61. Bölüm

1.6K 146 35
                                    

Sınır koymak istemiyorum bebekler gözlerimi zar zor açık tutarak yazdım bölümü ve sizden sadece desteğinizi bekliyorum bir yıldız atmak zor olmamalı.

Oy verdiysek bölüme geçelimmm...

**********

En büyük problemim her zaman güven olmuştur. Birisine güvenmek eskiden öyle imkansız geliyordu ki  Aktan gelip tüm bu duvarlarımı aştıgında neye uğradığımı şaşırmıştım. Bu şaşkınlık aynı zamanda bana aşkı, mutluluğu, sevgiyi, huzuru, sadakati getirmişti. Ve şuan izlediğim video ile hayal kırıklığına uğradığımı hissediyordum.

Kayra ile aynı zamanda çocukluk arkadaşı olduğunu ve asla aralarında bir şey geçmediğini biliyordum ama benim evlerine gelmemi istemeyip ve bunu benden gizlemesiydi zaten asıl problem.

Arabama atlayıp geri dönme fikri zihnime hücum ettiği anda Uğur Bey'in evden çöp poşetiyle çıktığını gördüm. Sağımda bulunan çöp konteynerına yürüdüğü için göz göze gelmemiz kaçınılmazdı.

"Afitap hoş geldin kızım, bizde seni bekliyorduk." Elindeki çöpü hızlıca çöp konteynerına attıktan sonra yanıma gelip elimde taşıdığım orkideyi aldı. Saçlarımın üstüne dudaklarını bastırdıktan sonra kolunu omzuma atarak eve ilerlememizi sağladı.

"Yüzün mü asık senin, iyi misin?" Kafamı zorda olsa aşağı yukarı salladıktan sonra problemimizi kimseye belli etmek istemediğimden kendimi gülümsemeye zorladım.
"Iyiyim sadece biraz yoruldum."

"Senin için Aktan yemek hazırladı onları yersen kendine gelirsin bence." Gülerek söyledikleriyle bende güldüm ama ne kadar içten güldüm orası tartışılırdı. "Bencede."

Evin kapısından içeriye girdiğimiz anda gelen seslerle oturma odasına yönelmeden arkamızda kalan dış kapıyı kapatmayı ihmal etmedik.
Ben elimdeki pasta poşetini odaya girer girmez bize dönen gözler eşliğinde salonun ortasında bulunan sehpanın üzerine  bırakırken Uğur Bey'de beni takip etti. "Dünyanın en güzel gelini de geldi."

Erva Hanım'ın konuşmasıyla salonda bulunan kanepeyi hasta yatağına çevirdiklerini gördüm. Klasik Türk adeti diyebilir miydik?

Sahici bir gülümseme kondurduktan sonra odadaki kimseye bakmadan Erva Hanım'a ilerledim. Sarılmama izin vermeden ellerimi sıkıca tuttu. "Sana da bulaşmasın güzelim."

"Geçmiş olsun hastalandığınızı duyunca endişelendim ama eminim ki Uğur Bey gözü gibi bırakmıştır size." Yaptığım göndermeyi anladığını belirtir şekilde gülümsedi.

Uğur Bey, Erva Hanım'a sürekli göz bebeğim diyerek hitap ettiğinden gözü gibi baktığını ima etmiştim. "Baktı benim yüzümden hiç uyumadı." Uğur Bey hızlıca gelip alnını öptüğü esnada Erva Hanım sesini yükseltti. "Sana da bulaşacak diyorum ama dinleyen mi var?"

"Ateşini kontrol ettim sadece karıcım." Bu tatlı hallerine kıkırdamadan edemedim. İkili koltuklardan birine yöneldiğim esnada tekli koltukta oturan Kayra ile göz göze geldim. Başımla ufak bir selam verdikten sonra çantamı oturduğum kanepenin üzerine bıraktım.

"Niye zahmet ediyorsun Afitap?" Aktan'nın ortamda olmadığını fark ettiğim esnada gelen sesle bakışlarımı Erva Hanım'a çevirip işaret ettiği pasta ve orkideye baktım.  "Ne zahmeti."

Kayra'nın ağzının içinden homurdanmasını görmezden gelmek zor olsada bunu başarmıştım. Erva Hanım ve Uğur Bey'in de bakışlarının ona kaymasıyla Kayra oturduğu yerde toparlandı ve hafifçe gülümsedi.

Içeriye giren Aktanla bakışlarım ona dönerken onun zaten bana odaklandığını fark ettim. "Bebeğim hoş geldin." Hızlı adımlarla yanıma varıp yanağıma uzun sayılabilecek bir öpücük bıraktı.

AFİTAPWhere stories live. Discover now