49. Bölüm

2.3K 153 18
                                    

  oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin, o halde oy verdiysek bölüme geçelim...

****************



Bavula küçük makyaj çantasını da attıktan sonra salonda beni bekleyen sevgilime seslendim. 'Aktann' Bavulu bana taşıtmak istemediğini ısrarla söylediği için neden seslendiğimi biliyordu. Merdivenlerden gelen ayak sesleriyle bavulun ağzını kapatıp, siyah şişme montumu giydim. şişme montun fermuarını çektiğim esnada Akta odaya girmiş ve yanıma kadar gelmişti. 'Bekle' 

Diyerek arkasında kalan dolaptan kırmızı bir bere ve atkıyı alıp, bana doğru döndü. Yarısına kadar kapattığım fermuarımı açıp, kırmızı bereyi boynuma dolayıp, bunalmayacağım ve boynumdan soğuk almayacağım şekilde doladı. Bereyi başıma takmadan önce dikkatle onu izleyen bana bir buse kondurdu. 

Anında gülümseyen yüzümle o da gülümseyerek saçlarıma bereyi geçirdi. İlgiyle berenin altında kalıp yüzüme gelen saçları göz hizamdan çekti. Atkının altında kalan uzun saçlarıma elimi götürünce ne yapacağımı anladığı için bana hemen mani oldu.

'Bebeğim çıkarma saçlarını kalsın soğuk gelmesini engeller, boynunu ısıtır.' Saçlarımdan huylanıyormuş gibi atkının içinde kafamı hareket ettirdim. 'Ama rahatsız ediyor.' Mızmızlanmama güldükten sonra işaret parmağını hep yaptığı gibi burnumun ucuna dokundurdu. 'Etmiyor, etmiyor.' Söylediğimi kabul etmemesine güldükten sonra bende benimle aynı şişme montunu geçirmiş vucuduna atkı ve bere takma isteğiyle doldum.

Komidinin üstündeki ona ait olan siyah atkıyı ve aynı renk bereyi alıp,  tekrar hareketlerimi izleyen sevgilime ilerledim. 'Sende tak hava çok soğuk.' Fermuarı çekili montunun önünü açınca benim boyuma eğilmesi bir oldu. Bu tatlı haline tebessüm ettim. Siyah atkıyı ağzına doğru gelmeyecek şekilde güzelce sarıp, atkının uç kısımlarını şişme montun içine yerleştirip fermuarı çektim. 



Hala bana doğru eğilmiş olan sevgilimin saçlarını ellerimle düzeltip, siyah beresini kafasına geçirdim. Sonunda parmaklarımın ucuna inince göz teması kurduk. Bana hayranca ve aşkla bakan gözleri mutluluktan ağlamama sebep olacak kadar güzeldi.  Dayanamayıp parmak uçlarımda tekrar yükselip çenesini öptüm. 



Bu ona yetmemiş olacak ki belimden tutarak hızlıca beni kendine çekip, vücutlarımızın birbirine çarpmasına neden oldu. Ellerim anında boynuna dolanırken vakit kaybetmeden birbirimizin dudaklarına kapandık. Hiç beklemeden alt dudağımı kapan Aktan'a üst dudağını , dudaklarımın arasına alarak karşılık verdim. Birbirimize acımadan öpüşürken, hala nasıl aynı heyecanı, tutkuyu, aşkı, mutluluğu ve sayamadığım bir çok duyguyu hissettirmesini sorgulamıyordum. Çünkü bir hafta sonrada aynı tarifsiz duyguların esiri olacaktım, on yıl sonrada, bir ömür boyunca da hatta ebediyen... 



Dilime kavuşan diliyle aynı anda inlememize engel olmadık. Ağzıma sızan dili damağımda gezinirken, bir elim berenin izin verdiği ölçüde ensesindeki saçları çekiştiriyordu. Nefessiz kalana kadar devam eden öpüşmemizle dudaklarımızı ayırmadan, geriye çekilip soluklanmaya başladık. Kirpiklerinin hareket etmesiyle bende yavaşça gözlerimi açmaya başladım. 'Çok seviyorum, her şeyden çok...' Öyle güzel bakıyordu ki... Sanki kayboluyordu bende.



'Çok seviyorum çok.' Aynı şekilde karşılık alınca benden, dudaklarıma minik minik buseler kondurmaya başladı. Her öpücüğüyle üzerime doğru geliyordu, belim yere doğru bükülünce kolları iyice bana doladı. Dudaklarımdan ayrılan dudakları yüzümde gezinerek boynuma kadar geldi. Boynuma atkının izin verdiği ölçüde öpücüklerini kondururken ben kendimi tutmadan mutlulukla kıkırdadım. Gözlerim tavandayken, kulaklarımı Aktan'ın öpüş sesleri ve benim gülüşlerim dolduruyordu. 



AFİTAPWhere stories live. Discover now