44. Bölüm

2.4K 160 55
                                    


Oy verdiysek bölüme geçelimm.

************

Birbirimize bakmayı son vermek amacıyla konuşmak için dudaklarımı araladım. "Neden geldin?"  Sorduğum soruyla kızarmış gözlerini yumarak derin bir nefes aldı. "Konuşabilir miyiz?"

"Konuşalım." Söylediğim kelimeden sonra hızlica dudaklarımı yalayıp devam ettim. "Konuşalım tabi ama ilk önce beni nasıl kovduğundan başlayalım." Göz altlarina değen gözlerim, morarmış olduğunu görünce başımı yere doğru eğip sala sola salladım. Konuşmasına müsade etmeden tekrar devreye girdim. "Yada boş ver ya neyi konuşacağız ki biz?"

Kafamı kaldırıp tekrar ona bakmamla bana doğru  bir adım atıp, yüzüme doğru eğildi. "Hayır bebeğim, beni dinle kendimi açıklamam için fırsat ver." Bir süre hüzün yerleşmiş gözlerine baksamda daha fazla kapı önünde beklememek için kapıyı ardımdan açık bırakarak salona yöneldim.

Salona girdiğim gibi televizyonu kapatarak, arkamdan gelen Aktan'a döndüm. "Seni dinliyorum Aktan." Elleriyle yüzünü sıvazladıktan sonra televizyonu kapatmamla kararmış odayı salonun lambasını yakarak aydınlattı. Bahçedeki ışıklandırmanın sayesinde hafif aydınlık olan oda bu sayede tamamen ışığa kavuşmustu.

"Öncelikle şunu söylemek istiyorum sana dünyanın en mantıklı açıklamasını da yapsam dün gece git dememi kabul edilebilir kılmaz." Tepki vermeden yüzüne bakmamla elleriyle sertçe yüzünü sıvazlayıp kafasını tavana doğru kaldırdı.

Tekar bakışlarını bana çevirdikten sonra derin bir nefes aldı. "Kavganın olduğu gün gittiğimiz mekandan seni aramak için dışarıya çıkmıştım, o sıra Emre sırtı bana dönük bir adamla konuşuyordu. Adam ona mekanda benim olduğumu söyleyince Emre'de onu onaylayıp bazi şeyler söyledi." Kaşlarımı çattıktan sonra kavga etmesine sebep olacak ne söylediğini düşündüm. "Anlamıyorum Aktan ne söylemiş olabilir?"

"Hani hatırlıyor musun Ela seni babanla yaşadığın kötü anıyla kışkırtmıştı?" Sorduğu soruyla Ela ile yaşadığım saçma sapan anı dolunca beynimde, kafami sallayarak onayladım karşımdaki adamı. "Evet hatırlıyorum da ne alaka?" Konuşmakta zorlanıyormuş gibi bir kaç saniye sustuktan sonra beni yanıtsız bırakmadı.

"Ela bunları Emre'de öğrenmiş, Emre o gece mekanın kapısının önünde yanındaki adama bunlardan bahsediyordu daha sonra kimden öğrendiğini sorunca yanındaki adam, o da kimden öğrendiğini söyledi." Aklına tahammül edemediği bir şey gelmiş gibi yumruk yaptığı elini yanındaki duvara vurdu. "Sonra senin hakkında şerefsiz ileri geri konuşunca dayanamadım."

Göğsümde birleştirdiğim ellerimi çözdükten sonra Aktan'a doğru bir adım attım. "Emre kimden öğrenmiş benim babamla olan geçmişimi?" Aktan benden gözlerini kaçırdıktan sonra bakışlarını saçlarıma sabitleyerek konuştu. "Çok özür dilerim seni kovdum dün ama sadece Emre'nin bahsettiği isimden emin olmak istedim, emin olmadan sana anlatamazdım çok israr edince git dedim."

Sinir krizi geçirecektim hâlâ kim olduğunu söylemiyordu. "Aktan uzatmadan kimden öğrendiğini söyle." Saçlarımdaki bakışlarını gözlerime çıkarıp, dilindeki baklayı kalbimin ortasına bıraktı. "Burcu'dan."

Burcu'dan...Burcu...Çocukluk arkadaşım...

Bir süre gözlerim Aktan'ın üzerimde ilgiyle gezinen gözlerinde takılı kaldı. Sessizliğimle bana doğru iyice yaklaşıp yüzümü avcunun arasına aldı. "Emin olmadan söylemek istemedim, senden de böyle hassas bir konuyu saklayamazdın."

Gözlerimin dolmasını engelleyemezken titreyen sesimle konuştum. "Emin misin?" Dayanamıyormuş gibi gözlerini kapatıp, alnını alnıma yasladı. "Eminim bebeğim ama keşke emin olmasaydım."

AFİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin