28. Bölüm

3.2K 143 77
                                    

Oy verdiyseniz bölüme geçebiliriz☆

************

Çalan zilin sesiyle dudaklarımız ayrılırken Aktan gözlerini sımsıkı yumup başını omzuma bastırdı. Kapı ve zil tekrar çalınca ağzımın içinden boğuk bir sesle mırıldandım. "Kapıya bakmalıyım annemin kargosu gelecekti büyük ihtimal odur." Belindeki bacaklarımı gevşetmeme fırsat vermeden bacaklarımdaki ellerini de belime sarıp tezgahtan kaldırdı. Boynuna sıkıca tutunduktan sonra bacaklarımı belinden söküp, ayak tabanlarimı yerle buluşturdum. Aktan kafasını omzumdan sonra boynuma yerleştirmesiyle oraya ıslattığım dudakları sayesinde sulu bir öpücük bıraktı.

"Bak bakalım." Geriye çekilirken mırıldandınması hâlâ boğuk ses tonunu koruduğunu gösterdi. Kollarımı boynundan çektikten sonra göz göze geldik

Gözlerindeki yoğunluk hâlâ kendini korurken bir adım geriye atıp kollarından çıktım. "Bakayım madem." Arkamı dönmeme müsade etmeden bana hızlıca bir adım atıp elbisemin kayan askısını düzeltip tutkulu öpüşmemiz esnasında yukarıya çıkan eteğimi iyice aşağı indirdi. Yaptıklarına gülerken sessiz kalıp işinin bitmesini bekledim ellerini zorda olsa vücudumdan ayrdıktan sonra hâlâ çalmakta ısrarcı olan kapıya doğru hızlıca adımlamaya başladım.


Kapıya vardığım gibi açtım ve karşımda Aras Kargoyu elinde bir paketle gördüm. Görevlinin elinden anneme ait olduğunu bildiğim kargoyu alırken arkamda bir bedenin varlığını hissettim ve daha sonra inanamaz gibi söylediği alaylı cümlesini. "Aras Kargoya bak sen düzgünce ve zamanında teslim edesi geldi kargosunu."


Kendimi gülmemek için tutarken görevlinin gitmesiyle kapıyı kapatıp kıkırtımı serbest bıraktım. Birlikte içeriye doğu ilerken nasıl davranmam gerektiğini bilmesem de doğal olmaya karar vermiştim. Elimdeki kargoyu salondaki yemek masasına bıraktıktan sonra mutfak kapısından içeriye baktığımda etraftaki dağınıklık yanaklarımı şişirip seslice ofladım. Sırtımda hissettiğim sert göğüsle başımı göğsüne yasladıktan sonra havaya kaldırarak kafasını bana eğen adama baktım. "Çok dağıtmışız."

Yüzünde hâlâ un tozları olduğunu görünce gülmeden edemedim. Çeneme elini yerleştirip dudaklarıma sert ve sulu bir öpücük bıraktı, şaşkınlığımi atlatamadan bir öpücük de alnıma bıraktı. Kendimi geri çektikten sonra elimle mutfağı gösterdim. "Burayı toplayalım sonra şu üzerimize çeki düzen verip pastayı yiyelim olur mu?" Çekiştirerek dağıttığım saçlarına elini geçirip sağa sola salladı saçlarını etrafa unlar yayılırken beni onayladı. "Olur öyle yapalım."

Aktan hızlıca mutfağa girişirken bende akıllı robot  süpürge makinasını getirip yere doğru bırakıp çalışmasını sağladım. Sarı bezi alıp, masanın üstüne yayılan un tozlarini silerken Aktan'da tezgahın üstünü halletmişti.

Biz mutfağı akıllı robot süpürge makinasına bırakıp çıkarken Aktanla birlikte mutfağın kapısının ağzında karşılıklı dikiliyorduk. "Ben gideyim duş alıp, üstümü değiştireyim ve geleyim olur mu?"

Ellerimi arkada birleştirdikten sonra parmak uçlarımda yükselip, tekrar yere indim. "Olur bekliyorum." Hareketimle gülümsedikten sonra birlikte kapıya doğru ilerlemeye başladık. Kapıyı açtıktan sonra dışarıya çıkmadan önce bir süre yüzümü ve öpüşmekten ve ısırmaktan şişen dudaklarımı inceledi dudakları memnuniyetle kıvrılırken kapıdan çıkmadan önce elimi omzuna koyarak hafif parmak uçlarımda yükseldim ve dudaklarımı çenesine bastırdım. Ellerini belimde hissederken kendimi geri çektim, kapatmış olduğu gözlerini geri çekilmemle açarken ağzının içinde mırıldanmasiyla kendimi gülmekten alamadım."Şimdi biz neyiz diye sormamak için çok zor tutuyorum."

AFİTAPWhere stories live. Discover now