemi giyinip, deri ceketimi de yatağın üstüne atıp, takacağim siyah çantaya gerekli eşyaları doldurmaya başladım.

AFİTAPWhere stories live. Discover now